hesabın var mı? giriş yap

  • 2014'lü yıllardır. her allahın günü oha bu ne sis diyorum pencereden kafamı uzatmamla olayın sis olmadığını anlamam bir oluyor.
    bir tek ben mi doğalgazla ısınıyorum oğlum memlekette?

  • adam belediye başkanlığı için aday ve kendisine şantaj yapılıyor.
    şantajcıyı arayan dedektifin elemana sorduğu soru:

    "belediye başkanı olmanızı istemeyen bir rakibiniz var mı?"

    bak ben de merak ettim, gerçekten olabilir mi lan?

  • kendi deneyimimden dolayı yazdığım bir entry (bkz: #49889020) yüzünden almadığım hakaret dolu mesaj, altına girilmeyen entry bıraktırmayan araba. lanet olsun, nasıl insanlarsınız siz? ulan ben haram yemedim, 2 yıl haftanın her günü geceleri 4 saat uykuyla durdum, bir gün tatil yapmadım, işlerimi yoluna koyayım diye uğraştım, didindim, hakkımla kazandım aldım. biriktirdiğim parayı kumarla çoğaltmadım, kredi çektim, riske girdim, inşaat yaptım, sonra onu da bıraktım. size girip çıkan ne arkadaş? ben mi elinizden aldım lanet olasıca hayatınızı? "naber kızlar zenginim" diyormuşum, gavatmışım falan. nedir olum sizin derdiniz?

    dünyanın en iyi arabası değildir, dünyanın en pahalı arabası değildir, almanya'da 2 yaşındakilerine çok rahat her türlü insanın binebileceği, taksi olarak da oldukça bol bulunan bir arabadır. ego tatmininizi benim üzerimden yapmayın. otoritenin elinizden aldığı hayatı ben elinizden almışım gibi davranmayın. sikmişim arabasını ulan, bundan 6 sene önce sürekli yağ yakan tempra'ya biniyordum, bir gün de yolda mercedes görünce sövmedim. tutup da 18 yaşımda babama yaslanıp coupe, cabrio araba almadım. üniversiteden beri görüştüğüm kız arkadaşımla tanıştığımda da cebimde fazladan ayıracağım 5 kuruş para yoktu. nasıl insanlarsınız olum siz, neyin derdindesiniz?

  • babama şakasına " bizim yatta arkadaşlarla bi parti yapalım uyar mı ? " dedim , " arkadaşların kim ? " dedi. bizim yat var galiba lan. dur bakalım.

  • ingilizcede dutch iceren deyimler icinde tarihcesi en yeni olanlardandir. bu terimi ilk kez 1977 yilinda the economist dergisi kullanmis.[1] hollanda'da dogal gaz rezervleri 1960'larda bulunmus, imalat sanayi de 1970'lerde dususe gecmis.

    genel mantigi ulke icindeki dogal kaynak sektorune disaridan kaynaklanan talep artisi sonucu reel kur oraninin degerlenmesine ve bundan dolayi disa acik diger sektorlerin dis ticarette dezavantajli duruma dusmesine dayanan bu "hastaligin" gelismekte olan ulkeleri daha kotu etkiledigi iddia edilir. ayni iddiayi alan greenspan, "the age of turbulence" baslikli kitabinda da tekrarlamis ("the universals of economic growth" baslikli bolumde).[2] daha onceden ekonomisi gelismis ulkelerde disa acik sektorel cesitlilik zaten bir derece mevcuttur. bunlar dis soklara karsi daha dayaniklidirlar ve dengeler sonradan daha az sancili bir sekilde tekrar kurulabilir. ama ekonomisi gelismekte olan veya az gelismis ulkelerde, baslangicta olmayan veya zayif olan sektorel cesitliligi hollanda hastaligindan sonra tesis etmek iyice zorlasir. ayrica gelismekte olan ulkeler icin dogal zenginliklerin negatif bir tesvik etkisi (incentive effect) oldugu da one surulebilir. nasil olsa disaridan petrol paralari geliyor, baska alanlarda ne diye kasalim, degil mi hugo pasam? aló presidente! merhaba venezuela!

