hesabın var mı? giriş yap

  • eminim birçok kişinin bu insan tipiyle ilgili bir hikayesi vardır ; ama amerika'nın tennessee eyaleti columbia şehrinde yakın zamanda bu insan tipinin belkide en orjinali olmaya aday bir doktor var:suellen lee .. öyle bir doktor düşünün ki aldığı 300.000 $ borcu ödememek için borç aldığı kişiye ve hatta genetik diyerek kızına demans tanısı koyan ..(bilindiği üzere demans; bunama olarak adlandırılır ve zihinsel becerilerin zayıflaması durumudur...)

    ----------
    her şey 2018 eylül ayında tennessee department of health 'in 100'den fazla disiplin cezası içeren disiplin raporunun halka açıklanmasıyla gün yüzüne çıktı..kayıtlarda ismi verilmeyen ama "e.w." olarak geçen bir hasta var..
    e.w.'nin iddiasına göre 25 senedir hastası olduğu doktor suellen lee'nin kliniği mali açıdan zor bir dönemden geçerken; suellen lee kendisinden 300 bin dolar borç aldı ve artık ödemesini istediğinde kendisinin varlık kayıtlarına erişmesine engel olacak "demans" tanısı koyduğunu söyledi; hatta lee'nin e.w'nin kızının da erişmesini engellemek için hastalığı kızına da aktardığını belirten bir teşhis koyduğundan da bahsetti...

    sonunda durum, tennessee tıp fakültesi heyet kurulu'na geldi ve lee herhangi bir tıbbi muayene ya da ikinci tıbbi görüş bildirmeden teşhis ettiğini itiraf etti ve işinden davanın sonucunu beklemeden gönüllü olarak emekli oldu...olay halk bazında yayıldıktan sonra kendisiyle bir röportaj gerçekleştirilen lee " olayın e.w.'nin bir tuzağı olduğunu ve kendisine demans olduğunu düşündüğünü söylediği için e.w'nin kendisinden intikam almak için tüm bu olayları kurduğunu iddia etti...ayrıca lee, emekli olmanın şartlarını kabul etmesinin tek nedenini; devlet avukatlarının, davada sunulan olgulara itiraz etmesi halinde asla kazanamayacağını söylediği için olduğunu iddia etti.."
    fakat tennessee tıp heyeti kurulu daha sonra teşhis konan e.w ve kızına yapılan incelemelerde demans tanısına rastlanmadığını ve lee'nin "orantısız veya uygun olmayan büyüklükteki hediyeleri reddetmesi gerektiği yönündeki hükümleri" ihlal ederek profesyonel olmayan, onursuz ve etik olmayan davranışlar yürüterek devlet kurallarını ihlal ettiğini belirtti ve bu kararın tennessee eyaleti halkının sağlığını, güvenliğini ve refahını korumak ve kamuoyunun tıp mesleğinin bütünlüğüne olan güveninin korunmasını sağlamak için alındığını bildirdi..

    ayrıca devlet kayıtları, lee'nin, hastanın mali temsilcisi olan edward jones bank'a hastaya demans tanısı konduğunu belirten ve hastanın hesap kayıtlarını donduran mektubu yolladığını doğruluyordu..
    ---------
    dava henüz sonuçlanmasa da tüm kanıtlar ve taraflara bakıldığında borcunu ödememek için borç aldığı bir insana ,hastasına bunama teşhisi koyan bir doktorun olması borcunu ödemeyen insan tipinin nirvanası sanırım...

    kaynaklar ;
    tennessean
    columbiadailyherald

  • ankara barosuyla ysk bina olarak karşı karşıya duruyor. ankara barosu da ysk kararından sonra binanın ysk tarafına bakan kısmına şunu asmış.
    uyarı: aşırı doz zeka, omurga ve ayar içerir.

