hesabın var mı? giriş yap

  • ceza kessen dert kesmesen ayrı dert. kimseye yaranamıyorsun çomaristanda. uygulamadıktan sonra kanun neden var. bu insanlar orkidenin toplanmasının yasak olduğunu biliyor ve bunu bilerek topluyor cezasına katlansın. 1,2 tane de değil 13.5 kilo vay hayvanlar vay. ne var ne yok toplamışlar. demek ticaretini yapacaklar. az bile olmuş.

    ceza dediğin böyle olmalı, bağırta bağırta da alacaksın ki herkese ibret olsun. bir daha o orkidelere dokunuyorlar mı bakalım.

  • başlık*:böbreğimin capsini yolluyorum beyler toplanın

    1. yolla diyene yolluyorum.

    2. gönder amk. zaten bir tek o kaldı bakıp da asılmadığımız.

  • hayvanlardan kastım besi hayvanları, aslan, kaplan, at ya da fil değil yani. eti, sütü ya da yünü için beslediklerimiz. sığır, inek, manda, domuz, koyun, keçi vb. hayvanların sayısı insanların sayısına çok yakın. büyükbaş hayvan sayısı yaklaşık 3 milyar, küçük baş hayvan sayısı ise yaklaşık 4 milyar.

    büyükbaş hayvanlar günde 30 kg yem yerken küçükbaş hayvanlar günde 10 kg yem tüketmektedir. bunların su tüketimi ise günlük yedikleri yem ağırlığının 3 katı yani büyükbaş hayvanlarda 90 litre, küçükbaş hayvanlarda ise 30 litre. bu hesapla dünyanın bütün bu hayvanları bir günde: 125 milyon ton yem, 400 milyon ton* da su tüketmektedir. bu hayvanlar hayvan gibi bütün kaynaklarımızı tüketirken biz insanlar ise bir günde sadece 9 milyon ton yemek, 30 milyon ton da su tüketiyoruz. bu hayvanoğluhayvanların tükettiğinin en fazla 10'da 1'i, yani %10'u. bu ne demek?

    kaynaklarımızın %90'ını hayvanlar için tüketiyoruz ama bu hayvanların bize sağladığı toplam katkı sadece %5. 90 kilo yiyor ama bize verdiği 5 kilo et ve süt. 5 kilo et için 90 kilo tarım ürününden oluyoruz yani. hayvanların yediği yemleri, yoncası, slajı, mısırı, arpası, çeşitli otu, otlağı, merası derken, bütün bunlar için ayrılan tarım arazisi neredeyse diğer tarım arzilerinin 10 katı. insanlar için 10 dekar arazi işleniyorsa, hayvanlar için işlenen ya da işlenmeyip otlak-mera olarak bırakılan arazi 100 dekar.

    velhasıl bütün bu besi hayvanlarını hayatımızdan çıkardığımızda, tamamen bitkisel beslendiğimizde tarım ürünü rekoltemiz 10 kat artacaktır. 10 ton buğday üretiyorsak bu miktar 1000 ton olacak. neredeyse bütün tarım ürünleri için bu durum söz konusu.

    komple vazgeçmeyelim, sonuç da et ve süt de yesin insanlar. o zaman et ve süt tüketimimizi yarıya indirelim. bu durumda bile tarımsal üretimimiz 5 kat artacaktır. bütün dünya için geçerli bu. bu neye yarar peki? niye etten ve sütten vazgeçelim?

    dünyanın yarıya yakını açlık ya da yetersiz beslenme ile boğuşuyor, kalan yarısının ise en fazla belki çeyreği düzgün besleniyor. ortada kalan ise açlık sınırının biraz üstünde. dünyanın %10-15'i sucuklar, pirzolalar, bonfileler, sosisler, salamlar yerken, bu ürünlerin sağlandığı besi hayvanları ise kalan %90 nüfusun zar zor bulduğu tarımsal ürünleri tüketiyor. halbuki et-süt tüketimi yarıya düşürülse %90 nüfusun tarım ürünlerinden olan payı en azından 5 kat artacak. 5 kat daha fazla tahıl, 5 kat daha fazla sebze-meyve olacak piyasada. dünyada ne açlık kalacak ne de yoksulluk. sadece zenginlerimiz daha az et tüketecek, kahvaltıda jambon neyim yemeyecek.

    bunun diğer bir faydası ise tarımsal araziler artacak, içme sularımız artacak, kuraklık ve susuzluk son bulacak. yakın gelecekte kaçınılmaz gibi görünen kıtlık ve susuzluk gibi bir korkumuz kalmayacak.

