hesabın var mı? giriş yap

  • - birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu günlerde bu programı ve bileşenlerini tümüyle kaldırmak istediğinizden emin misiniz?

  • --- spoiler ---

    son zamanlarda marvel cinematic universe'e ait işlerde eskiye kıyasla daha fazla zayıf yapımla karşılaştık. doctor strange in the multiverse of madness benim çok beğendiğim bir film olsa da genel anlamda seyirciyi biraz hayal kırıklığına uğrattı. ardından benim için mcu'nun en kötü filmi olan thor: love and thunder geldi. dizi kanadında ise çok güçlü başlayan ms. marvel ikinci yarısında ivme kaybedip ortalama final yaptı, ı am groot ise pekte kale alınacak bir yapım olmadı. she-hulk ise bambaşka bir konu.

    marvel studios disney+'ın denkleme katılması ile kendi kendisini çok zorlamaya başladı. proje sayısındaki inanılmaz artış içerik kalitesini ciddi şekilde etkiliyor artık. blade filminde de duyduğumuz prodüksiyon sorunları artmaya başlarsa genel hikaye anlatısı, birbirine bağlı olduğu için çok zarar görecek. yılda 2-3 film yapan marvel studios şu anda yıl 8-9 proje yapmaya çalışıyor. bu kadar proje geliştirmek kalite anlamında ister istemez gerilemeye sebebiyet veriyor. thor: love and thunder sonrası she-hulk: attorney at law bunun en canlı örneği.

    peşinen söyleyeyim ki she-hulk çok kötü yazılmış bir dizi. dizinin en büyük sorunu ne komedi olması ne de cgı'ların kötü olması. net şekilde çok ama çok kötü yazılmış olması. yapım drama olabilir, komedi olabilir, anime olabilir ya da küçük çocuklara çizgi filmde olabilir ama kaliteli bir hikaye anlatmak için önemli olan öyküde bir nedenselliğin olmasıdır. she-hulk dizisinde komple neden-sonuç ilişkisi yok. bunun olduğu bölümler birinci ve sekizinci bölümler. birazda dördüncü bölüm.

    örneklerle gidelim. titania sebepsiz yere mahkemeye saldırıyor. sözde tutuklanıyor, sonra televizyon haberi ile serbest kalıyor, she-hulk ismi için dava açıyor, jennifer'a kinleniyor, düğün basıyor, ınstagramda rezil oldum diye ağlayıp gidiyor. son olarak finalde gözüküyor. peki bütün bu 9 bölüme yayılan hikayenin bir sebep-sonuç ilişkisi var mı ? yok. karakterin motivasyonu nedir, güçlerini nasıl kazanmıştır, neden she-hulk isminin peşine düşmüştür. bunların hiçbirinin cevabı yok. bir de titania çizgi romanlarda she-hulk'ın en büyük düşmanı.

    wong'un komple hikaye arc'ı da çok garip. shang-chi filminde abomination ile görmüştük. burada hapisten kaçırması pratik yapacağız diye saçma bir sebebe bağlanıyor. yaptığı hareketin suç olduğu net şekilde belirtiliyor. sonraki bölüm mahkeme salonunda görünce bir sebep-sonuç ilişkisi olacak zannediyorsun ama dava bambaşka bir şey için. nedensellik yine yok sayılıyor. bunların örnekleri rahatlıkla çoğaltılabilir.

    senaryonun çöktüğü bir başka ve önemli nokta ise jennifer walters'ın kişiliği. dizi diyalog yoluyla jennifer'ın erkek egemen dünyada güçlü bir kadın olduğunu neredeyse her bölüm hatırlatıyor ama uygulama bunu hiç yapmıyor. üstelik hem erkekler, hem de kadınlar rahatlıkla jennifer'ı kullanabiliyor. güçlü kadın profili çizilmesi gereken bir hikayede jennifer'ın dokuz bölüm boyunca dizinin ana hikayesiymiş gibi erkek arkadaş aramasını, düğünde boş bardakları toplayıp, kirli çamaşırlarla ilgilenecek kadar kadınlar tarafından ezilmesini ben anlayamıyorum. bu dizinin vermeye çalıştığı mesaj ne ? ortada büyük bir sorun var.

