hesabın var mı? giriş yap

  • - daha kimin yaptığı belli bile olmadan "kesin müslümanlar yeaa, biriş dini islim" cılar. check.

    - daha geçen gün oradaydım cılar, check.

    - siz ortadoğuda yaparken iyiydiciler, check.

    - siyasi iklimden kıyas yapan şuku dilencileri, check.

    - mal mal espri kasan ergenler, check.

    - check listesi yapan dallamalar (bu ben oluyorum), check.

    hmmm. sözlük sağlam, çalışır durumda. sıkıntı yok dürüm reyiz. las vegastan uzak dur bugünlerde yeter.

  • köpekbalıklarının bir balıktan daha fazlası olarak anılmasını ve insan avcısı olarak görülmesini sağlayan saldırılardır.

    bugünlerde köpekbalıkları hakkında konuşmak dahi birçok kişinin korkuyu hissetmesi için yeterli olsa da bu, her zaman bu şekilde değildi. steven spielberg'in jaws'ı (1975) insanları okyanusta yüzmemeye ikna etmeden önce bir dizi köpekbalığı saldırısı paniğe yol açtı ve köpekbalıklarına kötü bir ün kazandırdı.

    1916 yazıydı, okyanusta yüzmek insanlar için halen yeni bir zaman geçirme deneyimiydi. oluşan sıcak hava dalgası daha çok insanı sahile çekiyordu. insanlar okyanusta köpekbalıklarının olduğundan haberdardı ancak bu konuda oldukça umursamazlardı. yaygın görüşe göre köpekbalıklarının büyük ve sivri dişleri insanları avlanmak için olsa da insanlar av olamayacak kadar büyüktü. ancak, 12 gün boyunca new jersey kıyılarında gerçekleşen bir dizi köpekbalığı saldırısı sonucunda 4 kişinin ölmesi 1 kişinin de ağır yaralanmasıyla her şey değişti.

    ilk kurban, beach haven'da akşam yüzmek için denize giren 25 yaşındaki charles vansant'tı. bir şey bacağını ısırdı ve büyük bir parça kopardı. sonunda kan kaybından hayatını kaybetti.

    bu ilk saldırının ardından insan yiyen yaratığın köpekbalığı olup olmadığı hakkında bir belirsizlik mevcuttu. bazıları bunun bir deniz kaplumbağası olduğunu ya da insanlara saldırma eğilimli başka bir hayvan olduğunu iddia ettiler. çoğu insan bu kıyılardaki köpekbalıklarının zararsız olduğu bilgisine sahipti bu nedenle de saldırının köpekbalığı tarafından yapıldığına şüpheyle yaklaşıldı.

    ilk saldırının üzerinden henüz beş gün geçmişken spring lake'deki beach haven'ın 70 kilometre kuzeyinde, bir köpekbalığı (muhtemelen aynısı) başka bir kurban daha aldı. bu noktadan sonra korku yayılmaya başladı. gazete manşetlerinde köpekbalıklarından bahsedilmeye başladı. sahil sakinleri suya tereddütler yaşayarak girdiler.

    ancak saldırılar henüz sona ermemişti, iki kişi daha hayatını kaybedecekti. bir sonraki saldırı en yakın koydan 2 kilometre uzaklıktaki bir derede gerçekleşti. 11 yaşındaki bir çocuk köpekbalığı tarafından yutuldu. arama kurtarma ekibinde görevli bir adam da ölümcül bir saldırıya uğradı ve hayatını kaybetti. aynı günün ilerleyen saldırıda bir genç bacağından yaralandı. saldırılardan tek kurtulan kişi olarak kayda geçti.

    iki gün sonra matawan deresi yakınlarında balık tutmaya giden iki adam nefsi müdafaa için bir köpekbalığını öldürmesi ile saldırılar son buldu. saldırıların son bulması, tümünü aynı köpekbalığının yaptığı düşüncesine neden oldu.

    bilim insanları, balıkçılar tarafından yakalanan ölümcül balığın bir beyaz köpekbalığı olduğunu doğruladı. köpekbalığının mideni incelediklerinde 15 kilo kadar insan eti buldukları bildirildi. (bu iddia tartışmalıdır.)

    o yaz yaşanan saldırılar sona erse de yarattığı korku ve endişeler bugün de devam etmektedir. köpekbalığı saldırılarının nadir olmasına ve insanları avlaması pek olası olmasa da okyanus kıyılarında yüzenler halen tetiktedir. bilim insanları köpekbalıklarının olumsuz anılmasını önlemeye çalışsa da, bu saldırılar, köpekbalıklarının tekrar sadece balık olarak görülmesi ihtimalini belki de sonsuza kadar ortadan kaldırmış gibi gözükmektedir.

    kaynak: britannica

  • hidayet karşısında oturuyorken doping yapmış bir oyuncunun milli takıma çağrılmasının etikliğini federasyon başkanına basın toplantısında sormuştur.

    helal olsun.

    ayrıca soru sorarak adam yaralamak suçundan polise ihbar edilebilir. karşısındakilerin cibiliyeti o kadar çünkü. adamlar ibo'dan özür istedi resmen.

