hesabın var mı? giriş yap

  • ilginç bir insan. yeri geliyor dünyayı kurtarıyor, yeri geliyor kendini kurtarıyor. zaten şu hayatta bana sorarsanız kendisini kurtarabilmiş bir tek insan var, o da cüneyt arkın. filmlerine dikkat edin mesela, babasını kurtarıyor ama kendi, çünkü babasını da kendi oynuyor, dedesini kurtarıyor ama kendi, çünkü dedesini de kendi oynuyor.

  • bu kuramin kurucusu howard gardner, zekayı “içinde yaşanılan toplumda faydalı bir şeyler yapabilme kapasitesi; her insanda kendine özgü bulunan yetenek ve beceriler bütünü” olarak tanimlamistir. bu kuram, insani zeki kilan farkli ozellikler ve yetenekleri oldugunu kabul eder. bu yeteneklerin sonucunda farkli urunler ortaya cikabildigini ve problemlere degisik cozum yollari getirilebilecegini iddia eder. bu yuzden, egitim suresince insanlarin bu farkli zeka boyutlarini kesfetmeleri ve onlari gelistirmeleri saglanmalidir. bu kuramin tv dizilerindeki karsiligi heroes tv dizisidir. heroes dizisindeki her karakterin kendisine ozgu bir yetenegi vardir.

  • 90'lar diyenlere hatırlatalım; o yıllarda hiçbir et ve süt ürününün çakması yoktu. kaşar kaşardı, sucuk sucuktu...
    hileli ürünler ve hilekâr insanlarla mücadele vardı. şimdi kıyma diye alıyorsun sakatat artığı çıkıyor. 90'lar girsin size.
    90'lar kalitesindeki sucuk ve salamlar yine lüks. sahtesine razı olduk ama sahteleri de lüks!

    son 20 yılı içeren yıllardır. salam diye kauçuk çiğneyenleri hesaba katmazsak.

  • artık halkın arasında olmaması, sokak jargonundan, gençlerin esprilerinden uzak olması nedeniyle eskisi kadar güldürmüyor. kendi kısıtlı arkadaş çevresinde, elit zevklerin içinde yaşarken halka inmesi zorlaşıyor. onun işinde üretkenlik için gözlem şart ama artık o şansı pek yok.

  • 20 senedir ssk örnekleri vererek bu dönemi kötüleyenler bir gidin artık.

    hadi o zaman ben sayayım sizin döneminizi.
    suriyeli terörist mülteciler yoktu.
    ülke toprakları araplara peşkeş çekilmemişti.
    tarım ve hayvancılık vardı.
    samanı bile yurtdışından ithal etmiyorduk.
    türk ordusuna fetöcüler doldurulmamıştı.
    kiralar emekli maaşından daha yüksek değildi.
    emekli ikramiyesiyle ev araba alınabiliyordu.
    okullarda andımız okunuyordu.
    türklük ayaklar altına alınmamıştı.
    ingiltere nin çöpü satın alınmiyordu.
    televizyonlarda kaynım bana atladı programları yoktu.
    her yer apaçi rapçi dolu değildi.
    para karşılığı vatandaşlık satılmıyordu.
    devlet kurumlarını tarikatlar yönetmiyordu.
    kağıt, sigara, içki fabrikaları vardı.
    okulu biten gençler yurtdışına kaçmıyordu.
    pkk ile gizli anlaşmalar yapılmıyordu.
    cihatçı örgütler ülkede bomba patlatmıyordu.
    araptaparlık yoktu.
    cuma hutbelerinde atatürk e küfredilmiyordu.
    üniversite bitirmenin bir değeri vardı, diplomalı kasiyerler yoktu.

    edit: bana faili meçhuller demeyin; muhsin yazıcıoğlu, kaşif kozinoğlu, sinan ateş der olayı kapatırım.

