hesabın var mı? giriş yap

  • 1993-94 eğitim öğretim döneminde ilkokula başlamıştım babam hergün 500 lira verirdi. simit ise 1000 liraydı. hacı abi diye bir adam vardı simit satardı ilk teneffüs okulumuz çok küçük kantini olmayan bir okul olduğu için sadece simit alabilirdik. hacı abi ilk zamanlar bana yarım simit verirdi. sonraları ise vermemiş, geri kalan yarısını satamıyorum kimse senden başka yarım simit almıyor demişti. bende bana göre fazla harçlık alan arkadaşlarımla ortak simit alır arkadaşa aldığım simitten yarısını verirdim. benim sayemde bir buçuk simit yiyen çok arkadaşım oldu. ikinci dönem 500 lira tedavülden kalkınca çok sevinmiştim. çünkü babam artık bana 1000 lira veriyordu. ama simit 2500 lira olmuştu. enflasyonu daha 7 yaşında tatmışım. şimdi ne zaman simitçi görsem fazla fazla alır etrafımdaki çocuklara veririm. belki ceplerinde sadece yarım simit parası vardır diye.

    edit; imla.

  • gümrük birliği, rekabet kanunu falan yok sayan kredidir. yalnız bu fiyata alınırmış. 2 katına bir kekoya okutana kadar bedava finansman demek. gerçi kredi yüzdesi çok düşük ama olsun. 1.36'dan 12 ay vadeli parayı zaten kredi kartından alabiliyoruz.

    kredi avantajı ve avrupa gümrük birliği:
    "avrupa gümrük birliği (agb) üyesi bir ülkenin ithal ürünlere uygulamadığı kredi avantajını yerli ürünlere uygulaması, agb kurallarına aykırı olacaktır. agb üyeleri arasındaki ticarette, ithal edilen ve yerli ürünlere aynı şartlar uygulanmalıdır. yani, bir agb üyesi ülke, ithal edilen ürünlere uygulamadığı kredi avantajını, yerli ürünlere uygulayamaz.

    agb kurallarına göre, üye ülkeler arasındaki ticarette herhangi bir ayrımcılık yapılmamalıdır. agb üyesi bir ülke, diğer agb üyesi ülkelerin ürünlerine karşı ayrımcı tedbirler uygulamak yerine, serbest ve adil bir ticaret ortamı sağlamakla yükümlüdür."

    vergi dilimleri ve avrupa gümrük birliği:

    "eğer bir ülke avrupa gümrük birliği (agb) üyesi ise, bu ülke agb kurallarına uygun olarak ticaret yapmakla yükümlüdür. agb kurallarına göre, üye ülkeler arasındaki mal ticaretinde herhangi bir tarife uygulanmaz. bu nedenle, bir agb üyesi ülke ithal ürünlere ek vergi uygulayamaz.

    ancak, agb üyesi bir ülke içinde üretilen ürünlere vergi uygulanması mümkündür. bu vergiler, yerel üreticilere karşı rekabet avantajı sağlamamak için ithal edilen ürünlere uygulanan vergilerle aynı seviyede olmalıdır. bu nedenle, bir agb üyesi ülke ithal edilen ürünlere ek vergi uygulayamazken, yerli üreticilere aynı seviyede vergi uygulayarak rekabetin adil bir şekilde sağlanmasını sağlamalıdır.

    eğer bir agb üyesi ülke, yerli ürünlere vergi uygulamazken, ithal edilen ürünlere vergi uygularsa, bu agb kurallarına aykırı olacaktır. bu durum, diğer agb üyesi ülkelerin ithalatına yönelik bir engel oluşturabilir ve bu ülkelerin agb üyesi ülke ile yaptığı ticareti etkileyebilir. bu nedenle, bir agb üyesi ülkenin agb kurallarına uygun olarak hareket etmesi önemlidir."

    rekabet kanunu ve faiz indirimi:

    "sadece bir üreticinin ürününe vergi ve kredi faiz indirimi vermek, rekabet kanununa aykırı olabilir. rekabet hukuku, adil bir piyasa rekabeti sağlamayı amaçlar ve haksız rekabeti önlemek için bir dizi kurallar ve düzenlemeler içerir.

    sadece bir üreticinin ürününe vergi ve kredi faiz indirimi vermek, o üreticiye diğerlerine göre ayrıcalıklı bir rekabet avantajı sağlayacaktır. bu, diğer üreticilerin pazar payını kaybetmesine ve haksız rekabete neden olabilir.

