ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
giuliano terraneo
-
arka 5'liyi kurşuna dizen ünlü sicilya mafyası.
arkadaşlığın bir üstü sevgililiğin bir altı
-
ara ara dahil olduğum durumdur.arkadaş olmadığınızı bilirsiniz .ara sıra görüşürsünüz yok yere,öperken belinizden tutar. bir şey yapacaksa size de danışır. telefonda konuştuysa yanınızda,hele de kadinsa konuştuğu aciklama yapma gereği duyar çocukluk arkadaşım diye. bir hafta içinde birkaç defa yazar, halinizi hatrınızı sorar. küçük jestler yaparsınız kitap, albüm vs. alırsınız. tatlı bir flört vardır fakat bazen sinir bozucu olur. her istediğinizde yazamazsınız, sarılıp öpemezsiniz,yanında olamazsınız kıskanırsınız arkadaslariyla vakit geçirdiğini görünce çünkü sizin onunla görüşmeniz için ya biraz zaman geçmesi gerekir yada bir nedenin olmasi.arkadaş desen değil sevgili desen hiç değil. tatlıdır, hoştur fakat oldukça yorucu ve kafa karıştırıcıdır.
hayatında hiç uzi dinlememiş 30 yaş üstü boomer
-
sen önceki kuşaklarına saygılı olmayı öğren z kekosu, herkes sizin gibi bonzai rapçisi dinlemek zorunda mı?
82 milyon aynı gemideyiz
-
nedense işler hep boka sarınca aynı gemide olduğumuz hatırlanıyor. ejder meyvesi yerken hiç akıllara gelmiyoruz.
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
sen doğduğundan beri ben hiç parasız kalmadım. sen bana hep uğurlu geldin.
şimdi ben bunu bir anlatayım, ilerde açar açaar okurum.
seneyi tam hatırlamıyorum ama 2001 falan, babamın işsiz olduğu zamanlar, iş aramak için dışarıya çıkmış cebinde 10 lira parası var, ankarada bütün gün dolaşıp iş aramış. dönerken de işportada satılan kitaplar var, harry potter’in ilk kitabını görüyor, çocuğa ne zamandır kitap alamadım diye düşünüp ne olduğunu falan bilmeden 10 lirasının 7’sini işportacıya veriyor. çok mutlu oluyorum. 10 yaşındayım. durumumuzun da farkındayım ama, yine de çok mutlu oluyorum, çok da mahçup.
ertesi gün beni gazete almaya gönderiyor, milliyet almam gerekiyor ama kalmamış, eve gazete almadan gidersem üzülür, belki de kızar, o bana okuyacak bir şey almış, ben de ona alayım diyip star gazetesi alıyorum. eve geliyorum. babam gazetede bir iş ilanı görüyor. evimize çok yakın, yürüme mesafesinde. bir gideyim, görüşeyim diye çıkıp gidiyor. yarım saat sonra eve geliyor, beni çağırıyor yanına, işe aldılar beni, yarın başlıyorum, sen doğduğundan beri işsiz kalmama rağmen hiç parasız kalmadım. sen bana hep uğurlu geldin diyip sarılıyor. 10 yaşındayım, çok mutluyum, babam da çok mutlu. 29 yaşındayım, çok mutluyum, babam da hala öyle.
edit : debeye giren ilk entry’m babamla ilgili oldu. çok mutlu oldum, hepinize teşekkürler (bkz: gülücük).
fakirlik belirten hareketler
-
ilk okula gittiğim yıllardı. babam emlak işiyle uğraşır ama pek birşey kazanmazdı. annem bakkala veresiye yazdırır, babam cebinde sigara parası olmadan gününü geçirir bende evin en büyük erkeği olduğum için okuldan arta kalan zamanlarımda lokantada bulaşık yıkardım.
cuma namazı için camiye gitmiştim, çoraplarım adeta savaştan çıkmış gibi delik deşik. oysa hiç utanmamıştım bu halime çünkü yaşadığımız yerde herkes bizim gibiydi. açlık sefillik! adamın biri çoraplarımın halini görüp bana acımış ki elini cebime attı. ben hiçbişey olmamış gibi namaza devam ettim ve namaz bitip camiden çıktığımda cebimi yokladım. adam cebime şimdinin parasıyla 20 tl koymuştu. kendimi çok mahçup hissettim. utanmıştım. hiç unutmam o anları.
collyer kardeşler
-
homer lusk collyer ve langley collyer'den olu$ur.
1900'lerin ba$ında manhattan'da iyi bir hayat süren collyer'ler, 1909'da babalarının evden ayrılması, 1923'te ölümü ve 1929'da annelerinin ölümü üzerine kendilerini dı$ dünyaya tamamen kapattılar. dı$arıdan eve girilmesini engelleyici biçimde kapı ve pencereleri çivileyip önlerine dev çöp yığınları koydular. kimseyle ileti$ime geçmeden yıllarca ya$zdılar. homer 1933'te kör oldu. bu arada evin içi eski gazete, kitap, mobilya, alet vb. bir sürü $eyle doldu. (bkz: çöp ev)
yıllarca sürdürdükleri kapalı ya$ama, kötü beslenmeden dolayı birkaç gün arayla veda ettiler. yakla$ık 18 yıllık münevi hayatları boyunca yakla$ık 100 tonluk çöp biriktirdiler. telefon, elektrik vb. $eyleri faturaları ödemedikleri için kesildi.
21 mart 1947'te "evde ölü biri var" ihbarı üzerine eve girildi. homer'ın cesedi kısa bir çalı$madan sonra bulunurken, langley'ninki 8 nisan'da bulundu. karde$ine yemek getirmek için kendi olu$turduğu gazete tünelinden geçmeye çalı$ırken, yine kendi hazırladığı bubi tuzaklarından birine kapılan langley'in, fareler tarafından yenmi$ cesedi karde$inden 3 metre kadar ileride bulundu. (zira bir bölümünü fareler yemi$, çürümü$tü ve üstündeki döküntülerden seçilemiyordu) bu durumda homer'ın açlıktan öldüğü de anla$ıldı.
not: 1942'deki bir röpotajda langey'e, "niye o kadar gazete biriktirdin" diye sorulmu$, cevabı da "homer'in gözleri açılınca ona hepsini okuyacaktım" olmu$tur.
http://www.gothamist.com/…s/2003_10_collyerbros.jpg
http://upload.wikimedia.org/…/en/2/2a/collyer1a.jpg
yurtiçi kargo çalışanının katliam çağrısı
-
o kadının önce o çalışana sonra firmaya sağlam bir dava açması gereken olaydır.
9 nisan 2013 galatasaray real madrid maçı
-
şu maçta bile acaba tur gelir mi dedirtebiliyorsa galatasaray, bize tebrik etmek düşer. helal olsun.
dipnot: bronşlarıma kadar fenerbahçeliyim.
demet akalın'ın 300 tl'lik hesaba isyan etmesi
-
tweet altındaki bir yorum; "sikko şarkılarınla yarım saat sahneye çıkıp 100 binlerce lira alan sensin mq öde bi zahmet"