ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
evlilikte haftanın birkaç günü vajişme saçmalığı
bebek arabası terörü
-
yok diyemeyeceğim; vardır. toplu taşımada ayakta sıkış sokuş durmaya çalışan insanların arasına boş arabayı katlamadan sokan, " sana doğru geliyorsam çekileceksin 1 cm yakınımda bile olsan seni ezerim" tavrı ile hakikaten ezen, kıç kadar dükkanlara arabayı zorla sokup bir de milletin ayağını orada ezen, morartan, bebek arabasını pazar arabası olarak kullanan insanların terörüdür. hem öte yandan hani arabada bulunan o çocuğa/çocuklara da yazık.
arkam dönük markette rafta bir şeye bakıyorum, kıpırdamıyorum bile, gelip gene çarpıyor, yan rafa bakıyor ya.
kullanma diyen yok, elbette kulanacaksın.
bütün öncelikler ve haklar da zaten senin.
ama sana karşı negatif ya da anlayışsız bir tavır takınmamış insanı da bebeğim/çocuğum varsa istediğim terbiyesizliği yapar arkasına sığınırım davranışına da maruz bırakmamalısın.
disney+
-
aslında kurcalayınca güzel içerikler çıkıyor.
fakat o kullanıcı arabirimi nedir. sinir ediyor insanı.
beni kızdıran sorunlardan hatırladıklarımı yazayım.
izlemeye devam etten ulaştığın bir yapımın diğer bölümlerini görebilmek için ana ekrana çıkıp yapımı normal bir kategori içerisinden açman gerekiyor.
oynatılan içeriği başa almak istiyorsanız kaset sarar gibi geriye çubuğu çekmeniz gerekiyor. baştan oynat seçeneği yok. özetle player ekranında ileri-geri-pause-slider-dil seçenekleri dışında hiç bir seçenek yok.
alt yazı, dil seçenekleri üstte yatay açılıyor. türkçe'ye gidene kadar anası ağlıyor insanın. default ayarını da çok aramadım ama karşıma da çıkmadı. var mı emin değilim.
yapımların çoğu hdr. fakat kullananlar bilir samsung tv lerde üst segmentlerde bile hdr açıldığı zaman ekran parlaklılığı dramatik düşer. bunun için hdr+ diye bir ayar setinden uğraşıp seyredebilir hale getirmeniz gerekiyor ya da odayı full karartmanız. ben hdr olmayan halini tercih ederim ama böyle bir seçenek yok maalesef. netflix'de de yok bu seçenek ama netflix'in en üst paketini almadıysanız zaten yayınlar hdr olmuyor. ben de sırf hdr olmasın diye en üst paketi almıyorum. bence tüm platformlar 4k hdr, 4k, hd gibi yayın kalitesi seçeneklerini koymalı.
bir de neden olduğunu anlayamadığım şekilde yapımların ses seviyeleri çok düşük. bunu televizyonun optimizasyon seçeneği ile halledilebiliyor. sanırım kullanılan audio codec'le ya da benzeri bir zımbırtı ile ilgili.
5 nisan 2015 ösym yds rezaleti
-
seker cikmadi aminakodumunun kalemliginden.
fast car
-
okuma yazma bilmeyen cahil cuhela kesiminin herhangi bir kitap bir roman veya bir dokuman okumamis en azindan bir kac kult eski ve dolu film ve veya dizi izlememis eski sarkilari dinlemeyip eski insanlari yaşamları gormemis ve kendi karakter ve etraflarina adeta sanal masallar ve yalanlardan haleler auroralar ören bir takim sözlük kezbanlari ve bize de duserci mericler tarafından hadi arabaya binelim buralardan gidelim demeye calistigi soylenen tracy chapman ablamizin efsane şarkısı.
fast car tam manasiyla felaketin sefaletin kahpelik ve kallesligin icinden cikilmaz derin cukurlarin merdivensiz kuyuların kimsesizlik ve çaresizliğin adeta insanin ruhunu delip geçen yalnizligin o kış o ayaz ve kar buzun şarkısı sanki bir ağıt bir aglayis bir derin dert yanma sitem ve isyan etme öyküsüdür.
