ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir anda evde panik yaratan çok basit şey
-
iki çocuğun bir anda sessizleşmesi.
-
edit: içeriden gelen çocuk seslerinin ansızın kesilmesi = gizli gizli yaramazlık yapmak :)
-
40m2 fayans işçiliğine 15 bin tl istenmesi
-
(bkz: onlyfayans)
yeni neslin barış manço'su acun ılıcalı'dır
-
einstein nabıyordu nefes alıyordu
sen nabıyosun nefes alıyosun
tebrikler
kola var mı sorusuna karpuz var diyen anne
-
yine iyi annedir. bana 4-5 yaşındayken ev kolası diye pekmez içirirlerdi ulan, karpuz da yedirmezlerdi akşam, işemeyeyim diye.
mühendis ile teknisyen arasındaki ince çizgi
-
mühendis birçok şeyi bilmediğini düşünürken teknisyen her şeyi bildiğini sanır.
edit: yazım yanlışı
feleğin çemberinden geçtim diyen 96'lı kız
-
hulahop vardı bi aralar. ondan geçmiştir o felek sanmıştır
yaran facebook durum güncellemeleri
-
artık ben bile kendimi arkadaş olarak görüyorum.
alexandraarzat
-
20 yaşındaki kızın 40 yaşındaki adamla çıkması başlığında eleştiren insanlara eleştirilerinin doğru olduğunu kanıtlamak için elinden geleni yapan sözlük yengesi.
garibim sözlük müdürü de kırılmasın diye favoriye almak durumunda kalmış. ablacım (abla diyorsak yaştan değil öyle olsa abi demen gerekirdi. senden 8 yaş büyüğüm sevdiceğinden de 12 yaş küçüğüm) burada insanlar dahil olduğunuz ilişkiye dair (size hitaben değil başlıkta sizden önce girilmiş 400 entry var çoğu aynı şeyi savunuyor) eleştirilerde bulunurken 20'lerindeki kişinin yeterince olgun olamayacağını belirtirken sen çıkıp da millete;
"@sözlükkullanıcısı dilediğinizce kusabilirsiniz ama az ötede lütfen... ben "kalbim" diyerek seviyorum, siz başka türlü sevin tutan mı var? insanların içlerinden gelerek, tüm samimiyetleriyle sevdikleri kişilere hitap etmeleri sizi neden rahatsız ediyor? asıl ben sizin yerinize utanıyorum, konuşmuş olmak için konuşuyorsunuz; zaman kaybısınız.
edit: yolun açık olsun paşam."
yazarsan, başka bir entry'de "ilişkimizi anlatacağım" diye lafa girip "kanzuk kalbim iyiki seni tanıdım" diye facebook gönderisi paylaşırsan sadece onları haklı çıkarmış olursun. az sessiz sakin oturup beklemek lazım. kanzuk bu sözlük'ün sahibi tabii ki hakkında burada konuşulacak. iyice yeni türkiye'ye dönen sözlük'ü tümden tüme akp türkiyesi'ne çevirmenin lüzumu yok...
kanzuk "sen neden artık yazar olmuyorsun?" derken bunları tahmin edemedi sanıyorum. kendisi hakkında neler neler yazılıyor sözlük'te ve kendisi sözlük'ün işleyişini, dinamiklerini "bir zahmet" bildiği ve olgunluğu nedeni ile sesini çıkarmıyor, hakaret vs. içermiyorsa (bazen içerenleri dahi) okuyup geçiyor çünkü burası "ekşi sözlük".
keşke yazarlığını açarken önce bunlar hakkında bilgi verip senin de daha olgun davranmanı sağlasaydı. durduk yere yukarıdaki başlıkta yazanları haklı çıkarmazdın.
son olarak mutluluklar diliyorum. sizin ilişkiniz için bizim ahkam kesme gibi bir lüksümüz yok. sınırları dahilinde eleştirir ya da olumlar geçeriz. durduk yere birebir polemiklere girip de tepki çekmenin de lüzumu yok...
