hesabın var mı? giriş yap

  • birçok avrupa ülkesindeki gibi insanların namuslu oldukları varsayımından hereketle dizayn edilmiş sistemler. hırsızlık yapmayı, vergi kaçırmayı, kul hakkı yemeyi adet edinmiş ucubeler turnikelerden atlarken kendilerini çok zeki zannetseler de bu hareketler elin avrupalısının türklerin ne kadar düşkün ve gurursuz olduğuna kanaat getirmesinden başka bir boka yaramıyor.

  • oynadıkları ve kaybettikleri 25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray maçından sonra arda ile birlikte doping testine çağırılmış futbolcu.

    test sonrasında halen stattan ayrılmamış olan vatandaşı vederson ile sohbet etmiş, yanlarına gelen kazım'ın ailesi, lugano ve çocuğu ile de şakalaşmıştır.
    bunların üzerine karaktersiz olduğu yönünde bir saptama yapılmış.

    halbuki ne yapmalıydı ki elano fanatik türk futbol seyircisini mutlu edebilsin?

    -doping testi sonrasında vederson'la koridorda karşılaşan elano vatandaşının hayalarına tepik attı ve "sami yen'de görüşürüz lan marsıııık!" diye bağırdı.-

    -sesler üzerine olay yerine gelen kazım ve ailesinin üzerine un serpip "go back to africa!!" diye bağırdı.-

    -koridorda gördüğü lugano'ya tokat attı, ağlamaya başlayan çocuğunun ise önce saçını çekti, sonra "baban seni evlatlık almış" dedi.-

    aman yanlış anlaşılmasın, lafım tüm galatasaray taraftarına değil. genel olarak futbol seyircimizin profili böyle. bizde de çok aynı sığ anlayıştaki adam.

    elano şu an için doğru olanı yapmıştır. maç oynandı ve bitti. bir spor müsabakasıydı ve kaybedildi. ne yapsın adam assın mı kendisini? olay mı çıkarsın koridorlarda?

    bir laf da buradan milliyet'in spor servisine etmek istiyorum. açıkça futbolcuyu hedef göstermişsiniz. nasıl bir ifadedir o: "elano’nun umrunda mı?" başlığı? bu şekilde mi sporu ileriye taşıyacaksınız? hani fanatizmin karşısındaydık? yarın malın biri gidip antrenman çıkışı elano'yu dövmeye hatta yaralamaya kalksa, neden yaptın diye sorduklarında "maçın sonucuna yeterince üzülmemiş, milliyet'te okudum" dese yüzünüz kızarmayacak mı?

    bu kafada adamlar sadece galatasaray'da değil, fenerbahçe'de de, beşiktaş'ta da var. rüştü'yü döven hanzoları, mateja kezman'a "are you player?" diye hesap sormaya kalkan evrim yoksunu tipleri hatırlayın.

    bakın şöyle anlatayım, borussia dortmund'la bayern münchen münih'te karşılaşıyor. maçı bayern alıyor, sonrasında doping testi için nuri şahin statta kalıyor. bitiminde koridorda hamit altıntop'la karşılaşıyor ve sohbet ediyorlar. bu kadar. valla bu kadar. bunda bir gariplik görüyorsan sorun sende demektir. olur da die norddeutsche zeitung'da "nuri şahin'in umrunda mı?" diye haber bulursan ilk ben gidip elano'nun gözüne lazer sokmazsam terbiyesiz evladıyım.

  • en basit anlatimiyla kitap cercevesinde kurulmus bir sosyal paylasim sitesi. uye sayisi 60-70 milyon civarindaydi en son, turk kullanici sayisi hayli az olmasina ragmen, turk ''kitap kurtlari''nin bircoguna ulasabiliyorsunuz. cok guzel insanlarla tanistigim, sohbet ettigim, gorustugum oldu. benden birkac yas buyuk olmasina ragmen yuzlerce kitap fark atmis insanlarla bir seyler paylasmak guzel bir his. cok guzel dinliyorlar seni, bildigin bir konuyu bile oyle guzel anlatiyorlar ki yeni seyler ogreniyorsun, vizyon katiyorlar her anlamda. agirlikli olarak nedense ankara insani ile karsilasiyorum, algida secicilik midir bilmiyorum ama aktif okurlar ankara'da daha fazla gibi.