    gelelim meta anlatı olayına. ki bu kısım müthiş bir hayal kırıklığı yarattı. yukarıda nedensellik diye bahsettiğim her şey aslında boşmuş. yazar ekibi zaten bilinçli şekilde sebep-sonuç ilişkisi anlatmadan pata küte diziyi işlemiş. çünkü hikayeyi toparlayacak doğru düzgün bir anlatı yapmayacakları zaten belliymiş. bu şahsen beni izlerken çok rahatız etti. şu ana kadar seyrettiğimiz hiçbir şeyin hikaye anlamında bağlandığı bir yer yok. o yüzden nedensellikte yok. hayatımda gördüğüm en saçma deus ex machina oluyor. bütün anlatı kaldırılıp atılıyor. jennifer'ın istediği şekilde yeniden yazılıyor. şimdi burada mizahi bir taraf yok. komik bir durum yok. ciddiye alınacak bir durumda yok. şu anda yazarlar kendilerini herhalde zeki falanda zannediyordur.

    internette bazı kesimler tarafından kadın karakter olduğu için beğenilmedi klasmanına çekilmek isteniyor ama geçen seneden yine benzer şekilde kadın karakterli bir diziye dönelim. wandavision kadın bir başkaraktere sahip, komedi konseptinde ve meta anlatısı var. wanda'yı kadın diye sevmeyen bir kişi bile duymadım. komedi ama üst seviye bir nedensellik var. meta anlatı deus ex machina olarak değil gerçekten zekice kullanılmış. yani sorun ne karakterin kadın olması, ne komedi olması, ne de meta anlatı. sorun she-hulk'ın senaryosunun çok kötü olması.

    dizide konuşmaya değer sadece 1-2 olay oldu. bunlardan biri daredevil'ın gelişi diğer ise hulk'ın oğlu skaar. ama üzerinde konuşacak enerjiyi bile aldı dizinin genel kalitesizliği. sonuç olarak bitti. mcu'nun en kötü yapımının she-hulk dizisi olduğunu düşünüyorum. bu karakter çok daha iyisini hakediyordu.

    --- spoiler ---

  • çalın. iyi çalamayacaksanız da, virtüoz olamayacaksanız da, küçük yaşta başlamadıysanız da, günün birinde adınız gitarla birlikte anılmayacaksa da çalın. çalmak istiyorsanız, çalın.

    "gitar ayağa düştü hacı." diyenlere takılmayın. neymiş, vay efendim, herkes gitar çalmaya heves ediyormuş. bir toplum düşünün ki her bir ferdi bir enstrümanla az buçuk uğraşmış, bir enstrümandan üç beş ses çıkarmasını biliyor. ne büyük felaket, değil mi?

    güzeldir kardeşim. al gitarını, istersen iki tıngırdat bırak. istersen uğraş, çalış, öğren çalmasını. kimseye borcun yok, virtüoz falan olmak zorunda değilsin. çal gitsin.

  • ergenligimi yeni atlattigim zamanlarda zeki muren'in yorumunu cok seven babamla -o zamanin hizli metalcisi olmanin verdigi balondan muzik kulturume guvenerek- girdigim bir tartismanin sonucunu kendisinin soyledigi "olgunlastikca zeki muren'i ve turk sanat muziginin degerini ilerde anlayacaksin" sozu belirlemisti.

    herkes gibi kendi capimda olusturdugum muzik dagarcigimda bulunan muzisyenlerin ve urettikleri muziklerin tarzlarini goz onune alinca -ki bunun icinde hastasi olunanlarin pesinden konser ve turnelere gidecek kadar fanatigi olunanlarin da mevcut oldugu dusunulunce- yagmurlu bir aksam yolda yururken beynime yapisan melodi ornegin bir nick cave degil de zeki muren'den gozlerin doguyor gecelerime oluyorsa, zaman babami hakli cikmistir.

