hesabın var mı? giriş yap

  • bir sürü romantik insanı ortaya çıkarmış durum.

    he ya, vallahi harikadır kitapçıda çalışmak, müşteri olmadığı zaman hemen köşedeki tchibo'dan cheesecake alıp kahveyle birlikte oturup chuck palahniuk'un son kitabını okuyabiliyorsunuz, öyle süper bir meslek.

    ciddi ciddi rahat olduğuna inanlar var, yavrucuğum akşama kadar ayaktasın bir kere, müşterilerle ilgilenmen gerekiyor, alacağınız maaş da asgari ücret, "fırsatını bulsam şu işi bırakır kitapçıda çalışırım" gibi samimiyetsiz istekleriniz de bayıyor, he, bırakırsınız fırsatını bulsanız, yayınevi sahibi ya da kitapçının kendisi değilseniz akşama kadar ayaklarınıza kara sular iner, ay sonu asgari ücretinizi alır evinize dönersiniz artık nasırlaşmış ayaklarınızla, lan azıcık samimi olun, azıcık gerçekçi olun ya.

  • evrimsel psikolojinin herhalde memleketimizde en çok konuşulan tarafı kadınların alfa erkek tercihi oldu. insanımız genellikle bu konudaki niyetine göre evrimsel psikolojiye yaklaşıyor. eğer kadın düşmanlığı yapmak istiyorsa evrimsel psikolojinin yılmaz bir savunucusu kesiliyor, eğer erkek düşmanlığı yapmak istiyorsa evrimsel psikolojinin bilim falan olmadığını, saçmalık olduğunu iddia ediyor. tabii konuya daha derin bir noktadan yaklaşanlar da vardır, onların da hakkını yememek lazım. ama genelde evrimsel psikolojiye bakış, hangi cinsiyete düşmanlık edeceğinize göre değişiyor.

    peki, evrimsel psikolojiyle ilgili olduğu söylenen bu alfa erkek meselesinin hakikaten bilimsel bir kökeni var mı? bu konudaki iddialar tamamen uydurma mı yoksa bir temele dayanıyor mu? cevabı, evet dayanıyor. ama abartılıyor.

    dayandığı nokta literatürde ebeveyn yatırımı teorisi (parental investment theory) diye geçiyor. bakın, teori olarak geçiyor. hipotez falan değil. çünkü bu modern biyolojinin en temel kabullerinden bir tanesi. bu teoriyi ortaya atan robert trivers adlı zat-ı muhtereme göre durum şöyle:

    1. bir hayvan türünde, cinsiyetlerden hangisi çocuk için daha fazla yatırım yapıyorsa o seçici, diğeri seçilen olur.
    2. çocuk için daha az yatırım yapan cinsiyet, daha fazla yatırım yapan için kendi arasında rekabet eder.

    teorinin bel kemiği bu kadar. daha fazlası değil. bunu değişik hayvan türlerinde örneklendirmek mümkün. tabii örneklendirmeden önce, bir iki kavramı açıklayayım.

    ilk olarak gamet kavramından bahsetmek lazım. gamet, dişi yahut erkek olsun fark etmeden herkesin üreme hücresine verilen ortak isim. dişinin yumurtası da gamet oluyor, erkeğin spermi de gamet oluyor. gametlerin birleşmesiyle de zigot, yani çocuk oluşuyor. hayvanlar âleminde erkek ile dişiyi birbirinden ayıran, aslında gametin niteliği ve niceliği. gamet eğer üretimi zor ve büyükse, cinsiyet dişi; üretimi kolay ve küçükse cinsiyet erkek oluyor. insandaki yumurta ve sperm için durum böyle. ancak bunun tersi durumlar da görülebiliyor.

    mormon cırcır böceği diye bir böcek türü var (eğer joseph smith böcekler âleminde reenkarne olup orada da mormonluğu yaymadıysa joseph smith'le hiçbir alakası yok). bunların erkeklerinin gametinin üretimi zor ve büyük. spermatofor denen bir kütle içerisinde bulunuyor gametler ve mormon böceğinin dişileri gelip buna yumurtasını bırakıyor.

    şimdi ebeveyn yatırımı teorisi ne diyordu, yukarıdaki örnek üzerinden anlatalım:

    1. böceğin erkeğinin gametinin yatırım değeri fazla, dişinin gametinin yatırım değeri düşük. bu durumda erkeğin seçici, dişinin seçilen olması lazım.

