hesabın var mı? giriş yap

  • çevrimdışıyken bilgisayarı kurcalamak.

    lan internet bu kadar yaygin degilken bilgisayarin bilmemne dll'sinden system dosyalarina kadar her haltini bilirdik.

    simdi isletim sistemi bile skimizde deil. browser var mi, var. yallah.

  • televizyondan;

    muhabir; servet, gecen hafta magazin basınında cıkan resimlerin bayan hayranlarını oldukca üzdü.
    servet; sanmıyorum bayan hayranım oldugunu .

  • cim sahada mac yaparken henuz macin basinda uzaklardan sol ayakla bir sut atarim, ve farkli sekilde auta gider.
    guney afrikali takim arkadasim yanimdan gecerken sorar:
    - are you left-footer?
    +i use both.
    -maybe you shouldn't.

  • - konor evladım ekmek al da kahvaltı yapalım...
    - tamam bi saniye... yeni sezona başladım. şu hazırlık maçını yapayım alırım...
    ***
    - yavrum hadi gitmiyo musun ekmek almaya...
    - alıcam dedim ya... charity shield maçı var onu oynayım gidicem...
    ***
    - nooldu çeriti şit maçı? ekmeği kardeşin aldı, hadi yumurtalar soğumasın..
    - bi dakka, şampiyonlar ligi ön elemesi oynuyorum...sen çayı koy...
    ***
    - oğlum hadi, çayın buz gibi oldu, gelsene...
    - soğuk içerim ben onu... avrupa kadrosunu seçip kaydedeyim, ordayım...
    ***
    - kahvaltı sofrasını kaldırdık. kalk şunun başından da pazara gidelim
    vakitlice...
    - lig kupasında arsenal deplasmanına gidiyorum, şu maçı oynayım bi dakka..
    ***
    - eee seni bekleyemem... ben pazara gidiyorum. sen de babana uğra, su faturası yatırılıcakmış..
    - oki doki... grup maçlarından sonra giderim...
    ***
    - hala onun başında mısın sen. nooldu yatırdın mı faturayı?
    - ha yaa, fatura vardı di mi... 31 aralıkta davids'le henry'nin kontratları bitiyo... bosman'la onları alayım, fırlarım...
    ***
    - baban aradı, yarım saat sonra banka kapanıcakmış. kaçmıyo ya o oyun... gidiver...
    - bi dur anne ya. zaten federasyon kupasında da arsenal deplasmanı çıktı. kasten mi yapıyo ne? her sezon aynı kura...
    ***
    - oğlum niye gelmedin faturayı yatırmaya... cezaya kaldı bak senin yüzünden...
    - pardon baba ya, dalmışım. şampiyonlar liginde çeyrek finale çıktım da...
    ***
    - yemek hazır...
    - şimdi gelemem. şampiyonluk maçına çıkıyorum. sezon bitiyo zaten, az kaldı...
    ***
    - hadi iyi geceler... sen yatmıyo musun?
    - biraz daha oturucam. şampiyonlar ligi finaliyle, federasyon kupası finali kaldı geriye...
    ***
    - lan camış, sen yatmadın mı hala? saat üç... bitti mi sezon?
    -bitti de, bosman'la aldığım adamlar katılıcak takıma. davids'le henry'i bekliyorum... onlar gelsin yatıcam...
    ***
    - hadi ben işe gidiyorum. bugün yatıralım o faturayı...
    - tamam. dünya kupası başladı, kesin birileri kovulur şimdi. bi mili takım alıp biraz uyurum sonra da gelirim...
    ***
    - baban aradı, "sıçtırtmasın bacağına, bıraksın o oyunu gelsin su faturasını yatırsın" dedi...
    - öff ya, nasılsa cezaya girmedi mi fatura? ne var yarın yatırsak. bak altyapıdan bir sürü genç verdi, onları incelemem lazım...
    ***
    - yavrum?
    - sezon sonunda yılın futbolcuları açıklanacak. onu bekliyorum...
    ***
    - konor evladım, kardeşin askere gitti, ablanı evlendirdik. evi sattık izmir'e taşınıyoruz. ha bu arada baban da seni evlatlıktan reddetti. ne halin varsa gör artık...
    - lan iki dakka oynatmadınız be şu oyunu... neydi, ekmek mi alıcaktık?

  • bugün 133. doğum günü olan dünya edebiyatının en önemli kadın yazarlarından biri. ayrıca 20. yüzyıl modern romanının kurucularından ve feminizmin ilk önemli savunucularından.

