ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sandıkları terk ettik
-
yavşak bir aktrol dezenformasyonu.
bas yarrağı geç.
debe editi ile evlenme teklif etmek
-
marjinal olmaya çalışırken aklıma gelen fikir. ilk debe'ye girdiğimde yapmayı düşünüyorum.
debe editi: öncelikle sıçtım bez getirin. şimdi çocuklar ben 30'unu aşmış evli barklı bir adamım. karım okursa burayı boşar lan beni. yani arada canımız sıkılınca trolllük de mi yapmayalım? şukulayan, şukulamayan, mesaj gönderen, bana teklif et diyen bütün dostlara teşekkürler. demek ki neymiş, fazla marjinallik iyi bir şey değilmiş. hepinize sevgiler.
ama güzel fikir ha. ikinciyi alırsam söz burdan teklif edecem.
bir de ufak bir ricam olacak. ameliyatlı yerime vurmazsanız sevinirim.
13 aralık 2016 istanbul kar yağışı
-
kedi, kırmızı şarap ve winter chill out albümleri hazır bekliyorum. hadi amk, yağıyorsa yağsın. kediyi kestireceksiniz bana burada.
ekleme: yağdı sayılmaz. kar mı bu? yer; halkalı/atakent mahallesi.
kediyi affettim, şarap iptal, jagermeister'a devam.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
-dptye girmeyi neden istiyorsunuz amaciniz nedir?
-oyle politik amaclarim yok..
-nasil?
-muste$ar olmayi filan du$unmuyorum
....gulduler...tum juri... ama ben nerden bilebilirdim soruyu soranin muste$ar oldugunu....
hilal cebeci
-
türkiye'de bunun gibi iki hilal daha olsa mhp'ye iktidar yolu bile açılabilirdi.
stand up'ına gülünmeyen adam
-
ulan 'bir alkış alabilir miyim?' dediğinde bilgisayar başında alkışladım. yazık günah. akşamüzeri akşamüzeri üzmüş adamdır.
hasan ali toptaş
-
türkiye'nin, yaşayan en iyi edebiyatçılarından biridir.
romanlarında insan zihninin dehlizlerine iniyor bu adam, kurguladığı ve okuyucuya önerdiği dehşetengiz evreni düşünmeye bile korkuyor insan.
türkçe'de bugüne kadar kurulmuş cümlelerin hiçbirine benzemeyen cümleler kuruyor. öyle bir dil kullanıyor ki, bir adım daha atsa ortaya bambaşka bir lisan çıkacakmış gibi hissettiriyor.
gerçekliği maniple etmiyor, alternatif bir gerçeklik de yaratmaya çalışmıyor; sadece gerçekliğin arkasındaki muazzam kurguyu deşiyor.
bu satırları okuyup henüz hasan ali toptaş okumamış arkadaşlara önerimdir: birkaç kitap okuyun ve algı kapılarınız sonuna kadar açılsın.
ayrıca facebook'taki hesap da kendisinindir ve okuyucularıyla o hesap üzerinden iletişim kurmaktadır. sosyal paylaşım ağlarını "burcucum çok güzel çıkmışsın :/" dan ibaret gören zihniyet elbette yüksek kültür kompleksleriyle eleştirecektir onu, şaşırmıyorum. zira hasan ali toptaş fildişi kulelerde değil, ankara'nın eryaman semtinde mütevazı bir hayat yaşamaktadır.
iyi ki vardır facebook hesabı ve o hesap sayesinde onu çok seven bir okuyucusu geçen hafta pazar gününün bütün öğleden sonrasını, onunla küçük bir kafede çay içip sohbet ederek geçirmiştir.
kızların aslında demek istedikleri
-
- kızmadım ama kırıldım.
meali; bi bok yedin ama kavga çıkarmaya, ipleri koparmaya değmez... ben ufaktan trip atayım, sen de kırıkları yapıştırmak için benimle ilgilen*...
elit kesimin çocuklara koyduğu sikimsonik isimler
-
benten.
neymiş efendim abisi y.ö(6) çok ısrar etmiş kıramamışlar abisini. la olum çocukla çocuk olacak başka konu bulamadınız mı yav. belki bu adam mahalle delikanlısı olacak. benten diye delikanlı mı olur!!11
küçük şehirlerde zaman nasıl geçiyor
-
sahibindene girin 2. el arabalara bakın. ben öyle yapardım
biz osmanlının değil yoksul köylülerin torunuyuz
-
tam hali şu şekilde:
biz osmanlı torunu değiliz, osmanlı'nın sömürdüğü yoksul köylülerin torunuyuz.
altına imzamı atarım.
bu milletteki saray sevdası anlaşılan genetik bir hastalık.
genç girişimcilerin çoğunun batmasının sebebi
-
bir heves ve bakkal hesabıyla, "sen yazılımı yapsan, ben marketing'i yaparım. aylık 2 bin giderimiz olsa" şeklinde yola çıkılıp, uzun vadeliyi geçtim, kısa vadeli bile bir stratejileri olmadığındandır. ayrıca türkiye dediğimiz ülke de start-up düşmanıdır. koruyup kollayıcı kanunlar yoktur/yetrsizdir. türkiye'de start-up, zengin çocuklarının işidir. bye.