simdi motoru calistirip yeniden dinleyelim belki dinlerken uzun zamandir aradığımız uykulara kavusup teslim oluruz çocuklar başlıyoruz..
you got a fast car
ı want a ticket to anywhere
maybe we make a deal
maybe together we can get somewhere
any place is better
starting from zero got nothing to lose
maybe we'll make something
me, myself, ı got nothing to prove...
senin hizli bir araban var bense her yere gidebilecegim bir biletim olsun istiyorum.
belki anlasabiliriz seninle evet belki beraber bir yerlere gidebiliriz.
burasi haric her yer güzel her yer olur yeterki burasi olmasin any place neresi olursa sifirdan baslayalim nasilsa kaybedecek bir şey yok belki bir seyler yapabiliriz ben kendim ve zaten benim ispat edecek kanitlayacak hic bir seyim yok.
you got a fast car
ı got a plan to get us outta here
ı been working at the convenience store
managed to save just a little bit of money
won't have to drive too far
just 'cross the border and into the city
you and ı can both get jobs
and finally see what it means to be living...
senin hizli bir araban var benimse bizi buralardan alip goturecek bir planim.
az biraz para biriktirmek icin bakkal köşelerinde çalışıyorum goruyorsun.
fazla ileriye gitmemize gerek yok fazla sürmeyelim yeterki siniri gecip su kahpe kasabadan sefaletten cikip sehrin icine girelim.
orada ikimizde bir is bulur ve sonunda yasamanin ne demek oldugunu anlamaya baslariz.
see, my old man's got a problem
he live with the bottle, that's the way it is
he says his body's too old for working
his body's too young to look like his
my mama went off and left him
she wanted more from life than he could give
ı said somebody's got to take care of him
so ı quit school and that's what ı did..
goruyorsun babamin bir problemi var icki siseleriyle birlikte yaşıyor o böyle ne yaparsın.
calismak için cok yasli olduğunu söylüyor hep ama aslinda genç vücudu boyle bitik görünmemesi gereken yaşta.
annem olacak kadin bizi bırakıp gitti hayattan fazlasini istiyormuş evet babamin ona verebileceklerinden fazlasini.
boyle olunca mecburen yasli bitkin ve alkolik babama bakmak icin okulumu bıraktım evet bunu yaptim.
you got a fast car
ıs it fast enough so we can fly away?
we gotta make a decision
leave tonight or live and die this way...
senin hizli bir araban var belki ama fakat yeterince hizli mi bizi buralardan goturmek için
oyleyse bir karar verelim ya bu gece cekip gidecegiz veya bu sekilde yasayip öleceğiz evet bu şekilde.
so ı remember when we were driving, driving in your car
speed so fast it felt like ı was drunk
city lights lay out before us
and your arm felt nice wrapped 'round my shoulder
and ı-ı had a feeling that ı belonged
ı-ı had a feeling ı could be someone, be someone, be someone...
evet hatırlıyorum senin arabanla hizli cok hizli surdugumuzu o kadar hizliydik ki sarhos gibiydim şehir isiklari onumuzde uzanip gidiyorlardı.
ve evet senin kolların omzumda güzeldi hisler güzeldi iste tam o anda kendimi o ana oraya ait hissettim ve biri olabilirdim evet birisi olabilirdim ben de...
you got a fast car
we go cruising, entertain ourselves
you still ain't got a job
and ı work in the market as a checkout girl
ı know things will get better
you'll find work and ı'll get promoted
we'll move out of the shelter
buy a bigger house and live in the suburbs...
evet senin hizli bir araban var.
süzülüp gidiyor eğleniyorduk ikimiz ama senin hala bir isin yok ve bense bir markette kasiyer olarak calisiyordum evet checkout girl...
ısler daha iyiye gidecek biliyorum sen bir is bulacaksın ve ben terfi alacağım icinde yaşadığımız bu küçük barakadan taşınıp daha büyük bir ev alip sehrin hemen dışında yasayacagiz...
you got a fast car
ı got a job that pays all our bills
you stay out drinking late at the bar
see more of your friends than you do of your kids.