edit: yukarıda @sözlükkullanıcısı olarak bahsettiğim londonphile adlı suser az önce uçuruldu... uçurulma sebebi: görsel
edit 2: (bkz: 5 ekim 2020 birgün'ün ekşi sözlük haberi)
türbülans
-
şimdi bu türbülans dediğimiz olay asfalt yolda cook cook hızlı giden arabanın altında bir anda asfaltın bitmesi gibi bir şey. ne olduğunu anlayamadan bize newton'un kıyağı olan yer çekimi sayesinde uçak bi hayli hızlı şekilde alçalıyor türbülansa girdiğinde.
o esnada kemeriniz bağlı ise ciddi bir heyecan ile atlatabiliyorsunuz olayı.. yok yolculuk esnasında ben kemer takmam modunda iseniz türbülans esnasında kafanızın ışıklandırmanın bulunduğu üst konsol ve oturduğunuz koltuk arasında pinpon topu misali gezinmesi muhtemeldir.
ben bizzat yaşadım bu türbülans olayını, kemer bağlı olmasına karşın hiç keyifli olmuyor tavsiye etmem sevgili sözlük ahalisine.. gidin lunaparkta roller coster'a binin arkadasım ne türbülansı...
halen kulaklarımdadır "allahım sana geliyorum hemde saatte 800 kilometre hızla" nidası..
eşek gibi çalıştıktan sonra erkeğe yemek yapmak
-
keşke sevdiğim bir adam olsa da yapsam dediğimdir.
bir kadın sevdiği adama yemek yapmayı bir ağırlık bir yük olarak görüyorsa, bir adam sevdiği kadına yardım etmeyi hayatından almak, zamanından çalmak olarak görüyorsa bitmişiz biz.
ne kadar bitkin olursam olayım sevdiğim bir insana yemek yapmak benim iş stresimi alır, yorgunluğumu unutturur. özellikle o kişi yemeği beğendiğini söylediği an, işte o an dünyalar benim olur.
ve bunu erkeğe hizmetçilik olarak görmem. paylaşmaktır bu, sevdiğim adam da eminim ev içinde bir şeylere ortak olmuştur. o da birşeyler yapıyordur.
zaten sevdiğiniz adama yemek yapmak batmaya başladıysa siz bir düşünün derim o ilişkiyi. helvasını yemeye az kalmış belli ki!!!
evlenenlerin bekar arkadaşları ile az görüşmesi
-
etrafta gördüğüm ancak benim yaşamadığım
olaydır.
genelde erkekler evlenince bekar arkadaşları ile görüşemezler kadınlarda pek olmaz bu durum. nedenini tam olarak bilemiyorum.
ancak bildigim birşey var ki benim esimin hala bekar olan arkadaşı ile biz sürekli görüşürüz hatta benim ailem bile tanır, kendisini evlat edindiğimiz esprileri döner. bazen eşimin keyfi olmadığında onu ararım, lutfen koalayı * dışarı çıkar tavlaya, içmeye gidin havasi değişsin derim.
daha da gelişmişi benim 15 yıllık arkadaşlarım ve eşleri ile hafta sonu gaziantep gezisi yaptık, söz konusu bekar arkadaş da plana sonradan dahil oldu ve geldi bizimle.
sonuc olarak söyleyeceğim şudur ki: sevgili kadınlar kocalarınızın en ufak bir ayartmada kaçıp gideceğini, sizi aldatacağını ya da yanlış birş eyler yapacağını düşünüyorsanız yani bu adama güvenmiyorsanız neden evlendiniz?
ve siz erkekler, kadının güvenini sarsacak kadar ne yaptınız? bir sey yapmadıysanız neden psikopat bir kadınla evlendiniz?
evlilik birlikte mutlu olmak, birbirine hayatı kolaylaştırmak olmalı bence, bir de bu acıdan bakmayı deneyin ;)
imamoğlu'nun kamerasından 99 depremi
-
kendisi bu iş için doğmuş. derdi millete hizmet. gurur duydum.