ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zeki müren
-
dile kolay; bu gün vefatının 15. yıldönümüdür. huzur içinde yat zeki müren.
sevgi dolu bir dünyan var
dört yanında tüm insanlar
dünya malı neye yarar
dostluklarla yaşıyorsun
şiirlerde romanlarda
gelmiş geçmiş zamanlarda
tamburlarda kemanlarda
şarkılarda yaşıyorsun
sevgilerden nakışlarla
mutlu mutsuz bakışlarla
kalpten kalbe akışlarla
alkışlarla yaşıyorsun
sen de sevdin bir zamanlar
içinde bin hatıra var
herkes hayatını yaşar
anılarla yaşıyorsun
ne köşklerde ne sarayda
ne dünyada ne de ayda
senin yerin çok uzakta
dualarla yaşıyorsun
şarkılara duygu seren
çilelere göğüs geren
dertli gönüllere giren
işte sensin zeki müren.
http://www.youtube.com/…tyg&feature=player_embedded
ilber ortaylı'nın harf inkılabı yorumu
-
yarmış klasik ilber ortaylı yorumudur.link
durup durup izliyorum ve yine gülüyorum. büyüksün hocam ya.
edit: link yenilendi.
shaquille o'neal'ın sevgilisi
ekşi normalleştirici
-
katkıcılarla birlikte geliştirdiğim, ekşi sözlük'ün 28 şubat 2016'dan önceki görünümüyle kullanılabilmesini sağlayan google chrome eklentisi.
bkz: kaynak kodu
bkz: firefox uyarlaması
ibb'nin boğazlardaki yetkisinin alınması teklifi
-
yetki ibb'den alınsın konya büyükşehir belediyesine verilsin.
renkleri anlaşılamayan elbise fotoğrafı
-
söz konusu fotoğrafı 2'si erkek 3'ü kadın 5 kişiye "bu elbisenin renklerini altın-beyaz mı yoksa mavi-siyah mı görüyorsun?" sorusunu yönelterek gösterdim. erkeklerden biri altın-beyaz, diğeri mavi-siyah derken kadınların üçü de "hiç güzel değilmiş" dedi.
delil aysal
-
malum ırka mensup pkk sempatizanı katil.
14 ocak 2015 cumhuriyet'in charlie hebdo vermesi
-
gidip iki tane cumhuriyet alarak müslümanları duble kışkırtacağım eylem. adamlar içine mentos atılmış kola gibi. kışkırıyor.
mandariinid
-
çok şeyler anlatan, anlamlı bir film. klasik savaş filmlerinden çok farklı; drama, ajitasyona sığınmadan yalnızca doğallığı ve gerçekçiliği ile adamın göğsüne saplanan bir hançer gibi. birçok farklı duygu üzerinize sirayet ediyor film boyunca. özellikle son sahnedeki diyaloğun ardından savaşların ne kadar anlamsız olduğunu idrak edebiliyoruz. film bitince tek bir cümle dökülüyor ağızlarınızdan.
"böyle olmamalıydı."
--- spoiler ---
dedenin tiyatrocu gürcüye "seni seyretmeye geliriz" deyip ahmed'in taklidini yapması ve daha sonra gürcünün ölmesi. hakkaten de böyle olmamalıydı.
--- spoiler ---
wc'ye telefon sokmanın mantığı
-
ekşi sözlük açıp bu tip entry’leri okumak. zira tam sıçarken okumalık şeyler yazıyorsunuz.*
4 mart 2020 engin özkoç açıklamaları
-
toplumsal kırılmalar başlıyor. baskıcı, sansürcü, millet iradesini gasp etmiş kişilerin sonunda böyle açıklamalarla karşılaşması kaçınılmazdır.
sanıyorlar ki üst perdeden tek kendileri konuşabiliyor. köşeye sıkıştırdınız insanları ve bizim de zincirlerimizden başka kaybedecek hiçbir şeyimiz yok!
kredi borcu olmayan 25 yaş üstü insan
-
olmayan parasını harcamayan bir bireydir.
vurmaya başlamadan önce düşünün; krediyi neden çektiniz? çok mu ihtiyacınız vardı? ölecek miydiniz çekmeseniz? kesinlikle o okulu okuyamayacak mıydınız? peki okudunuz da ne oldu, hayatınız kurtuldu mu?