    sitenin en sevdigim kismi ''compare books'' yani kitap karsilastirma. okudugunuz/degerlendirdiginiz kitaplari goodreads arkadasiniz ile kiyaslayip asagi yukari bir bilgi sahibi olabiliyorsunuz arkadasiniz hakkinda, bu da sohbet etmek icin guzel bir firsat sunuyor. zaten gonderdigim/gelen mesajlarin buyuk bir bolumu bununla alakali oluyor, atiyorum karamazov kardeslere uc yildiz vermis birisi -bizim neyimize dostoyevski'yi degerlendirmek, orasi apayri bir konu- neden verdigini soruyorum, ufak bir sohbet edip noktaliyoruz konusmayi. degerlendirme bes uzerinden oluyor, tum degerlendirmelerin ortamalasi ile bir puan ortaya cikiyor ve basarali da bir sonuca ulasiyor diyebilirim cogu kitapta.

    biricigimiz eksi sozlugun meritokrasi adinda bir grubu, goodreads arsivini gelistirmek icin emek sarf eden insanlarin oldugu gruplar, yogun bir trafigin oldugu tartisma gruplari, bir sehirdeki goodreads kullanicilarina ulasmak icin acilmis gruplar var.

    site tasarim olarak bana nedense cok soguk geliyor, iyilestirmelere ihtiyaclari var, dusunce ve uygulamasi tatmin edici olsa da masaustu sitesi, mobil aplikasyonlari biraz eksik kalmis hissi veriyor. o an online olan insanlari -kendi ulkende/dunya genelinde- gorebiliyorken, yani, o derece bir esneklik sagliyorken, tasarim olarak boylesi soguk bir arayuz biraz garip geldi bana. osym sitesi gibi bir sey. ehehe

    bana kattigi en guzel seylerden biri de kitap okuma istegimi en az iki kat artiriyor olmasi. giriyorum anasayfa yenilemeye -iyice aliskanlik oldu- iki gun once bir kitaba baslayan arkadasim bitirmis, yorum/degerlendirme yapmis. lan? ben hala elimde tutuyorum bir haftadir 300 sayfalik kitabi, yaziklar olsun bana. benzeri bir dongu de yazarlarda oluyor. bakiyorum ihsan oktay anar'in tum kitaplarini okumus, vermis yildizlarini, ince bir kiskanclik ve buna bagli olarak da hirs kapliyor bedenimi. biraz tuhaf bir durum, en azindan boyle seylere takarak daha saglikli bir sey yapiyormusum gibi gibi...

    referans olarak ise hic kullanmadim. bir kitabim var caretta yayinlarindan, "olmeden once okumaniz gereken 1001 kitap" isminde, oradan listeledigim kitaplar uzun bir kuyruk oldugu icin pek kurcalama firsatim olmadi.

    gecenlerde de olgunlar'da kitaplara bakiyordum, bir kitabin arkasinda goodreads'te aldigi yildizi yazmislar, gulumsedim, imdb gibi bir sey olmus, umarim turk yazarlar da yapar boyle bir uygulamayi. ama yapabilmeleri icin sitenin turkce filan olmasi gerekiyor en azindan, onu da pek istemiyorum. gerci dusununce turkce olsa da siteyi aktif olarak kullanan insanlarin hicbir zaman facebook'ta, twitter'da oldugu gibi bir kirlilige neden olacagini zannetmiyorum. umarim dusundugum gibi olur.

    kindle'a gomulu halde gelmesi ve senkronize calismasi da basarili bir adim site icin. kindle paperwhite 3 basliginda uzun uzun yazmistim (bkz: #54469738)

  • dede ve erkek kardeşle birlikte maç izlemekteyiz. dedemin kulakları ağır işitiyor, yaşından dolayı. kardeşimin de sesi pek gür çıkmaz.

    dede: ahmet, en iyi futbolcu kim?
    kardeş: dünyanın mı?
    dede: bünyamin demek, hımm.

    dedem sert adamdı, o yüzden kahkahalarımı içime attım. kardeşim de düzeltemedi, ayıp olmasın diye. dedem kendi çapında bir aydınlanma yaşıyordu zaten. o günden beri bünyamin benim için dünyanın en iyi futbolcusudur. her nerede top koşturuyor ve goller atıyorsa.

  • ucak dusmesi, esrarengiz olaylar, kaybolma vs tarzi belgesellerde de vardir bunlar:
    michelle ya da david o gun de rutin islerini yapiyordu ancak birseylerin normal olmadiginin farkindaydi..

  • yine norvec;
    - bikini giymen yasak diye mi denize girmiyorsun bizle?
    - hayir kardesim 15 derecelik havada denize girip zaturree olmamak icin.