  • bunlardan bir tanesi, hayatım boyunca en unutamadığım sözler kategorisinde ilk üçe giren bir sözdür.. yaptıktan sonra pişman olduğum çok az şeyden bir tanesinin sonucudur..

    lisede aldatılmışsındır, girdiğin depresyon sonucu, bu kötü durumdan kurtulmak için senden hoşlanan random bi kızla, ona karşı hiçbir şey hissetmediğin halde birlikte olursun. sonra da tam bi şerefsiz gibi kızcağızı ortada bırakırsın.. aradan birkaç sene geçer, üniversitede hoşlandığın, hatta aşık olduğun kız, sana umut verip seninle zaman geçirir. sonra seni tek başına bırakır ve gider.. derken bir gün o lisedeki, acı çektirdiğin kızla karşılaşırsın.. "nasılsın" dersin, "çok mutluyum" der.. 1 senelik bi ilişkisi vardır, onu anlatır.. "sen nasılsın?" der; "çok kötüyüm" dersin.. seni bırakıp giden kızı ve hissettiklerini anlatırsın.. dünya üstüme üstüme geliyo dersin, çok sevmiştim.. dersin.. kız hafifçe başını sallar, acı bi tebessüm eder, cevap olarak tek bi kelime söyler ve gider;

    geçer...

  • çok eski halleri. ne güzel, cadde doğal granit kesme taş kaplı.
    osmanlı dönemlerinde de taş parke.
    cumhuriyetin ilk yılları da aynı asalete sahip bu cadde.
    1950'lerden sonra asfalt ve yoğun trafik ile buluşur cadde.
    1970'lerden bir kare, ara güler imzalı.
    1990'lı yılların sonunda tekrar parke taşa dönüş ve tramvay.
    2005'e kadar ağaçlar bile vardı.
    2014 başlarında tramvay yolu eksenine paralel destek ve araçlar için yaklaşık 1 metre kalınlığında sağlı sollu asfalt yapıldı.
    ve tarihinin en kötü dönemi, bu ne arkadaş? ne estetik, ne doğru dürüst işçilik.

    oynamayın artık caddemizle !!!

    edit: çalışmayan linkler düzeltildi. uyarı için halitkin'e, argentinosaurus'a, eksi was here'a , mabeynihumayun'a ve gabe h coud'a teşekkürler. tamamını ekşi sözlük görsel galerisine attım.

  • "emre fena ayar vermiş.." diyen gerizekalıların sürekli savunmaları olduğu sürece nah türk futbolu gelişir,

    aq ergenleri gelmiş bide ayar vermiş diyor. gelmiş bjk bu adamdan kurtulsun, yok taktik kötü demiş. ne cahil insanlarla muhatabız yarabbi.

    tanım: fb futbolcusunun sözleri.

  • liseye başlayana kadar bütün notlarım 5ti. türkiyenin *en iyi fen liselerinden birinde okudum. türkiyenin en iyi üniversitelerinden birinde kimya, işletme, sanat tarihi okudum. yaptığım projeler hep en iyi oldu, en güzel planlama ve yönetimleri ben yaptım. modern hayatın insana sunduğu, bir ailenin çocuğuyla övünebileceği pek çok şeyi başardım.

    ama cahilim.

    okumadım, örneğin. ne rus edebiyatını, ne italyan klasiklerini okudum. yonetmen bilmem. foucault'yu yeni öğrendim, aya sofya'ya yeni gittim. balık tutmayı bilmem, balık temizlemeyi bilmem. yemek yapmayı bilirim ama bir sebze fidesi dikmişliğim yok. baraka yapmayı bilmem, tuğla örmeyi bilmem, taş dizmeyi bilmem, kerpiç karıştırmayı bilmem. yılın hangi vakti buğday ekilir, hangi vakti vakti hasat edilir bilmem. dağlık yerde yere tuz döksen akrep gelirmiş, bunu da bilmezdim. ateş nasıl yakılır bilmem. gözlerimiz kaç yaşında kırışır, saçlarımız kaç yaşında beyazlar bilmem. hamile insan kaç aylıkken midesi bulanır, ya da ayakkabılarını nasıl bağlarlar bilmem. bir bebek ne yer bilmem. sakız likörü nasıl yapılır, rakı nasıl yapılır, gar sabunu nasıl yapılır bilmem. turşu nasıl kurulur, onu da bilmem. reçel sevmem ama reçel nasıl kaynatılır bilmem. yoğurt, peynir nasıl yapılır, ekmek fırınları sabah kaçta açar, o denizdeki algler nasıl diş macunu kutucuklarına sığar bilmem. testi nasıl yapılır, kaç gün kurutulur bilmem. domates, patlıcan kurutmayı da bilmem. ormana dalsam, hangi mantar zehirlidir, hangisi yenir anlamam. yıldızlara bakarak da, yosunlara bakarak da yönümü bulmayı bilmem. güneş kreminin derideki radikalleri tutarak uv sonucu çıkan zararlı radikallerle eşleşmeyi önlediği için kanserden koruduğunu bilirim de, hangi çiçeklerin güneş sevdiğini bilmem.

    çok zaman harcamışız çünkü. değerli olduğunu düşündüğümüz şeylerle çok zaman harcamışız. öğrenmemişiz, öğrenmemiz engellenmiş. bir bilginin değeri, sınav sorusu olma ihtimaline göre belirlemiş. biz de cahil kalmışız.

    ekleme: eğer hala bu entrynin teorik bilgi eksikliğinden yazıldığını düşünüyorsanız, lütfen eleştirilerinizi kendinize saklayın. zira dünyada yoğurtdun sütten yapıldığını bilmeyen yoktur. fakat önemli olan o nokta değil, önemli olan modern zamanın pratiklerimizi ve önceliklerimizi değiştirmesi. ha bir de, bu entryi sevenlere naçizane tavsiyem, halikarnas balıkçısı-mavi sürgün'ü okuyun. mutlaka okuyun. işte o zaman beni, hayatı, denizleri daha iyi anlayacaksınız.

    adettendir, debe editi: (bkz: bostanıma dokunma)

  • bendim bu ama siz böyle yazınca utandım. bundan sonra reklam tabelası gibi gezmek için gap yazılı sarı, abercrombie'den at kadar büyük geyikli pembe tişört alıcam.