    - bazı yazarlar vardır; yapıtları sizi kendine bağlar ama hayatları pek ilgi çekici değildir. mesela john steinbeck, ivan turgenyev, samuel beckett gibi.

    - bazı yazarların hayatları olağanüstü ekşın içerir ama yapıtları hayatları ölçüsünde enteresan değildir. mesela sylvia plath, casanova

    - bazı yazarlar ise hem yapıtları hem de yaşantısıyla sizi kendisine tutkuyla bağlar. mesela dostoyevski, tolstoy, edgar allan poe, franz kafka ve elbette virginia woolf. işte en sevdiğim yazar türüdür bu.

    beni, poe ve dostoyevski hariç, hiçbir yazarın hayatı böylesi cezbetmiyor. belki de hiçbir yazarın öyküsü bu derece fantastik, dramatik, komik ve trajik olaylarla iç içe değil. türkçede yayımlanmış beş adet woolf biyografisi mevcut. beşini de kitapçı kitapçı gezerek satın alıp okudum. önemli tüm romanları ve yayımlanmış denemelerini okudum. yapıtlarını kütüphanemin en nadide köşelerinden birine konumlandırdım. ama biliyorum, tüm bunlara karşın hiçbir zaman onu tam olarak kavrayamayacağım. tıpkı onun hayatıyla ilgilenen diğer tüm hayranları gibi...

    öylesi çalkantılar ve sansasyonlarla dolu bir hayatı ve insan bilincinin öyle derin noktalarına dokunan satırları var ki...insan psikolojisinde bu derece derine dostoyevski ve proust dışında hiç kimsenin ulaşabildiğini düşünmüyorum. keşke aynı çağa tanıklık edebilseydim dediğim iki kadın edebiyatçıdan biri, diğeri tüm çirkefliklerine rağmen jane austen.

    doğum günün kutlu olsun kadınım.

  • pis yedilinin bir baska versiyonudur.ozel kartlariyla oynanir. bu kartlarin icinde 0-9 arasi rakamlar ve reverse,skip,draw+2,+4 gibi ozel kagitlari vardir. genel olarak kurallar pis yedili gibidir yani sira size geldiginde bi once atilan kartin ayni renginden veya o rakamda baska bir renk kagit atarak siranizi savarsiniz.
    amac: elindeki kagitlari ilk once bitirmek
    normalde oyun saatyonunun tersine doner. reverse atarsaniz donmeyo ters cevirirsiniz.
    skip:atarsaniz sirasi sizden sonra gelen oyuncuyu atlayip ondan sonraki kagit atar.
    draw atarsaniz uzerinde yazan sayi kadar kagidi siradaki oyuncu ceker fakat onda da draw varsa o atar ondan sonraki ceker onda da varsa o atar... bu olaya halk dilinde combo denir. combo sayesinde bir kisi 20-30 kagit cekebilecek hale gelebilir. elinizde tek kart kalinca sira yandakine gecmeden "unooo" diye bagirmaniz gerekir. yoksa sira size gelince uygun kart atsaniz da bitemezsiniz hatta ceza 1 kart daha cekersiniz. draw kartlarindan birini atip biterseniz yaninizdaki uzerindeki sayi kadar ceker. puan hesaplamada ise elinizde kalan normal kartlar uzerinde yazan sayi kadardir. reverse ve skip 20 puan, draw varsa kac tane yazio sa o karti birakip desteden o kadar kart cekersiniz. onlarin icinde de draw varsa yine onu birakip sayi kadar cekersiniz... bu boyle surer gider 11 ellin sonunda puani en dusuk olan oyuncu yarismayi kazanir.

  • zamanında sahiplerinin gezi'de eylem yapan muhalif gençlere "it, köpek" diyebildiği kızılkayalar, dünya'nın en iyi ıslak hamburgerini bedava bile dağıtsa almayacağım için beni ilgilendirmeyen fiyattır.

    bunların hepsi kardeş, amca çocuğu servet gider memiş gelir.

  • hanımefendi, nelson mandela'nın, "büyük bir tepeyi aştığında insanın bulacağı şey, daha aşılacak çok tepelerin olduğudur." sözünü yerleştirmiş yazısına. lakin, mandela'nın şu sözünü de hatırlatmak isterim kendisine: "özgürlük için gökyüzünü satın almanıza gerek yok. ruhunuzu satmayın yeter." yaptığı taraflı yayınlarla rengini belli ediyordu açık açık. recep tayyip erdoğan'a karşı asla yapamayacağı bir şeyi kemal kılıçdaroğlu'na yapıp, ardından kahkaha atarak gülmesi buna bir örnek. hakkında hayırlısı olsun.

    edit: imla.