hesabın var mı? giriş yap

  • hamit altıntop sakatlandığında halama akciğer kanseri teşhisi koymuşlardı.

    halam, onca kemoterapi gördü akciğer kanserini yendiğini öğrendim bugün, bu hamit hala iyileşemedi.

    bacağı komple koptu yeni bacak mı diktiler bu adama nasıl bir sakatlık bu amk.

    edit: adam yılda bi kere aklıma gelir entry yazarım, bileğini kırar. adını anmamı istediğiniz kaynananız filan varsa söyleyin yani.. biraz okkalı anarım adını direk mefta.

  • ürküten sinyal. eğer zeki bir uygarlık tarafından gönderildiyse, o uygarlığın yalnızca bizden 1,5 milyar ışık yılı uzaklıkta olduğunu değil, bizden 1,5 milyar yıl önce bize mesaj yollayacak teknolojiyi geliştirdiklerini gösterir. dua edin barışçıl olsunlar.

  • 30'luk gomez ve hatta podolski'yi bile milli takıma çağıran löw'ün kendisini milli takıma çağırmamasının başlıca tek bir sebebi olan futbolcu:

    1. van persie alman değil.

  • osmanlı imparatorluğu'nda doğanın ehlileştirilmesi çabaları var olsa da, bu çabalar doğa bilimlerinden ziyade kişisel merak, şöhret ve ihtişam aracı olarak kendine yer bulmuştu. 1500'lü yıllardan beri canlı hayvanların teşhiri ve saklanması ile kendini göstermekte olan öncü hayvanat bahçeleri olan arslanhaneler bu durumun en belirgin temsilcileriydi. 19. yüzyıla gelindiğinde daha düzenli olan bu kurumlar, padişahların doğa üzerindeki hükmünü göstermesinin yanı sıra, özellikle sultanların kişisel merak olarak uğraştığı egzotik kuşları besleme ve üretme faaliyetleri için saray konutlarına yakın yerlerdeydi. arslanhanelerde çağlar boyunca aslan, ayı, domuz, devekuşu, geyik, fil, firavun faresi, misk kedisi, kaplan, kar leoparı, pars, karaca, kurt, leopar, vaşak ve zürafa gibi hayvanların saklandığı ve teşhir edildiği biliniyor. arslanhane'nin 2. mahmut tarafından kaldırıldığı ancak daha sonra tekrar ihya edildiği ve sultan abdülaziz tarafından özel ilgi gösterildiği biliniyor. arslanhane, 19. yüzyılın ikinci yarısında beylerbeyi, çırağan ve yıldız sarayları'nda, 20. yüzyılın başında ise köşklerde varlığını devam ettirmiştir.

  • hakan fidan'ın siyasete girmesi türk siyaseti için çok iyi olacak milletvekili olmasına memnun oldum.

    hakan fidanın milletvekili olmaması çok hayırlı oldu bence

    size akp'li taklidi yaptım

  • filmi izlediğinizde, uyarlandığı hikayenin yazarı robert a. heinlein'ı da takdir etmeyi unutmayın. adam 1958 yılında neler yazmış sen 2014'te filmini izleyip şaşırıyorsun.

  • büyük büyük halam derdi ki, depresyon kapıdan girince asalet bacadan kaçarmış. can sıkıntısından girilen her kuaför salonuna yazılmalı bence bu. ben bi gün lepiska saçlarımla gittim kuaföre, nasıl olacak sorusuna "valla bilmiyorum ya o arayacak ya da bu iş burda biter!" diye cevap vermişim düşün. "hanfendi onu sormuyorum, saçınız nasıl olacak?" sorusuna ise, "biraz kısa." diyebiliyorum sadece. ağlarken yol bile tarif edemem de. dünya umrumda değilken kısalığın karşılığı üç günlük dünya iken "katlı küt olsun bari..." diyorum. kesim işlemi başlıyor: bi terslik hissediyorum hafiften ama yarısında da çıkamam. gözlerim geride bıraktıklarıma sabitlenmişken salma hayek gibi girdiğim kuaförden ibrahim toraman olarak çıkmanın acısı taa yüreğime saplanıyor... (bkz: entry'e ara vermek)

    bu olay, arkadaşlar arasında o kadar alay konusu olmuştur ki, şanlı tarihime birinci toraman vakası olarak geçmiştir. evet bildiniz, ikincisi de olmuştur. hala arada bir hava topuna çıkma hissiyatım bundandır.

  • çok tuhaf lan. ülkenin % 80'i reel faiz - nominal faiz falan bilmiyor.

    bu ülkede bu insanlar varken burası fırsatlar ülkesi aslında