hesabın var mı? giriş yap

  • yer: metrobüs durağı.

    iki sevgili metrobüs bekliyor. metrobüs geliyor. kapı açılınca kız beklemeden içeri atlıyor ama erkek, arkalarındaki boş metrobüsü işaret ederek inmesini istiyor. kız tam inecekken kapı kapanıveriyor. kız "ay ay ay ay ay ay kapıyı açın" diye bağırınca kapı açılıyor. kapı açıldığında kız kendini dışarı atarken aynı anda da erkek içeri atlıyor. daha bunlar ne olduğunu anlamadan kapı tekrar kapanıyor. erkek, şoföre el kol hareketi yapıyor ama "ay ay ay ay ay ay" diye bağıramadığı için metrobüs hareketlenip gözden kayboluyor.

    kavuşabildiler mi bilmiyorum ama zaten hiç anlaşamıyorlardı, kavuşamamışlarsa da hayırlarına olmuştur diye umuyorum.

  • olayla ilgili sağlık bakanlığı soruşturma başlattı. yazı amacına ulaştı.
    soruşturma süresince yazıyı kaldırmayı uygun buldum.
    soruşturma sonucunu size bildireceğim.
    herkese ilgi, alaka ve desteği için çok teşekkür ederim.

  • ayıp lan sizin yaptığınız. ulan ne yapsınlar, kuytu köşe bulmuşlar, önleri kapalı, üstü kapalı, kimseyi rahatsız etmiyorlar, ne diye karışıyorsunuz gençlere? kime ne zararları var yani? anca artistliğiniz bu sesi çıkmayanlara yeter zaten.
    nasıl da mutlulardı oysa, şekilden şekile giriyorlardı.
    (bkz: gözümde canlanır koskoca mazi)

  • aile dostu olan bir öğretim görevlisinin odasına gitmiştim biraz muhabbet biraz dertleşme amaçlı. kapıyı çalıp içeri girdiğimde hocam okey oynuyordu bilgisayardan. beni kendine çok yakın gördüğü için "ooo hoşgeldin freewave" deyip bir yandan oyununa devam etti. sonra bir iki havadan sudan nasılsın, iyi misin, muhabbetinden sonra hocamın yanına oturup müsabakayı izlemeye başladım.

    ben arada "hocam şu taşı atan bence ben takip ettim ara taş çıktı." filan diye akıl veriyordum. lan birden bir şey dikkatimi çekti. masadaki diğer kişilerin adlarına bir bütün olarak bakınca böyle baya tanıdık geliyordu. sonra içimden lan yoksa deyip "hocam kimle oynuyorsunuz?" diye sordum. karşılık olarak da "hee onlar mı dekan, prof x hoca, prof y hoca."

    oha lan biz de ilim irfan yuvası diyoruz. adamlar üniversitede okeye dönüyor.

  • bir cemil çiçek sözüdür. kendisi kandilli rasathanesi müdürü mustafa erdik'in 5.9 büyüklüğünde diye açıkladığı deprem için "eksik bilgiler zaman zaman olabilir ama bize göre deprem 5.7 büyüklüğündedir” demiş.

    bize göre...yahu depremin sana göresi mi olur? adam rasathane müdürü, bütün bilgiler ondan alınıyor, sen kimden aldın ki bilgiyi doğrusu bu diyebiliyorsun? hem de bize göre diyerek. pardon ama siz kimsiniz?

    yarın başbakan simav'a gidip, "deprem 5.9 büyüklüğündedir dediler ama biz yılmadık, çalıştık depremi 5.7'ye indirdik. hayaldi gerçek oldu!!" derse valla şaşırmayacağım.

    sanki enflasyon açıklanıyor arkadaş, bize göre 5.7'ymiş, vay anasını.