  • arkadaşlar, hazır siz türkiye'dekiler de bu aşıyı olmaya başlamışken deneyimlerimi ve etrafımdakilerin deneyimlerini sizinle paylaşayım.

    pfizer-biontech'in aşısının ilk dozunu bir ay önce ikinci dozunuysa bir hafta önce oldum* *. öncelikle sağlam yan etkilere hazırlıklı olun.

    ilk dozu vurulduğumda gün sabahtı. akşamına hafif bir grip tarzı kırıklık ve ateşle geceyi geçirdim. ancak asıl eğlence ikinci dozda yaşandı. önce üşüme, sonrasında 39 derece ateş sabaha kadar devam etti. tylenol (acetiminophen) alarak bu belayı atlattım. tabi ki her türlü covid olmaktan iyidir diye diye geceyi sabah ettim.
    sabah iyiydim. tüm gün güzel geçti derken 2. gece yine ateşim yükseldi. bu defa tylenol kesmedi, olabilecek en sık şekilde ateş düşürücüyü alıp sabahı ettim. 3. geceden de korkuyordum ama artık bir şey kalmadı o zamana kadar. birçok arkadaşım da bu yan etkileri az ya da çok yaşadılar. hatta bir tanesi bir hafta boyunca işinden izin alıp yatmak zorunda kaldı. bu bahsettiğim kişi de 45-50 yaşlarında. söylediğim gibi, toplanan data da ikinci dozun yan etkisinin ilkine göre daha yüksek olduğunu söylüyor. yine de hiç yan etki yaşamayan insan da çok var.

    yalnız bu yan etkiler çok sorun değil. bünyenizin iyi durumda olduğunu gösteriyormuş. yaşlılarda yan etkilerin az olmasının sebebi onların bağışıklık sisteminin gençler kadar güçlü olmamasıymış. ne kadar gençseniz yan etkiler o kadar sert vurabilir diyorlar. ki gerçekten de öyle. etrafımda 20-22 yaşında gençler de var bu asıyı olan. etkilerini çok daha yoğun yaşamışlar.

    bir de son olarak uyarı. yan etkileri var diye önden ateş düşürücü ilaç kullanmamak gerek. cdc özellikle bunun için uyarı yayınladı abd'de. aşının asıl amacı zaten bağışıklık sisteminin tepki vermesi. vücut tepki verecek ki covid için bağışıklık kazanacak. ateş düşürücüyle bunu bastırmamanız gerekiyormuş. öte yandan ya ben aşıyı oldum, hiç yan etki olmadı, bende aşı çalışmadı mı sorularının cevabı da şöyle ki; hayır, tabi ki de aşı yine aynı bağışıklığı size kazandırıyor. sadece herkeste aynı derecede etkiler gözlemlenmiyor.

    umarım yazdıklarım okuyanlara yardımcı olur. aşıyla birlikte endişe, anksiyete seviyeniz de fazlaca düşecek. yüzdük, kuyruğuna geldik. umarım hepimiz ve sevdiklerimiz bu illetten en kısa sürede kurtuluruz.

    edit: soranlar oldu. hayır, risk grubunda değilim. sadece bulunduğum yerde çabuk sıra geldi.

    aynı zamanda, katılmasam da, türklerin aşı güvensizliğini de anlıyorum. abd'de eğitim oranı düşük zencilerde de bu durum var. 70'lerde üzerlerinde deney yapılan bu demografi aşıya ikna edilemiyor. bir de tabi yaşlı, trump destekçisi amcalar aşı olmuyormuş. abd'deki her furya bize de geldiği için şaşırmıyorum tabii.

    öte yandan buradakileri okuyunca bir de aşı üzerinden elitizm çıkaranlar var. hele onların topluma hiç faydası yok. aşının faydasına inanıyorsan söylemen gereken şey belli. yok pfizer bulmuşsunuz kesin olun ya da sinovac daha güvenilir gibi tartışmaların halk sağlığına faydası sıfır. dünyanın her yerinde sağlık uzmanları erişebiliyor olduğunuz aşıyı olun diyor. buradan mağrurluk ya da mağdurluk çıkarmanın lüzumu nedir hiç anlamıyorum.