ı'd always hoped for better
thought maybe together you and me'd find it
ı got no plans, ı ain't going nowhere
take your fast car and keep on driving...
senin hizli bir araban var benimse tum faturalarimizi odeyen bir işim.
ama sen geceleri gec saatlere kadar barlardasin ve içiyorsun tipki babam gibi.
kendi cocuklarindan daha fazla arkadaslarini görüyorsun evet tipki babam gibi...
ben hep daha iyisini umut ettim seninle birlikte bulacağımız daha iyi yerleri benim baska planlarim yok baska bir yere gitmiyorum
sense o hizli arabani al ve surmeye devam et...
türkiye'deki balların %92'si sahte
-
çikolata alıyosun çikolata değil. domates alıyosun, ilaçlı. 2. sınıf kalitede bal alıyosun şurup. zeytinyağı alıyosun, karışım. dondurma alıyosun, aromalı boyalı.
dünyanın en kalitesiz ürünlerini yiyoruz
parasını verip iyi olsun diyosun ama değil. 2. sınıf yaşıyoruz hayatı
türk erkeğinin çok yakışıklısın'a vereceği cevap
-
+ çok yakışıklısın!
- yemezler sedat abi, borcunu yarına kadar öde.
sevgilinin söylediği unutulmayan sözler
-
'nasılsa bir gün ayrılacaktık, neden üzüldün ki?'
sana üzüldüm çemçük hatırladıkca küfredicem de...
sonsuz çözünürlüklü video kamera
-
amerikan film klişelerinden biridir. ne vakit bir cinayet, bir hırsızlık olsun, ister dandik bir el kamerası ister güvenlik, görüntüyü milyor kere büyüterek ordan burdan yansımalardan suçlu bulunabilir...
- görüntüyü durdur meri!
- noldu sitivın?
- cesedin gozune zoom in yap...
- yapiyorum
- aha! çapağın yanında laboratuvardaki mikroskobun lamelinin yansıması var! 50 kat daha büyüt... uy67 ayarlarıyla oyna bi de.
- aman yarabbi!
- aman yarabbi tabii... lameldeki tavandaki avizenin kristalinin yansımasından rahatça anlaşılabileceği gibi katil polis şefi. bir 600 kere daha büyüt
- aman yarabbi!
- evet, burun kıllarını almamış katil... yazık.
atatürk'ün fransızca konuştuğu görüntüler
-
fransızca konuşmasının yanı sıra atatürk'ün nezaketini bir kez daha görmemizi sağlayan görüntülerdir.
-"anlatır mısınız nasıl başladığınızı?" cümlesindeki ses tonu, hali-tavrı ne kadar başka farkında mısınız?
birçok ayrıntı gizli bu videoda. atamızın bu ülkeyi nasıl ilmek ilmek dokuduğunu, her ayrıntıyla bizzat ilgilendiğini, sabrını, zekasını görebiliyoruz. insanın gözleri parlıyor izlerken. nur içinde yat güzel atam.
yaş ilerledikçe katlanılması zor şeyler
-
aşk acısı çeken birini dinlemek.
" hayat devam ediyor " tesellisini ısrarla anlatmaya çalışmak.
ağustos sıcağında 16 saat su içmeden durmak
-
(bkz: doğal seleksiyon)
bu testi geçen müslümanlar rüştlerini ispat ediyorlar. zayıf olanlar ise eleniyor.
böylece her nesil müslüman bir önceki nesilden daha güçlü, daha kudretli oluyor.
o'nun planında evrimin her türlüsüne yer vardır.
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
din dersinde ermeni ve musevi arkadaşlar muaf oldukları için dışarı çıkarlar. din hocası gelir ve tam ders başlıycakken kapı açılır ve içeri unuttuğu çantasını almak için musevi arkadaş girer.
arkadan bir ses: işteeee sonunda doğru yolu buldu.