  • 25 nisan'da los angeles'ta düzenlenecek ödül töreni.

    akademi ödülleri'nin yanı sıra bafta da şubat ayından nisana alındı. normalde ocak ayında düzenlenen altın küre ödülleri 28 şubat'ta yapılacak. aynı şekilde tony ödülleri de ertelendi. bu ay sonu yapılması planlanan grammy ödülleri ise 14 mart'ta düzenlenecek.

    bununla birlikte pandemiye bağlı olarak bazı kural değişiklikleri yapıldı. her şeyden önce akademi'de yarışmak için bir filmin mutlaka los angeles'ta bir sinemada gösterime girme şartı kaldırıldı. bu kural gereği dijital platformlarda yayınlanan filmler bir iki haftalığına sinemaya veriliyorlardı. artık bununla uğraşmadan doğrudan oscar için yarışabilecekler. törenin takvimi de uzatıldı. geleneksel olarak oscar normal takvim yılını izlerdi. 1 ocak - 31 aralık arası gösterime giren filmler yarışabilirdi. bu yıl iki ay daha uzatılarak takvimi 1 ocak 2020 - 28 şubat 2021 olarak belirlediler.

    pandemiden bağımsız olarak yapılan değişikliklerden biri teknik açıdan birbirlerine çok benzedikleri için en iyi ses miksajı (best sound mixing ve en iyi ses kurgusu (best sound editing) dallarının en iyi ses dalı altında birleştirilmesi. bunun dışında soundtrack dallarında bazı kural değişiklikleri yapıldı. artık bir score albümünün oscar'da yarışabilmesi için en az %60'ının, seri ya da devam filmlerinin score albümlerinin ise %80'inin orijinal şarkılardan oluşması gerekiyor. en iyi uluslararası film dalı tüm üyelerin oy kullanımına açıldı. üyeler filmleri akademi'nin streaming platformundan izleyebilecekler.

    film ödülleri bu yıl ilk kez gerçek anlamda streaming platformlarının etkisi altında. normalde tabii ki dijital ortamların etkisi vardı ama esas faktör sinemaydı ve dijital ortamda yayınlanan filmlere adaylık verseler bile ödül vermiyorlardı. bazı yönetmenler özellikle direniyordu ve bu tür platfrormların bir tür kalite düşüşü olduğunu savunan kesim vardı. 2021, film ödüllerinde esas faktörün streaming platformlarının olduğu ilk yıl. bunun avantajı nedir derseniz " hâsılat " etkenini ortadan kaldırmasıdır muhtemelen. yıl boyunca en çok hâsılat yapan filmlerin ister istemez törenler üzerinde bir etkisi oluyordu ama bu yıl öyle bir şey yok. müzik ödülleri son beş yıldır bununla mücadele ediyordu zaten.

    2020'nin en çok hâsılat yapan filmleri:

    1) the eight hundred - 461 milyon dolar (çin)
    2) my people, my homeland - 433 milyon dolar (çin)
    3) bad boys for life - 426 milyon dolar (abd)
    4) demon slayer: mugen train - 363 milyon dolar(japonya)
    5) tenet - 363 milyon dolar (abd)
    6) sonic the hedgehog - 321 milyon dolar (abd/japonya)
    7) dolittle - 250 milyon dolar (abd)
    8) jiang ziya - 244 milyon dolar (çin)
    9) birds of prey - 202 milyon dolar (abd)
    10) the sacrifice - 171 milyon dolar (çin)

    kıyaslama açısından söylüyorum: geçen yıl on filmin dokuzu 1 milyar dolar hâsılatı geçmiş, biri 800 milyon dolarda kalmıştı. hepsi abd yapımı filmdi. endüstri tarihinde ilk defa çin bu kadar etkili. toplamda 2.7 milyar dolar hâsılatla tarihinde ilk defa amerikan film endüstrisini geride bıraktı. amerikan film ensütrisi ise 2020'de son 40 yılın en düşük hâsılatını elde etti. listedeki abd yapımı filmler de ocak/şubat dönemi vizyona girip karantinadan kılpayı kurtulan yapımlar. diğer abd yapımları da ülke içi hâsılatlarıyla değil, uluslararası hâsılatlarıyla bu listeye girdiler. ilginçtir, normalde bir dc filmi için fiyasko sayılabilecek birds of prey pandemi yüzünden ilk 10'a girmeyi başarabildi.

    normalde aday olacak filmler çoktan sinemaseverlerin radarına girmiş olur, belli bir kitle tarafından bilinirdi. bu yıl tenet, dolittle ve birds of prey gibi bir iki bilinen film dışında gündem olan film yok. 2020 fanlar dışında filmlerin genel izleyici üzerinde en az iz bıraktığı yıllardan biri olarak tarihe geçecek.

