ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
yola cikmadan 3-4 saat once alinan kolayi termosa doldurup buzdolabina koymak, yola cikma vakti geldiginde kolanin neden sogumamis olduguna hayret etmek.
hırsızı döven a101 mağaza çalışanı
-
başta çalışanlara enayi dedim. zaten sizi üç kuruş maaşa çalıştırıyorlar ne uğraşıyorsun. çağır polisi gerekeni yapsın. ama sonra çalışan "bizim cebimizden çıkıyor" dedi. düzene bak be.
saat reklamlarında saatlerin onu on geçmesi
-
belki de başkası yazmıştır aramaya üşendim. biraz aradım bulamadım. ama böyle bir hadise var. tüm reklam görsellerinde saatleri aşağı yukarı 10'u 10 geçeye ayarlıyorlar. bilemedin 10'u 8 geçe olsun. fakat hiç saat 18:00'i gösteren reklam görmedim. çünkü 10'u 10 geçe olunca simetrik oluyormuş. üstelik gülen surata benziyormuş, bilinçaltında daha pozitif etki yaratıyormuş bakan insanda. ben ilk duyduğumda ha sittirin lan olur mu öyle geyik demiştim. fakat sonra baktım ki durum böyle.
bak şimdi mesela
bu
veya bu
ya da şu şekil
eski reklam
yeni reklam
bu da kanıtı
cartier
niye böyle
niye her reklam böyle?
sizin yapacağınız ayarı skim.
citizen de böyleymiş.
şopar
eskiden 8:20'ye ayarlıyorlarmış o da aslında 10'u 10 geçenin yatay eksene göre ters simetriği gibi. fakat orada akrep ve yelkovan aşağıya baktığı için sanki insanı da böyle daha çok demotive eden bir yönü var gibi diye bu standarda geçmişler. saatlerin çoğunun markası tepede olunca, saati 10'u 10 geçeye ayarladığımız zaman markayı çerçeveye almış gibi oluyor o açıdan bu durum zamanla endüstri standardına dönüşmüş. saatler için reklam sektörünün yazılmamış bir kuralı haline gelmiş bir durum.
1920'li 1930'lu yıllarda saat 8:19 veya 8:20 de kullanılıyor dediler ama üşenmedim baktım, orada da durum pek farklı değil.
kelime şeyim çok geniş değil
-
içi dışı bir bi insanın dürüstlüğünü gözler önüne seren cümlesi.
1874 yılı osmanlı telgraf hattı haritası
-
http://i.imgur.com/lz7pjn3.jpg
içi komple dolu siyah noktalar, uluslarası iletişimin mümkün olduğu istasyonları, yarısı dolu siyah noktalar ise sadece ulusal iletişimin sağlandığı istasyonları belirtiyor.
elini uzatan öğretmeni sınıftan atan kaymakam
-
babası duysa olayı "evladım ben sana kaymakam olamazsın demedim " derdi.
77 iq'su olan papağan alex'in son sözleri
-
sanki tam olme aninda soylemis gibi anlatiliyor. sahibi ile son gorusmesinde, ayrilirken soylemistir ve bunu her aksam sahibi laboratuvardan ayrilirken de soyledigi yaziyor. bunu onun ne kadar akilli oldugundan suphe ettigim icin degil, sadece anlatim seklindeki yanlistan dolayi aciklamak istedim.
alexin hayati
yaran diyaloglar
-
bir örneğiyle bir an kendimi kaybettim forum sitelerinden birinde;
€-''arkadaşlar ebay üzerinden amerikada ki bir laptopu satın almak istiyorum
sizce kargo ücreti ne kadar tutar?
kaç günde elime ulaşır?
gümrüğe takılma ihtimali nedir?
daha önce yurtdışından alışveriş yapmış arkadaşlarımın yardımını bekliyorum şimdiden sağ-olun''
$-''laptop oldursen sokamassin''
€- ''neden girdiremem ve ben yeşil pasaportlu yum acaba gümrüğe gidip kendim alabilir miyim?''
$- ''laptop sokamazsin dediysem sokamazsin bilader.kac dolar ama soyle hadi yinede daha ebay da kac kargo kac tutar ona bakmayi bilmiyorsun laptopmu sokcaksin?''
€- ''sakin ol laptopu ülkeye sokucam sen her halde üzerine alındın?''
(bkz: aga sen ne yaptın ya)
yeni uyanmış kız sesi
-
bu sesten etkilenen ne kadar da çok insan varmış meğer. halbuki benim kendi, öz babamın beni erkek zannedip telefonun diğer ucunda çıldırmışlığı bile mevcuttur.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
cep telefonumu bulamayip, bulamadigim cep telefonumla arkadasi arayip 'beni caldirsana telefonu sesinden bulayim' demem