    bu hastaliga yakalanan diger ulkelere ornek olarak norvec, nijerya, doksanlar sonrasi rusya, opec uyesi bazi ortadogu ve latin amerika ulkeleri gosterilir. greenspan'e gore 80'li yillarin basinda kuzey denizi'nde petrol bulan ingiltere de bundan bir sure olumsuz etkilenmistir.

    hastaligi hafifletmeye dair tedbirler reel kur orani uzerindeki doviz girisi baskisini hafifletmeye ve boylelikle reel kur artisini yavaslatmaya dayanir. doviz girisiyle artacak likiditenin sterilize edilmesi ve ulke ici talebi azdirmamasi arzu edilir. ornegin, norvec petrol gelirlerinin buyuk bolumunu hemen ekonomisinin icine enjekte ederek harcatmamis, artan doviz rezervlerini bir cesit sovereign wealth fund olan hukumet emeklilik fonu havuzuna aktarmis ve bu fonlari orada biriktirmistir. rusya'nin da ayni amacla kurulmus devlete ait bir fonu vardir. bazi ortadogu ve dogu asya devletlerinin sovereign wealth fund'larinin kuruluslarinin ardinda yatan nedenlerden birisi de aslinda budur. bu fonlar ayni zamanda, ileride emtia (dogal kaynak) piyasalarinda yasanabilecek fiyat oynakliliklarinin ve negatif dis soklarin ulke ekonomisi uzerindeki potansiyel olumsuz etkisini de stabilize etmeyi hedeflerler. sakla fonu, gelir zamani. degil mi hugo pasam?

    hollanda'da imalat sanayinin 70'li yillarda dususe gecmesini reel florin kurunun degerlenmesinden cok baska yapisal faktorlere baglayanlar da yok degil aslinda. degil mi wiki kardes? post hoc, ergo propter hoc?

    [1] "the dutch disease" (november 26, 1977). the economist, pp. 82-83.
    [2] "the age of turbulence: adventures in a new world," penguin press.

    imf'nin cikardigi "finance & development" dergisinde cikmis bir yazi: "back to basics. dutch disease: too much wealth managed unwisely" (march 2003, volume 40, number 1). "finance & development. a quarterly magazine of the imf".

    http://www.imf.org/…/pubs/ft/fandd/2003/03/ebra.htm

  • probleme sebep olmayacak harekettir. doktorluk unvan hekimlik meslektir. doktor olmak için hekim olmanız gerekmez.

  • okul müdürü ve müdür yardımcıları derslerde sınıfları gezip arama yapmaktadırlar.müdür yardımcılarından biri sınıfta sigara paketi bulur.sigara paketi marlborodır.içini açıp sigaralara bakan müdür:
    -fakir piçler marlboro paketine l&m koymuşlar.neyin peşindesiniz lan siz?

  • yaklaşık 2 ay önce yüz felci geçirmiş biri olarak tedavi süreci çok önemlidir.nitekim ilk belirtileri farkettiğiniz anda hastaneye gitmeniz tedavi sürecini başarılı bir şekilde atlatmanızı sağlayacaktır.bizzat bu hastalığı geçirmiş biri olarak,yüz felci geçiren arkadaşlara faydalı olması temennisiyle bir kaç öneride bulunacağım.

    -öncelikle benim başıma gelmez demeyin.gece uyuyup sabah uyandığınızda kendinizi yüz felci geçirmiş olarak bulabilirsiniz.

    -ilk farkettiğiniz an muhtemelen yemek yerken olacaktır.özellikle sıvı yiyecekleri tüketirken dudağınızın bir tarafını toparlayamadığını farkedeceksiniz.ben dudağımın sağ tarafını kontrol edemiyordum ve ayrıca dilinizinde tat alma hassasiyeti azalabilir.benim dilim ilk günlerde paslı bir tat oluşmuştur ve hiç bir besinin tadını normal olarak alamıyordum.

    -yüz felci yüzümün sağ tarafını etkilemişti.dudağımın sağı,sağ gözüm ve sağ yanağım bundan etkilenmişti.yüzümün sağ tarafındaki sinirler adeta çalışmıyordu.bunu 2.günde farketmiştim.