  • aynı fotoğraf için erkek ve kadının cinsiyetlerini/yaşlarını değiştirip bakın.

    kız çocuk ve erkek yetişkin bir adam için böyle bir fotoğraf sizi rahatsız eder miydi?

    şimdi yorum yapmanıza izin veriyorum, göreyim sizi...

  • bakın reklam yapacaksanız bu gibi firmaların reklamlarını yapın. hep boykot çağrısı yapıyoruz o markaya bu markaya diye.

    bir kere de vatansever firmaları destekleyelim ki sermaye bizde kalsın.

    starbucksları zengin ettiniz elit görüneceğiz diye. algilarınıza türk malı kötüdür diye yer ettirdiniz!

    hayır efendim hayır. türk malı iyidir. türk malını desteklersek daha zengin bir toplum olabiliriz. tabii ki içimizde de var kötüler. işini iyi yapmayanlar. ama yapana da destek gösterelim.

  • kardeşim krizler her zaman olur. bugün bir esnaf batar, yarın bir başkası onun yerini alır. sistem bu şekilde işliyor.

    ayrıca pek çok esnaf kazandığı parayla milyonluk evlerde oturup, 500 binlik arabalara biniyor. krizden çıkmak istiyorlarsa rahatlarından ödün verip gerekirse evi arabayı satacaklar. nasıl olsa işten kazanmışlardı, tekrar işe yatıracaklar. yarın kazanınca yine alırlar.

    bizde olsa biz verelim ama sadece bize yetimlik var. esnafa versek biz aç kalırız.

    ekleme: benim babam da esnaftı. geniş aile içinde de esnaflık yapanlar var. içlerinde batanlar var, çıkanlar var. zaten ilk paragrafta ne demişim; "bugün bir esnaf batar, yarın yerini başkası alır" garanti iş arayan memurluk kovalasın. biz ne yapalım?

    devletin para dağıtmasından sıkıldık arkadaş. devlet para dağıtacaksa önce mal varlığına baksın. aynı yerde oturan aile içinde üzerine bir şey olan varsa, onlara ipotek koyup kredi versin. devlet para dağıtacak diye, her şeye sürekli zam gelmesinden, sürekli vergi konulmasından sıkıldım arkadaş. buna köprü, yol, ıvır zıvır garanti paraları da dahil.

    ek: entry daha 1.5 yıllık ama sanki 10 yıllık gibi duruyor. fiyatlar öylesine değişti. milyonluk evler 5 milyondan başlıyor artık. 500 binlik araç dediğimiz fiyata artık teneke satıyorlar. eli yüzü düzgün binilecek araç 1 milyondan başlıyor. buradaki 500 binin muadili 1.5 milyondan başlıyor. kredi alabilen esnaf ihya oldu. enflasyon %170, kredi faizi maksimum %40 çünkü. aradaki farkı maliyete yansıtıp cebe attılar. kredi alamayanlar içinde durumu kötü olan olabilir. kredi alıp da durumu kötü olanların çoğu ise zaten bir gün batacakmış. çok azı iyiyken, kötü duruma düşmüştür.

  • sümeyye erdoğan için geçersiz bir açıklama.

    sümeyye erdoğan 2002'de girdiği öss sınavında 134,5 puan aldı. yani 120 olan dört yıllık üniversite tercih barajı düşünülürse sümeyye erdoğan’ın bu puanla türkiye’de dört yıllık bir üniversiteye girmesi mümkün değildi. üstelik orta öğretim başarı puanı 42,6 idi. okul başarısını gösteren bu puan sümeyye erdoğan’ın ortalamanın altında bir öğrenci olduğunu gösteriyor.

    sümeyye başörtülü olduğu için değil, puanı yetmediği için türkiye'de üniversite okuyamadı ve amerika ya gitti.

    sonradan da 20-25 gibi daha gitti.