hesabın var mı? giriş yap

  • izmir seferihisarda yaptım askerliğimi. asteğmen olarak yapıyorum, öğretmen kökenli olduğum için nöbet tutmayan askere ceza vermek yerine, tutana ödül vereyim dedim. boyoz alıyorum sabaha karşı 4-6 nöbetinin ilk saatinde nöbet kulübelerine uğruyor bırakıyorum. bir süre sonra iki kişilik nöbet yerinde beni bekleyen 6-7 asker olmaya başladı. hoşuma gitti tabi bu böyle devam etti, çaylar demleniyor falan. bir gün askerin biri boyozdan bir lokma ısırdı çaydan bir yudum aldı, döndü bana dedi ki, komutanım top oynarken anamın verdiği domates peynir ekmekle, sabahın köründe senin verdiğin boyoz yarışır, ikisini de ömür billah unutmam dedi. o zaman fark ettim, anlatacaklar bunu yıllarca. boyozu askere dağıtıyorum diye ucuz veren fırıncı sen de sağol.

  • 2004-2019 yılları arasında alaaddin yılmaz (akp) tarafından yönetilen bolu belediyesi'ne 10 sene önce itfaiye eri olarak giren serkan ılgaz'ın (başkanın uzaktan akrabasıymış) efsanevi kariyeridir. itfaiye eri olarak işe başlayan serkan ılgaz, şunların hepsini birden yürütüyormuş:

    • özel kalem müdür vekilliği
    • insan kaynakları birim sorumluluğu
    • belediye bünyesindeki 'tabiatın kalbi bolu' şirketinin yönetim kurulu üyeliği,
    • iş sağlığı ve güvenliği uzmanlığı,
    • belediye bilişim birim sorumluluğu
    • halk ekmek fırın müdür vekilliği

    2019 yerel seçimlerinin ardından tanju özcan (chp) belediye başkanı seçilince bütün görevlerinden alınıp tekrar itfaiye eri yapılmış.

    edit: bolu'da yaşan bir arkadaşımız haberde 10.000 lira olarak gösterilen maaşın sadece "tabiatın kalbi bolu" biriminden geldiğini, başka birimlerden de artı para aldığını söyledi. eşi ve annesi de belediyede memurmuş arkadaşın dediğine göre.

  • insan karadeliğe düşerse bir kütüphanenin arkasına geçer. böyle bir film mi yapsam acaba? çok saçma bir fikir öyle değil mi? evet bence de öyle.

  • ''çok nemli bir hava, çok kötü bir saha. ne düşünüyorsunuz maç hakkında" sorusuna "bugün bir oyuncumuz zemin yüzünden sakatlandı. maçtan sonra rıza ile (çalımbay) konuştum, onların da bu maçta bir oyuncusu sakatlandı, geçen maç da bir çok oyuncuları sakatlanmış. ama biz burada sezonda bir maç oynadık ve gidiyoruz, onlarsa her iki haftada bir oynayacaklar. bu yüzden bizim için değil, onlar için üzülüyorum. her maçta sakat verme ihtimali ile bir sezon geçirmelerini istemem minvalinde bir şeyler söyleyerek cevap verdi.

    saha çok kötüydü böyle bir sahada top falan oynamak istemiyoruz falan deyip kestirip atsana be adam. sana mı kaldı karşı takım oyuncuları ile empati kurmak. arada çık ''sokak köpekleri katledilsin yoksa zehirlerim'' de. yada '' rıza ile konuştum ağzı kokuyordu'' falan de. bir kere bize '' bu bilic'e hiç yakışmadı'' deme fırsatı ver.

    gurur kaynağımızsın sen bizim bilic.

  • sakinlikten bunalırsanız kahvaltıda t24 okuyup, akşam haberlerinde fox tv izleyin, yatmadan önce verilmiş sadakam varmış diyerek misler gibi uyursunuz.

  • klasik rus edebiyatında roman karakterinin fakirlik seviyesini anlatırken kullanılan "andrey fyodoroviç bazarov 5 yıldır yeni bir palto alamıyordu kendisine ve cebinde kalan son 3 kapikle simit almak fırına gidiyordu" açıklamasında geçen paltodur kendisi ama açık konuşmak gerekirse bana çok da fakirlik gibi gelmiyor artık ya bi paltoyu 5 yıl giymek, hatta ben "5 yıl çok normal lan bi palto 7-8 sene giyilir bence" diyorum artık bi palto olmuş kaç lira. evet.