şimdi düşünme işini biraz daha derinleştirelim, aklıma gelen en zaruri kredi olarak öğrenim kredisi geliyor. şu üniversiteye her başlayan bireyin mal bulmuş gibi atladığı ama anlatırken de "o kredi ile makarna aldım yedim ben, kitap aldım, o olmadan okuyamazdım" diye anlattığı kredi var ya, işte o.
sıfır lirası olan bir birey olarak, ailesinden sıfır lira destek alarak bir üniversiteyi kazandın varsayıyorum, bu durumda durumun kötü ise o kadar çok yerden burs alabiliyorsun ki aklın şaşar. haa burs alamıyorsan ya durumun kötü değil ya da okuman gerekli değil. okusan da bir şey olamayacaksın demektir bu.
sonra, yok ben ille de okumak istiyorum, bir şey olamayacaksam da kendim görmek istiyorum, yaşayıp öğrenmek istiyorum dedin; yazıldın o kazandığın üniversiteye. e bir tek sen mi varsın hem okuyup hep çalışan? okurken akşamları garsonluk yapamadın mı? üniversitelerin içinde bile öğrenci çalışma programları var ve o programlardan alınan para kredi ile alınan para ile aşağı yukarı aynı. ha ama yok çalışmadan para istiyorsun değil mi?
çevremde borçsuz adam çok az var benim, olmayan parasıyla araba almış, olmayan parasıyla telefon almış ve hatta çok daha ilginci olmayan parasıyla tatile giden, arabasına ses sistemi yaptıran, sevgilisine mücevher alan bir sürü salak adam var çevremde.
bakın şunları okuyun ve unutmayın; kredi sadece ama sadece yatırım amaçlı kullanılınca mantıklı olan bir şeydir. kredi çekerek bir yatırım yapıyor ve yatırımın o krediyi ödüyorsa doğrudur, veya öderken zorlanmadığın kredi ile yaptığın yatırımın değeri artıyorsa doğrudur. onun dışında çekilen bilumum kredi yazıktır ziyandır, salaklıktır.
kredi çekerek tatile giden adam net gerizekalıdır.
kredi çekerek düğün yapan adam net gerizekalıdır. (2000 liraya salon kiralayandan bahsetmiyorum, çeşitli organizasyonlarla 10-15 bin lira harcayan ve bunu krediyle yapandan bahsediyorum)
kredi çekerek cep telefonu alan net aptaldır. (paran varsa alırsın, yoksa almamalısın)
dolmuşta kadın yolcu varsa inmiyoruz
-
bana taa ortaokulda yaşadığım bir olayı hatirlatmistir. en yakın arkadaşımla sahilde yuruyoruz, kapalı yol diye tabir edilen trafiğe kapalı bir yol var, daha önce hiç geçmemişiz ordan ama amaan nolacak diyip devam ediyoruz. aramızda da bisikletli 2 genç çocuk var, bi tanesi bisikletten inip yanımıza geliyo, şuradan geçene kadar sizle yürüycem diyo biz de noluyo acaba derken bi bakiyoruz ki kulustur bi sahinin etrafina toplanmış ipsiz sapsiz bi sürü insan, aşırı korkuyoruz ama caktirmiyoruz, çocuk da uzaklaşana kadar yanımızda sessizce yürüyor, tipler pis pis bakıyorlar bi yandan. sonra da hadi kendinize dikkat edin diyip bisikletine binip gidiyor.
hala aklimdadir, napardik o çocuk olmasa, ne tür bi travma yaşardık diye.. bir yandan da adamların bize satasmamasi için yanımızda bir erkek olmasi gerekliliği yüzümüze o yaşta çarpıyor.
bu arada 3 -4 türk kızı bir araya gelince bazen konusu açılıyor, tacize ugramayanina henüz rastlamadim. en el bebek gül bebek buyutulenden de, tam tersi de.
bir de şu ana kadar minibuste yalnız kalma korkum yoktu, hatta eskiden takside arkaya binmek burnu havadalik gibi geldiği için öne binerdim. ne salakmisim. her dakika yaşamak daha da zorlaşıyor bu ülkede.
türk kızı diye ağzını açıp pislik kusanlar, yaşadığımız yetistigimiz ortamı da görün lütfen.