  • babam öleli henüz 20 gün olmuştu.
    babam öldüğünde hastanede yoğun bakımda yatan anneme bu durumu söylemedik.
    cenazeden bir hafta sonra annemi taburcu ettiler çünkü yapacak bir şeyleri kalmamıştı.
    annem evde bir hastane yatağında solunum cihazıyla yatıyor
    ben, kardeşlerim ve bakıcısı hep çevresindeyiz.
    bir gün ablamı çağırdı yanına büyük bir telaşla ve dedi ki
    "yarın perşembe yumurtacı gelecek, yumurta alın ondan
    mutfakta cüzdanım var ve içinde 20 tl para..."

    oysa yarın çarşambaydı.
    kimse bu siparişi dikkate almadı tabi, çünkü daha önemli kaygılarımız vardı.
    artık günleri de karıştırıyor, bilinci gidiyor yavaş yavaş dedik.
    "tamam sen merak etme" deyip annemi geçiştirdik.
    sonra bu mevzu unutuldu haliyle...

    bundan dört gün sonra bir cumartesi sabahı annemi de kaybettik.
    annemin ölümü üzerinden iki ay geçmişti evdeki eşya, mobilya,
    anne babama ait kıyafetleri birilerine vermek için toplamaya başladık.
    işte o gün mutfaktaki bir çekmecede anneme ait
    eski, siyah, annem kadar yorgun görünen o küçük el çantasını gördüm.
    elim istemsizce çantaya gitti. küçük çıtçıtını açıp açmamakta tereddüt ettim
    ama sonra açtım.
    içi boştu, sonra çantanın içindeki küçük ceplere soktum parmaklarımı.
    elime bir şey değdi. çıkarıp baktım. 4'e katlanmış bir 20 tl...
    gözlerimden yaşlar boşandı.
    annem 3 aya yakın hastane, yoğun bakım hastalığıyla uğraşıyordu
    ve o cüzdandan uzaktı ama içindeki o 20 lirayı hatırlıyordu.

    o cüzdan ve arasından çıkmış 20 tl artık benim evimde.
    onu yakında çerçeveletip evimin mutena bir köşesine asacağım.
    66 yıllık bir evlilikten sonra 24 gün arayla ve
    babamın ölümünden haberi olmadan ölen annem gideli bugün tam 4 ay oluyor.
    ve bu benim annesiz ilk anneler günüm.

  • 18-19 yaşlarımdayken yaşadığım utanç verici bir olay ile yaşadığım andır.
    (ön bilgi: fazla kilolardan muzdarip bir kızcağızdım o zamanlar)

    kalabalık bir bijuteri dükkanında takılara bakıyordum. dükkan sahibi de iki adım ötemde, bir arkadaşı ile sohbet ediyordu. gözüme takılan bir küpeyi elime aldım, standın arkasında diğer bir renginin daha olduğunu görüp, onu da incelemeye başladım. bu sırada dükkan sahibi bana bir şeyler söyledi. ne dediğini anlayamadığım için, "bana mı dediniz?" dedim.

    böyle dememle adamın yüzünün bembeyaz kesilmesi bir oldu. birden özür dilemeye başladı. "yok hanımefendi size demedim yemin ederim" (bu arada adamın bu aşırı tepkileri üzerine etraftaki herkes bizi izlemeye başladı) "yemin ederim hanımefendi size demedim, arkadaşın soyadı tosun biz ona hep öyle tosun diye hitap ederiz"...

    dışarıdan bakınca şöyle bir diyalog olmuş:

    -tosun
    -bana mı dediniz?

    iyi ki efendim dememişim :(
    oooff offf...

  • memlekette son zamanlarda bu olay türedi. oğlum illa günlük güneşlik günlerde mi millet sipariş verecek. sen karlı , yağmurlu vs günlerde ona göre çalışanlarına tedbirini aldır. aldıramıyorsan hizmet verme bunun hizmet alanla ne alakası var. kimse internete girip restorantlar kapalı olunca çılgınlar gibi pizza söylemeliyim diye ortalıkta tepinmiyor.

  • herhalde dunya tarihinde cahilligin bu kadar ovuldugu bir donem olmamistir. o da 2000'lerin turkiye'sine denk geldi. bizdeki de sans.