    -hastaneye 3.günde gittim.hastaneye gitmeden önce internetten hastalıkla ilgili bir takım bilgiler edindim.kulakla ilgili bir sorun olabileceğinden ilk olarak kulak,burun,boğaz doktoruna muayene oldum.kulakta herhangi bir sorun çıkmayınca nöroloji doktoruna sevk etti

    -nöroloji doktoru daha ilk bakışta yüz felci dedi zaten.herhalde çok tecrübeli bir doktordu ya da uğraşmak istemediğinden herhangi bir tahlil istemedi.kan tahlili dahi yaptırmadı.sen yüz felci olmuşsun dedi ve 15 gün süreyle kullanacağım kortizon ilacı (bkz: dekort) ve b vitamini takviyesi olarak (bkz: neuvitan) verdi.bunları 15 gün kullanmamı söyledikten sonra fizik tedavi bölümüne sevk etti.

    -fizik tedavi bölümündeki doktor ilk aşamada yapmam için yüz egzersizlerini gösteren bir kağıt verdi ve bunları disiplinli bir şekilde yapıp 10 gün sonra kontrole gelmemi söyledi.sonrasında eve gidip ilk günden itibaren ilaçları kullanmaya ve egzersizleri günde 3 kez düzenli şekilde yapmaya başladım.

    -ilk 5 gün nerdeyse hiç bir etkisini göremedim ne hapların ne de egzersizlerin umutsuzluğa kapılmıştım ve korkmaya başlamıştım geçmeyecek diye.kalıcı olup geçmeyeceğini düşünmek insanı gerçekten endişelendiriyor.

    -ilk 5 günden sonra ilaçlar ve egzersizler etkisini göstermeye başlıyor.özellikle egzersizleri yaparken yüzün felçli tarafını sıcak bir havluyla ısıtıp egzersizlere öyle başlamanız olumlu sonuç verir.hatta ilaçlardan ziyade egzersizlerin çok faydalı olduğunu düşünüyorum.

    -ilaçlar 15 gün sonra bitmişti benim.ama hala felç geçmemişti.ilaçlar bittikten sonra da kesinlikle egzersizleri ihmal etmeyin.ülk 5 günden sonra egzersizler olumlu sonuç vermeye başlayınca.fizik tedavi doktorunun 10 gün sonra gel uyarısını dikkate almadım ve doktora gitmedim.egzersizlere neredeyse 1 ay düzenli ve disipli olarak devam ettim ve felç büyük ölçüde iyileşti.

    -yüz felci diye söylenince insanı çok tedirgin ediyor 'felç' kelimesinin geçmesi ama yüz felcinin %90'ı kalıcı hasar bırakmadan iyileşiyormuş arkadaşlar nöroloji doktorum söylemişti bunu bana keza kulak,burun,boğaz doktorumda aynı şeyi söylemişti.ama iyileşme süresi 15 günde,1 ayda,6 ayda,2 senede olabilirmiş.tamamen bünyeyle ve erken tanı konmasıyla alakalıymış.

    -sonuç olarak yüz felci olduğunuzu anladığınız anda mutlaka doktora gidin.yüzünüzün iyice şekil değiştirmesini beklemeyin.sonrasında tedavi olurken bunun ne kadar faydalı olduğunu anlayacaksınız ve düzelir kendi kendine diye kesinlikle beklemeyin.tat alma duyusundaki bozulma da hastalığın ilk belirtisi olabilir bunu mutlaka önemseyin.benim ilk tat alma duyum bozulmuştu en son iyileşende yine tat alma duyusu oldu.

    -hastalığın üzerinden bugun tam 2 ay geçti ve şu an tamamen düzelmiş durumdayım.yüz felcine dair hiç bir iz kalmadı.tam olarak iyileşme sürecim 2 ay kadar sürdü.eğer başınıza böyle bir hastalık gelirse kesinlikle panik yapıp karamsarlığa kapılmayın arkadaşlar.doktora ise mutlaka en kısa sürede gidin.tedavisi mümkün olan bir hastalık ve 'felç' olması kesinlikle sizi korkutmasın.

  • reis yine krizi fırsata çevirip içkiyle sigaraya vergiyi dayamış.

    tütün ekimini de serbest bıraksa ya abd'ye posta koymak istiyorsa.