ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
amerikalıların türk ırkına büyük saygı duyması
-
herkes tarafından bilinen bir gerçek.
bir keresinde bana kabab sandnigger diyen bir amerikalıyı öldürmüştüm.
cebinden nutuk çıkmıştı.
hayalet sevgilim
-
koskoca lise dönemi bu şarkı hakkındaki hikayelerle geçmiştir. çocukluk dönemini de atilla taş yedi. ben de diyordum allah neden belamı verdi diye.
bir kadından duyulan en iyi iltifat
ingilizcedeki en güzel kalıplar
-
yararlı, fakat çok tekrarı içinde barındıran başlık. bu başlığa birkaç katkı sağlamak isterken aynı şeylerin 4-5 sefer yazıldığına şahit oldum. kullanılmadan önce "başlıkta ara" bölümünün kesinlikle ziyaret edilmesi gerekli, aksi takdirde şişkinliği kendisini ele verecek.
katkılarım şu şekilde:
make a dog's dinner: bir şeyi/işi berbat etmek, eline yüzüne bulaştırmak. çok kötü bir performans sergilemek.
wouldn't hurt a fly: bizdeki "karıncayı bile incitmez"in aynısı.
bring something to the table: işe yarayacak bir öneri veya fikri ortaya sunmak.
full of beans: müthiş bir enerjiye sahip olma durumu.
be over the hump: bir işin veya aktivitenin en zor/tehlikeli bölümünü bitirmiş olmak. işin/aktivitenin bundan sonraki kısımlarının bundan önceki kısımlarından daha kolay olacağını vurgulamak için kullanılır. (hump deve hörgücü demek, buradan da ilişki kurulabilir).
kill something stone-dead: bir şeyin tamamı ile başarısız olmasına sebebiyet verme durumu, veya bir şeyi tamamı ile yok etmek.
a little bird told me: bizdeki "kuşlar söyledi" deyiminin aynısı. bir bilginin kimden alındığı bilgisini karşı taraf ile paylaşmak istememe durumunda kullanılır.
and that's flat: alınan kararın son karar olduğu, başkasının ikna etmeye çalışması durumlarının işe yaramayacağını belirtme durumu.
sure as eggs is eggs: kesinlik ifade etme söylemi, bahsedilen şeyin mutlaka gerçekleşeceğini vurgulama.
bite the hand that feeds you: şimdiye kadar yardımını gördüğün bir kişiye karşı kötü davranmak. bizdeki "yediği kaba s.çmak" deyiminin benzeri.
jam on it: bir kimseye verilen şeyler için o kimsenin memnun olması gerektiğinin vurgulanması. "what more do you want - jam on it?" sana zaten x vermişiz, daha ne istiyorsun?
by hook or by crook: her şeyin kesin gerçekleşeceği, gerçekleşmesinden başka çarenin olmadığı, gerçekleşmesi için de mümkün olan her yolun denenebileceğini söyleme durumu. "ne yapıp edip bu işi başaracağız" şeklinde.
saniyelik salaklıklar
-
eve ilk defa gelen sevgiliye kapıyı açıp ilk söz olarak 'alo' demek. sonra istediğin kadar cool takıl hacı, o iş olmaz.
kanzuk (sözlük yazarı)
-
-selam adın ne?
+kanzuk.
-aaa çok güzel bir isim. anlamı ne?
+yeryüzüne düşen ilk dürüm tanesi.
sigaradan daha fazla kansere sebep olan şeyler
-
madde madde saymaya gerek yok, kısa ve öz.
(bkz: stres)
yaran inci sözlük entry'leri
-
1. az önce sevgilimi birisinin arabasında gördüm amk. telefon edip nerdesin diye sorduğumda çalışıyorum dedi. dünyam yıkıldı. ne yapacağımı bilmiyorum.
2. doğruyu söylemiş işte. kız işteymiş amk.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
en büyük aşklar nefretle başlar dediler, arkadaşları topladım sevdiğim kızı dövdük, 1 haftadır hastanede , çıkınca konuşcaz bakalım..