hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    engincan ural, önceki akşam arkadaşlarıyla etiler’deydi. önce halı sahada maç yapan grup, ardından sarıhan gusto’ya geçti.ancak ural’ın maç sonrası kıyafet değiştirmeye gerek duymaması, dondurucu soğukta ilginç bir tablo ortaya çıkardı.
    --- spoiler ---

    bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamayı öğütleyen bir şahıs.

    not : engincan ural*.

  • önündeki aracın tamponuna yapışmayı maharet bilen, diğer şeritteki iki araç arasındaki takip mesafesinden kaynaklanan boşluğu, yere düşen altın yüzüğe atlayan erdal bakkal gibi dolduran sözde usta şoförlerin önündeki araca bodoslama daldığı kaza. raikkönen'i tenzih ederim.

    edit: dikkatli izleyince kazaya gerçekten sebep olan aracın, en öndeki araç yavaşlayınca yavaşlamayan, dolayısıyla arkadaki araçları aldatan raikkönen olduğunu görüyoruz.

  • obi van:güçte büyük bir rahatsızlık hissettim. sanki binlerce kişi dehşet içinde bağırdı ve sonra birden sustu. sanırım korkunç birşey oldu

    luke: fener ikinciyi yedi abi maçta son 10 dakika radyodan duydum şimdi

  • "eziksozluk" diye bir olu$umun evi.

    edit: kotuleyin bakalim ibneler

    edit: aslinda entry'nin hic editlenmedigi dikkatinizi cekti mi bilmiyorum

  • bir aydır yazayım diyorum. yok arkadaş yazamıyorum. aslında tanımlayamıyorum desem daha doğru olur.

    çocuğu eline verdiklerinde hemen anlamazsın baba olduğunu diyorlardı. aslında anlaşılacak bir şey yok. tamamen doğal bir şekilde bambaşka bir hale bürünüyorsun.

    ne oluyor diyorsanız; mesela doğduğunun ilk günü bütün gün bakıyorsunuz evladınıza. sıkılmadan, yorulmadan. öyle bakıyorsun. yapabileceğin bir şey de yok aslında. derdi annesiyle onun, ama bakmaktan kendini alamıyorsun.

    annesini emdi mi? karnı doydu mu telaşı başlıyor. sonraları gazı çıktı mı uykusunu aldı mı telaşı başlıyor. hele bir de hastalanırsa falan insanın içi parçalanıyor. yanınızda olmasa da kokusunu duyuyorsunuz. arada bir resmini açıp bakıyorsunuz. gün içinde annesi aranıyor bir kaç kere.

    baba olmak önceliklerini değiştiriyor insanın. para harcarken "bu gerçekten gerekli mi?" diyorsunuz, diğer taraftan onun bir ihtiyacı varsa fiyatına bile bakmıyorsunuz. aylardır, yıllardır yapmaktan zevk aldığınız şeyleri geride bırakıyorsunuz. en azından bir süre. o süre ne kadar bilemiyorum. bebek bakıcılığı rolüne alışsam iyi olacak.

    kısacası başka bir hale bürünüyorsun. varlığını devam ettirmesi için annesine babasına muhtaç olan bir varlığın sorumluluğu biniveriyor üstünüze bir anda. bu durum ister istemez kendini sorgulamana da neden oluyor. geleceğimden emin miyim? ileride çocuğumun isteklerini karşılayabilecek miyim? ona iyi bir gelecek sunabilecek miyim? bu sorular içini yemeye başlıyor.

    benim için hayat şimdi başlıyor. iliklerime kadar hissediyorum bunu. resmen bir milat bu. güzel bir his ama bir yandan da altından kalkmak için olgun olmak gerekiyor. sadece maddi olarak değil mental olarak da hazır olmak lazım. velhasılı "çocuğum olsun çok tatlıaaaa" diyerek bu işe girilmez. gerçekten sorumluluk sahibi olmak lazım. bakalım ben becerebilecek miyim?

  • - genelde ara sokaklarda yer tutarlar. sistem oturmuştur (altında bim olan apartman bile tanımlıdır) kira maliyeti minimumdur.

    - aralık 2015 itibariyle 4970 mağazası olan bir sistemden bahsediyoruz efendim.

    - raf ve dekorasyon maliyeti yok kadar azdır

    - cepheyi oluşturan tabela ve aluminyum elemanlar hep aynıdır özel imalat yok gibidir

    - çalışanlar, ürünleri rafa dizerler, kasaya bakarlar, temizlik yaparlar. herkes her işi yapar.

    - hep aynı ürünler satılır. çeşitlilik ve tabii farklı yatırım maliyeti yok gibidir.

    - ürünler tek bir merkezden dağıtılır, lojistik nispeten iyi çözülmüştür.

    - süt ürünleri ve bazı ürünler için kendi markasını yaratmıştır. sıfır reklam ve pazarlama maliyeti ile.

    - örnek: bioxcin isimli saçı dökülenler için şampuanı başka bir marka ile hatta aynı ambalajda satar. (biota firmasının aynı ütünü bioblas) ürün bireri aynıdır ama %40'a varacak şekilde ucuzdur.

    - uygun bir iş modeli sunar, çok zengin de fakir de faydalanır.

    - bazı ürünleri efsanedir (tahinli çörekleri vardı markası: yaşam. bırakmak için rehabilitasyona girdim. bağımlılık yaptı.)

    -cep telfonu kontürü dahi satar. uyguna satar çok kullanan var. hatta bu hafta 99 tl'ye renkli cep telefonu satıyordu (şu asker telefonu denenlerden bir hafta pili gider)

    - yeri gelir star wars orijinal ürün bile satar

    - sistem başarılı olunca hemen kopyaları çıkmıştır. ki normaldir.

    eh bunlar yetiyor işte.