    kişisel olarak bu ertelemelerin bir anlamını görmüyorum. iki ayda pandemi şu şekilde ortadan kalkmayacaksa tarihleri erteleyip durmanın bir anlamı yok. dünyanın her tarafında insanlar hastalık ve işsizlikle mücadele ederken eğlence dünyası önceki yıllar kadar gündem olmayacak. reytinglerin düşmesi kaçınılmaz. ya törenleri iptal edecekler ya da şartları kabul edip devam edecekler. hatta pandemi şartlarından dolayı müzikal performansların ya da abuk sabuk esprilerin olmadığı, sadece kazananların duyurulduğu sade tören yapıp geçseler çok daha iyi olur. çalışıp çabalayıp düşük reyting alacaklarına bari en azından hiç çaba göstermeden alsınlar. hiç değilse bahaneleri olur.

    bu yılki film ödüllerini izlemek biraz tuhaf olacak. grammy son beş yıldır streaming platformlarının etkisi altında olduğu için buna alışık. belki uzun zaman sonra film ödüllerinin gölgesinde kalmadığı ilk yıl olur.

    bazı film rekorları:

    - çin 2.7 milyar dolar hasılatla tarihinde ilk kez küresel olarak hâsılat birincisi oldu.
    - bir oyundan uyarlanan sonic the hedgehog filmi 70 milyon farkla pokemon detective pikachu'nun açılış hâsılatı rekorunu kırdı.
    - çin yapımı the eight hundred yılı en çok hâsılat yapan film olarak kapattı ve sinema tarihinde ilk bir çin yapımı film bu unvana ulaştı.
    - anime demon slayer mugen train açılış ve toplam hâsılat bakımından asya'da birçok rekor kırdı. bunlardan biri spirited away'in 19 yıldır elinde tuttuğu japonya'da en çok hâsılat elde eden anime rekoruydu. bu rekor artık demon slayer: mugen train'e ait.
    - tarihte ilk defa amerikan yapımı olmayan iki animasyon film, o yılın en çok hâsılat yapan animasyon filmleri arasında ilk ikide yer aldı (demon slayer mugen train ve jiang ziya)

    kaynak kaynak

  • fiyati 8000 tl / 420 euro olan viskidir. iskocya'da gittigi viski turundan buyuk ihtimal daha da ucuza almistir.

    haberlere cikacak bir rakam degil aslinda, oda tv isimli yeni bulvar gazetesinin tik alma cirpinislarindan biri sadece. istanbul'da duzgun bir gece kulubune gidip loca actirsan ayni fiyati dandik viskili masaya verirsin zaten.

    adam kendi ev studyosunda, makara grubunu toplamis kaliteli sekilde kafa yapiyor.

    para dedigin boyle harcanir.

  • özellikle film izlerken biz farkına varmasak da çok işimize yarayan bir kavramdır. belli bir noktada inançsızlığımızı askıya almaya razı olmazsak, yani hikayenin dayandığı bazı gerçek dışı / fantastik önermeleri doğru kabul etme konusunda hikayecinin bize sunduğu kontrata imzayı basmazsak, tüm film bize deli saçması, abuk sabuk gelecektir. o zaman film boyunca iki dakkada bir 'ama zaman yolculuğu diye bişey yoktur ki', 'ama adam ordan düşse ölürdü', vs diye soylenip dururuz, filmi senaristin/yonetmenin arzu ettigi niyetlerle degil, komedi niyetine izleriz*. seyredenleri inancsizliklarini askiya almaya bir filmin ilk dakikalari icinde ikna etmek zorundadir filmciler. bu yuzden film jenerikleri onemlidir, sizi hemen bir havaya sokarlar. filme gec girdiginizde o havaya girememeniz ve filmi cok begenenlere karsilik sizin 'ne lavuk filmdi be, oyle sey mi olur bidi bidi' diye konusmaniz cok muhtemeldir. profesyonel seyirci*** inancsizligi askiya alma konusunda cok antrenmanlidir, zaman zaman kahvaltıdan once bes adet inanilmaz seye birden inandıkları görülür (bkz: lewis carroll). prodüksiyon/hikaye cok basarili olmasa bile inancsizligi askiya almakta tereddüt etmeyiz. cocukken oyle miydi ya? henuz film izlemede profesyonellesmemisken, izledigimiz filmlere seyirci kalmayi beceremezken annemize sordugumuz 'niye su oldu, karakter niye gitti' sorularina annemizin verdigi film olmazdi yanıtı bunun göstergesidir.