  • olay çok etkiledi beni. rahmetlinin ailesine ve güzel kızına sabır diliyorum. ne desek boş, ateş düştüğü yeri yakacak.

    olay ümitköy/çayyolu bölgesinde olduğu için şaşırmış suserler.

    elbette haklılar ama gözden kaçırdıkları bir şey var: recep tayyip erdoğan

    erdoğan türkiye’de sermayenin sahibini değiştirdi. kendi oligarşisini yarattı. artık para, iyi eğitim almış, düşünsel ve sanatsal becerileri de ekonomik gücü oranında gelişmiş insanlarda değil. para, kolunu kaldırmadan ihale alanlarda.

    bu insanlar bu kolay parayla ne yapacaklarını bilmiyorlar. buna dair mental bir hazırlıkları veya sürece yayılmış bir gelişimleri yok. paranın alacağı her şeyi almaya çalışıyorlar.

    “çayyolu’nda yaşamak için bir ev” ve “istediği şarkının hemen çalınması” bu şeylerden yalnızca ikisi.

    istedikleri olmadıkça, her şeye ve herkese zarar veriyorlar. işin en kötü yanı, istedikleri oldukça da zarar vermiş olacaklar.

    bir çıkmazın içindeyiz. bir çıkmaza sokulduk. sesimizi çıkarmamız gerek.

  • cem yılmaz'ı çokça seven, saygı duyan ve kendisinden öğrenilecek şeyler olduğuna inanan bir insanım. ancak her zaman kendisinin dillendirmeyi sevdiği bir söz vardır şu minvaldeki sorulara karşı:

    "neden güncel meselelere duyarlı anlamda eserler üretmiyorsun? neden mizahı zayıfın güçlüye karşı olan savaşında hep kullanıldığı gibi kullanmıyorsun? hem de bu silahı en iyi kullanabilecek en başarılı, en yenilikçi zeki sanatçılardan, silahtarlardan biriyken?"

    kendisinin cevabı ise şu kaçamak minvaldedir, bilenler bilir - ki ben buna hep saygı duymuşumdur:

    "bunu zaten yapan abilerimiz, arkadaşlarımız var. onlar bu işi iyi yapıyorlar. ben bunlara girmiyorum, ben yapabileceğim en iyi şeyi yapıyorum, sanatımı icra edip, insanları güldürüyorum. güldürürken düşündürmeyi başkaları yapıyor zaten."

    harika yapıyorsun, saygı duyuyorum, daha fazla para ve başarı kazan ve daha iyilerini yap; bunu tüm kalbimle umarım.

    buraya kadar her şey normal ama işte sayın cem yılmaz; sen bu insanların durumunu sallamaz, bu konuda kaçamak yaparsan, yarın gelip de yine bu insanlara karşı sosyal medyadan "korsan almayın, heeyy" diye bağırdığın zaman, 3-5 şak şakçı ya da fanboy haricinde hiç kimse seni ciddiye almaz, güler geçer; benim gibi bilerek ve isteyerek ya da bilmeden... zira bu milletin seninkinden önce açlık, fakirlik, sömürü, cehalet gibi onlarca sorunu var senin vaktiyle sallamadığın... ve şimdi onlardan senin onlar için yapmadığını, senin için yapmalarını, duyarlılık göstermelerini bekliyorsun. ancak biliyorsun ki sen insanlar için ne yaparsan, onlar da zamanı gelince senin için onu yaparlar. "eh ama ben onları o kadar, güldürdüm, hizmet ettim?" . eh onlar da güldüler işte, o kadar. neden şimdi düşünmelerini bekler oldun ki?

    hem hani sorunlarımıza girmiyorduk, düşünmüyorduk, gülüp eğleniyorduk seninle? ne oldu yani, senin paralara, emeğe dokunulunca mı sorun çıktı ilişkimizde? eh hani bizimkiler? hani asgari maaşa 14 saat çalışıp, ölen taşeron madencinin emeği? çok bir şey değil, çıkıp 2 kelime söyleyip duruş gösterebileceğin, bir şeyler değiştirebileceğin binlerce işçinin yetimin, çocuğun hakkı? bu böyle uzar gider, senin girmek istemediğin meseleler, biliyorum...

    heh işte, o yüzden susman daha iyi bu konularda, sen sanata devam et, gülelim eğlenelim yalnızca. böylece hayatım boyunca senin için yazmayı aklımdan dahi geçirmeyeceğim bu tarz bir ilyas salmansal bir entry yazmayayım bir daha, ta-mam?