    2. dişilerin kendi aralarında erkekler için mücadele etmesi lazım.

    bakıyoruz bu mormon cırcırlarına, hakikaten de dişiler erkekler için mücadele ediyor. erkekler, kendileri için rekabet eden dişiler arasından birini seçiyor.

    trivers'ın teorisini insanlara uygulayalım. bizde kadınların çocuk için yaptığı yatırımın üç ayağı var. 1) yumurta, 2) hamilelik, 3) emzirme. erkeğin ise elinde yatırım yapabileceği tek şeyi var: sperm. kadının yumurtasının değeriyle erkeğin sperminin değeri karşılaştırıldığında da aradaki farkın dağlar kadar olduğunu görüyoruz. erkek bir gün içinde milyonlarca sperm üretebilirken, kadın hayatı boyunca taş çatlasın 500 tane yumurta üretebiliyor. kadının gameti adeta bir zümrüt değerindeyken, erkeğin spermi bakkalın bozuk para olmayınca verdiği sakızdan hallice. üstüne üstlük kadın zümrüt değerindeki yumurtanın yanında çocuk için 9 ay hamilelik çekiyor. çocuğun yaşayabilmesi için de onu emzirmesi lazım. yani insanda erkek ile kadının çocuk için yaptığı yatırım arasında dünya'dan plüton'a kadar mesafe var. git git bitmez.

    durum böyle olunca doğal olarak insanlar âleminde de kadın, kendisi için rekabet eden erkekler arasından birini seçiyor. erkekler de kendi aralarında kadınlar için mücadele ediyor. peki kadınlar kimi seçiyor?

    evrimsel psikoloji burada devreye giriyor. evrimsel psikoloji somut bir gerçek olan ebeveyn yatırımı teorisinin yorumlanmasından ibaret. deniyor ki erkeğin kadının yatırımına karşılık ona bir yatırım sunması lazım ki insanlığın nesli sürsün. yoksa erkek kadının bunca değerli yatırımına karşılık bir şey sunmazsa, kadınlar niye üreme ihtiyacı hissetsin? mazallah soyumuz kurur.

    erkeğin kadına yatırım olarak sunabileceği şeyler arasında da şunlar var: vahşi hayatta aslandan kaplandan, yan mağaradaki hanzodan kadını koruyacağının güvencesini veren atletik fiziki yapı, her durumda işe yarayacak zeka ve bunun belirtisi olan espri anlayışı, ortamların kralı olmasını sağlayacak sosyal beceriler, ileride kadına zulmetmeyeceğinin garantisini veren ruhsal denge, kadına iyi davranacağını belgeleyen empati vs.

    işte alfa erkek meselesi diye gündemimizi meşgul olan hadisenin özü budur. kadın ve erkeğin çocuğa yaptığı yatırımın dengesiz olması ve erkeğin dengeyi sağlamak için kadına başka yatırımlar yapmasıdır.

    denilebilir ki artık taş devrinde yaşamıyoruz. bunlar geçerliliğini yitirdi. o zaman kadının hala çocuk için yaptığı üç temel yatırımın (yumurta, hamilelik, emzirme) hâlâ yerli yerinde durduğunu hatırlatmakta fayda var. bunlar ortadan kalkmadıkça kadınların eş seçimini belirleyen temel motivasyonun da yok olmayacağı açık. ama derseniz ki biz mormon cırcırı mıyız arkadaş, insan ilişkileri çok daha karmaşık, tamam temel doğru ama her zaman bu şekilde işlemez mekanizma. ben de derim ki o zaman haklısınız. elbette, kadının erkekten hem zeki, hem güçlü, hem becerikli olmasını beklemediği ve erkeğin aradaki yatırım uçurumunu farklı şekillerde kapattığı değişik senaryolar vardır. zaten zeka, sosyal beceri, fiziki güç, empati, ruhsal denge gibi unsurların hepsine aynı anda sahip olmak imkansız. kimi kadın aradaki yatırım dengesini kurmak için empatiyi ön planda tutuyordur, kimisi ruhsal dengeyi, kimisi zekayı.

    son olarak, evrimsel psikolojinin eş seçim stratejileri (mate selection strategies) üzerine çıkarımlarını mutlak gerçekler olarak görmemek lazım, bunları hep somut bir gerçek olan ebeveyn yatırımı teorisinin değişik yorumları saymak gerek diyerek noktayı koyayım.

  • niğde de iki migros şubesinde alkol yoktur.
    neymiş mal sahipleri taliban zihniyetindeymiş de onlar da bunu kabul etmiş.
    ne yani mal sahibi hindu olunca da dana eti de mi satmayacaksın.

  • 1 ay önce 12,15 tl'ye aldığım 10'lu sade marka organik yumurta 17,65 olmuş. korusu damacana 9 tl'ydi 11 lira oldu son zamlarla. adidas, nike'lara yanaşılmıyor zaten.

  • başıma birsey gelmeyecekse kars /selim ilçesinde öğrencilere yaptırdik bu robotları biz. meslek lisesi öğrencisi bunlar sadece. ki sen zamanında iş başvurusu yaptığımda bana aselsan'a mühendis alıyormuş gibi mülakat ayini duzenleyen bir şirketsin. fakir ama gururlu bilişim öğretmeni kız serzenişi değil bu. liselerarasi bilim fuari minvalinde robot yapmışsın. bari step motor kullanmasaydın da hızlı hareket edeydi.