    bununla birlikte, bazı durumlarda, vergi ve kredi faiz indirimleri, belirli bir sektörde tüm üreticilere verilir. bu durumda, verilen ayrıcalık, sektördeki tüm üreticilere eşit bir şekilde sağlanır ve adil bir piyasa rekabeti sağlamak amacıyla düzenlenir.

    ancak, sadece bir üreticiye özel vergi ve kredi faiz indirimi sağlamak, diğer üreticilere göre haksız bir avantaj sağlayabilir ve rekabet hukukuna aykırı olabilir. bu nedenle, her durum özelinde incelenerek, adil bir piyasa rekabeti sağlamak amacıyla, rekabet hukukuna uygun olarak düzenlenmelidir."

    kaynak: chatgpt

  • kıyamet tarihi değil. çünkü biliyorum. 25 senelik uzman saatli maarif takvimi kullanıcısı olarak biliyorum. hayır yani mayalar biliyor da, koskoca maarif bilmiyor mu? olsa yazardı. ama ne yazıyor? biber dolması, düğün çorbası, yoğurt yazıyor. kıyamet yazmıyor. erkek için hasan, kız için ayşe yazıyor.
    evlatlarımız için isim düşünen, akşam yemeğimiz için menüyü bile hazırlayan bu on numara takvim, kıyameti yazmayacak da neyi yazacak allah aşkına. lakin yok. kıyamet yok.
    mayalar da o uyduruk takvimi kullanacaklarına, diyanetten onaylı imsakiyeli bu efsane takvimi kullansalardı hiç karışıklık olmayacaktı. millet galeyana gelmeyecekti böyle. neyse artık olmuş bi kere. ama sanıyorum ki, aydınlandınız artık.

    ayrıca imsak 05.46.

  • entry girerken bazen kelimelerin yazımları hakkında şüpheye düşüp, doğru yazılışını teyit etmek için google veya sözlüğün başlık ara butonunda kelimeyi aratmak.

    not: bu itirafta beni mal kılan detay ise aynı zamanda bir türkçe öğretmeni olmam.

  • mevlana'nın batıni yönünü tamamlayan can dostu. bir anlamda hocası da diyebiliriz. aralarındaki sevgi-aşk ilişkisini anlatmaya sözcükler yetmez. aşağıdaki anekdot fikir verir sanırım:

    şems birgün kaybolmuş ortadan.
    mevlana "şems" deyu deyu ağlar olmuş.
    birgün uzun yoldan bir adam gelmiş.
    "şemsi gördüm, şems'ten haberlerim var" demiş.
    adam mevlana'nın huzuruna çıkmış
    ve anlatmaya başlamış
    ipe sapa gelmez tutarsız şeylermiş ama anlattıkları.
    mevlana çıkartıp hırkasını vermiş adama
    "anlamadın mı adam yalan konuşuyordu" demiş yanındakiler
    niye hırkasını verdiğini merak ederek.
    "ben" demiş
    "yalan haberine hırkamı verdim"
    "doğru olsaydı anlattıkları canımı verirdim"

    bu durumda lafı kesmek düşüyor bana.

  • tabii...

    hükümet her şey için referandum yapıyor ya istanbul belediyesi de öyle yapmalı.

    yatıyoruz kalkıyoruz, ülkede haberimiz yokken hepimizi ilgilendiren zibilyon tane karar alınmış oluyor.

    ama seçimi kazanan cehape olduğu için yasal hakkını bile sorarak kullanmalı.

    ahmet hakan da dediyse tamamdır.

  • kendini beğenmişliği yüzünden itici olan stand-up'çı. "bu biraz zaman alıyor", " anca" gibi şeyler söyleyerek espriye gülmeyenlere anlamamış muamelesi yapıyor.

    onlar anlamamış değil, sadece komik bulmadılar atalay.

  • cevabi belli olan sorudur. 15 yildir tek bir siyasi rakibinin karsina cikmaya cesaret edemeyenler simdi de cesaret edemeyecektir.

    bunun yerine, patronlara santaj yaparak ele gecirdikleri medya'da karsilarina 3-4 tosuncuk alip ellerine de soracaklari sorulari vereceklerdir.

  • olay basit, paniğe kapılan yatırımcı küçük borsalardan coinlerini çekip başka yere aktarmak istiyor.

    ama bu coinler zaten bu borsalarda mevcut değil. herkesin aynı anda çekmeyeceğini düşünerek olması gerekenden çok daha az coin var ellerinde. insanlar çekmek istediklerinde piyasadan alıp gönderiyorlar.

    herkes birden çekmek istediğinde ise o kadar coini alacak paraları yok.

    klasik bir bank run olayı.