ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sınav sonuçlarını gazeteden öğrenmek
-
az önce konuşurken yeni neslin hiç bilmediğini farkettiğim olay.
+sen üniversite sınav sonucunu nasıl öğrenmiştin?
-gazeteden.
+??!!
-niye şaşırdın?
+cidden nasıl öğrendin?
-gazeteden diyorum ya...
+manşet mi atmışlardı agrali miles şurayı kazandı diye...
- ya ciddiyim... gerçi a tabii, siz görmediniz di mi o dönemleri? gazeteler ek çıkarırdı onun için.
üzerinden yarım saat geçti, hala inandıramadım... dalga geçtiğimi düşünüyor. düşünüyorum da şimdi, üniversite, anadolu liseleri sınavı, hepsinde sabahın köründe gidip gazete bayiinin önünde sabahlamış insanlarla beraber ilk gelen gazetelere hücum etmek filan... şimdi gerçekten bana da pek inandırıcı gelmedi.
alkali diyet
-
az önce edindiğim bilgiler yüzünden beni üzen diyet. sağlıklı yaşamın koşulları buysa çok az ömrüm kalmış hakkınızı helal edin la.
özellikle kokusuz sıçma konusu çok takıldı kafama. bu gercekten sağlıksız yaşam belirtisiyse ben yıllardır azrail ile elele tutuşup sıçıyormuşum haberim yokmuş.
çorum'daki leblebi heykeli
-
diğer illerde yapılan heykellerin yanında, tam bir sanat eseridir.
tinder'da acı gerçeklerle yüzleşen türk kızı
midem kirlendi deyip 3 bardak sıvı sabun içen adam
-
hickirdigi zaman agzindan cizgifilmlerdeki gibi baloncuk çıkıyor mu merak ettim. hayır oluyorsa ben de içicem lan, hep özenirdim küçükken.
speakeasy
-
türkçesi: ruhsatsız meyhane (ya da: ruhsatsız içki satışı yapan yer)
abd bağlamında, prohibition döneminde ortaya çıkmış olan çok sayıda gizli meyhaneyi akla getirir. [prohibition era (ya da yasak dönemi): 1920 yılında yürürlüğe giren bir anayasal düzenleme ile başlayan ve 1933 yıllına dek devam eden alkollü içkilerin yasak olduğu dönem.]
speakeasylerin amerikan kültürü üzerindeki etkileri de ayrıca önemli. 1920'lerden önce, amerikan meyhaneleri (saloon), tıpkı türkiye'deki kahvehaneler gibi, erkeklere özgü mekanlardır. 1920'lerde ortaya çıkan speakeasyler ise, gençlerin birlikte gelip eğlendikleri yerlere dönüşür. speakeasylerin popülaritesi giderek artar. neticede, eğlence kültüründe önemli bir değişim yaşanır. alkol tüketimi, bu değişimin merkezindedir. kadın-erkek ilişkilerindeki (yine 1920'lerde ortaya çıkan) liberalleşmede de speakeasyler büyük bir rol oynar. (flapper kızlar da yine bu dönemin ürünüdür.) 1933 yılında alkol yeniden legal olduğunda ise, meyhanelerin erkeklere özgü olduğu düşüncesi artık büyük ölçüde ortadan kalkmıştır.
bu tarihi hadise, yasakçılığın geri tepmesinin enteresan örneklerinden biridir.
bu konuda ayrıca (bkz: prohibition /@derinsular)
speakeasyler hakkında daha detaylı bilgi için bkz.: http://en.wikipedia.org/wiki/speakeasy
tema:
(bkz: ingilizce /@derinsular)
çirkin erkeklere tavsiyeler
-
yaklaşık on, on beş senedir yoğun okuma yapmama rağmen hala çirkinim. yukarıdaki öneri geçersiz bilginize.
son günlerde yaşanan statik elektrik çarpmaları
-
bana özel sandığım bir durum. üç gündür günde birkaç doz çarpılıyorum.
edit 1: başlığı açan kayıp. arkadaş son kez çarpıldı sanırım?
edit 2: geri geldi, yanlışlıkla silinmiş entry.
emniyet müdür yardımcısının gazeteciye vurması
-
bu emn müdürü kiyafetinin içine saklanmış çakma delikanlının adi ömer parıltı. bir gün o kıyafetleri olmadan o arkadaşın anasına kufretsin görelim delikanliligini, o tafrali kulhanbeyi yuruyusunu.
birim 731
-
tek yönde çalışan tren vagonlarıyla gidilen ama dönülemeyen bir yer. 250.000'den fazla çin ve rusun yaşamını kaybettiği, bir esirin bile sağ çıkmadığı ölüm kampı.
