ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kanzuk'u anlatan filme isim önerileri
-
(bkz: requiem for a dürüm)
erkeklerin klozet kapağını kaldırmadan işemesi
-
kastedilen en üstteki kapaksa hayvanlıktır evet...
yulaf ezmesi
-
her sabah şu şekilde hazırlayarak yediğim şey:
1. büyükçe bir su bardağı süt mikrodalga fırına konur, mikrodalga fırın 1 dakikaya ayarlanıp çalıştırılır.
2. yulaf ezmesi kaseye boca edilir.
3. üzerine kuru üzüm serpiştirilir.
4. üzerine ceviz içi kırılır.
5. bu esnada ısınan süt mikrodalga fırından alınıp kaseye boca edilir.
6. yulaf ezmesi sıcak sütü emmeye bırakılarak duşa girilir.
7. duştan çıkınca, gevreklik ve tat katması için kaseye az bir şey de mısır gevreği eklenir.
8. karıştırılır.
9. afiyetle yenir.
sevgilinin söylediği unutulmayan sözler
-
"bir gün kendini sevmekten vageçersen bana haber ver, yeniden sevdirecek yüzlerce an anlatabilirim sana"
yaran facebook durum güncellemeleri
-
94'de türkan saylan ve ekibi beni ikna odasına almışlardı. başörtünü çıkar dediler. direndim! oğlum sen erkeksin çıkar şunu dediler. direndim!
elma ile kandırılıp timsaha yem edilen domuz
-
türümüz keşke hiç olmasaydı dedirten.
kitap kokusu diyene kafa göz girişmek
ricardo allah var
yer yön duygusu olmayan insanlar
-
bir yönleriyle eksik, arizali insanlardir ve günlük hayatlarinin her deminde bunun azabini yasarlar.
ecnebice "sense of direction" diye adlandirilan bu yetileri gelismedigi gibi, psikoloji biliminde "cognitive map" olarak nitelendirilen, gittikleri, gördükleri yer hakkinda kafalarinda bilişsel bir harita oluşturma becerisi de acinakli bir şekilde uzaktır onlara.
maalesef kendimden biliyorum diyerek ve şahsi hatıralarımdan örnekler vererek devam etmek zorundayim ki, böyle insanlar hayatlari boyunca kaybolmaya mahkumdurlar.
yabanci ülkelerde, şehirlerde haritasiz gezdikleri anda istisnasız kaybolurlar, zaten harita okumada da başarılı değillerdir. sadece yabancı ülkelerde kaybolmazlar üstelik, kendi şehirlerinde, kendi okullarinin içinde, bazen başka okullarda kaybolurlar (itü'nün maslak kampüsünde karanlik ve çamurlu bir gecede kaybolmak ne demektir, böyle bir sergüzeştten geçerler), bazen kendi şehirlerinde yol soranlara, yol sorduklarına ve taksi şoförlerine (iyice zevzek görüntüsü çizmemek için) "ben yeni geldim de istanbul'a" dedikleri vuku bulur. yolları, yerleri hiç bilmediklerinden, bilhassa az tanıdıkları bir muhitte bindikleri her takside "acaba kaçırılıyor muyum" paranoyasına kapılır, arka koltukta şaşı ve tikli taklidi yaparak şoförün motivasyonunu kırmaya çalışırlar. yabancı bir ülkede, bir evde bir ay kaldıktan sonra bir akşamüstü evin anahtarının neden bir türlü uymadığını keşfetmeye çalışır, sonra yanlış eve girmeye yeltendiklerini yer yer kederle yüklü bir neşe içinde idrak ederler. arkadaşları daha önce beraber gidilmiş yerlerde buluşmak üzere randevu verdiklerinde, oraya nasıl gidiliyordu, bilmiyorum diyerek, artık olayı benimsemiş arkadaşların acımayla karışık bir sevecenlikle yüklü bakışlarıyla karşılaşırlar. yanlışlıkla erkeklerin soyunma odalarına girmelerinin sebebi de budur, başka bir şey değildir (bkz: yanlislikla erkeklerin soyunma odasina girmek).
evet, işte böyle... dalgın ve dikkatsizdirler, zeka katsayilari da çok yüksek değildir belki. ama hor görmeyelim, sevelim onları, bağrımıza basalım, yardımcı olalım.
en iyi yoğurt markası
-
bu mecra neden aptal dolu amk? başlık en iyi yoğurt markası, girdilerin yarısı ev yapımı. olum siz salak mısınız, geri zekalı mısınız? ev yapımı diye bir marka mı var?
markete gidip "bana bir adet ev yapımı marka yoğurt verin" mi diyelim salak oropsı dvşsdıaşrı kafayı yddirdiyibz yine