abd ve japonya'nın 2. dünya savaşı sonrasında dünyayı yeniden paylaşmalarının anahtarı burası. vietnam'da kullanılan biyolojik silah bilgisinin nereden edinildiğinin açıklaması. bitmek bilmeyen japon emperyalizminin ve militarizminin son noktası. artık bu kadar açıktan yapamıyorlar çok şükür.
birim 731 ve nanking katliamı'na, asya'nın auschwitz'i demek haksızlık oluyor biraz. bu insanların hiç lobisi olmadı, zengin değiller. kampları kuranlar hiç yargılanmadı. yaşananları anlatan bir history channel belgeselinden başka hiç filmleri olmadı. japonlar bu tarihsel suçun bedelini maddi-manevi hiç ödemedi, hiç kabul etmedi. hiroşima ile nagazaki'ye atılan atom bombalarının gölgesinde kaldı.
28 ocak 2011 mısır'da mübarek'e karşı ayaklanma
-
an itibariyle al jazeera baradei'in alıkonulduğunu açıkladı. stay tuned.
ayrıca bazı polis memurlarının eylemci gibi giyinerek onların arasına girdiği bildirildi.
edit 3: polisin binlerce kişiye karşı gözyaşartıcı gaz kullandığı bildiriliyor.
edit 4: yaralılar arasında bir bbc muhabiri olabileceği söylentisi var.
edit 5: "reports that 2 soldiers in suez had charges brought against them for refusing to fire live ammunition on protesters" bu cümle çok şey ifade ediyor. isyan tabanda makes bulmuş.
edit 6: en az 9 kişinin öldürüldüğü bildiriliyor.
edit 7: iskenderiye'deki gösterilere yaklaşık 170 bin mısırlı katıldığı ve bazı polislerin bile uniformalarını çıkararak gösteriye katıldıkları bildiriliyor.
edit 8: un secretary general'i mısır liderlerine şiddeti engelleme ve iletişim özgürlüğüne saygı çağrısı yapmış.
edit 9: bbc news güzel bir live sayfa hazırlamış: http://www.bbc.co.uk/…ws/world-middle-east-12307698
edit 10: bu da cnn'in sayfası: http://edition.cnn.com/…t.mubarak/index.html?hpt=t1
edit 11: türk medyasının olaya bakışı:
http://www.zaman.com.tr/…ir-halk-ayaklanmasi-var-mi
http://www.hurriyet.com.tr/…ya/16875592.asp?gid=373
http://www.radikal.com.tr/…28.01.2011&categoryid=81
http://www.sabah.com.tr/…/01/28/misirda_cuma_isyani
http://www.zaman.com.tr/…-sarayi-yakininda-toplandi
http://yenisafak.com.tr/…nya/?t=28.01.2011&i=300288
edit 12: bugünkü isyanın adı reuters tarafından friday of wrath adıyla dünyaya duyuruldu.
edit 13: bbc'e göre: the deputy general guide of the muslim brotherhood, mahmoud ezzat, tells al-jazeera tv: "the youth want the demonstrations to be peaceful but the regime uses excessive violence against the youth, such as rubber bullets and rubber bombs." he adds: "the people are demanding the basics, mainly the necessities of life, and they have the right to do so. the people also demand their freedom and the dissolution of the fake parliament."
türkçesi: müslüman kardeşler'in genel rehber vekili mahmoud ezzat, el-cezire'ye, "gençlik, eylemlerin barışçıl olmasını istiyor ancak rejim, kauçuk mermi ve bombaların kullanımı gibi aşırı bir şiddet uyguluyor" dedi; ve ekledi: insanlar en temel şeyleri, genel olarak hayatın gereklerini istiyorlar, ve bunu yapmaya da hakları var. ayrıca insanlar özgürlüklerini ve sahte parlementonun tasfiyesini istiyorlar."
edit 14:
yine bbc'e göre:
the chairman of the egyptian national security and foreign relations committee, mustafa al-fiqi, insists the government will not fall, but admits it has to take action against poverty and corruption. "police and the demonstrators both are egyptians and we feel sad for the victims of both sides," he tells al-jazeera tv.
türkçesi: mısır ulusal güvenlik ve dış ilişkiler komitesi başkanı mustafa al-fiqi, el-cezire'ye, hükumetin düşmeyeceğinde ısrarlı olduğunu söyledi ancak yoksulluk ve yolsuzluğa karşı mücadele verilmesi gerektiğini kabul etti. "polis ve eylemciler, hepsi de mısırlı, ve iki tarafın da kayıpları için üzüntü duyuyoruz." dedi.
büdüt: herşeyi anladım da, bu entry'i neden kötüledin ki sözlükçü?
erdoğan'ın ekvador'da protesto edilmesi
-
ekvator bütün paralellerin başladığı yer olduğu için şaşırtmamıştır.