ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
keşke bizim de evimiz yansaydı
-
çok gaf yapıldı bu güne kadar, ama böylesi gelmedi. mükemmel.
taksicilerin uber çağırıp şoförü dövmesi
-
daha ne kadar haksız olunabiliri sorgulatan taksicilerin, haksız olmakta bu kadar mı haklı olunur dedirten aksiyonu.
rte yedi krallığın başında olsa olabilecekler
-
herhalde şöyle beyanlar verirdi:
"daneris diye bir targaryen varmış, kadın mıdır kız mıdır bilemem."
"7 tanrı var diyorlar. kardeşlerim, bunlar cehape zihniyeti ürünüdür. hamdolsun, o ucube duvarı avm yapacağız inşallah."
"duvar'ın otesindeki ak yürüyenler de neymiş? ben westeros'ta 500.000 ak genci zor tutuyorum."
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: hacı uğurlamaya gidiyorum tezahürat lazım
1. var mı lan bildiğiniz sağlam bişeyler. havaalanının a. koyalım.
11. mekke yolu yokuştur zemzemleri tokuştur
hira ya çıkmak zordur şeytana taşları sokuştur.
20 aralık 2018 milli piyango açıklaması
-
”milli piyango heyeti yeni mahalleden bildirdi” olarak sonlanması gereken sıvama açıklaması.
stand up yapmaya çalışan üniversite öğrencisi
-
izledikten sonra bir süre hiç şaka yapasınız gelmiyor, ciddiyetiniz artıyor, şaka denen şeyle aranıza mesafe koymak istiyorsunuz, soğudum lan! bölüm 1 yazıyor bir de , devamını da yapacak demek ki vicdansız!
the thing
-
1982 yılına göre oldukça etkileyici efektler içeren john carpenter klasiği. carpenter, klasik korku filmlerindeki "sıradaki kim" sorusu yerine "hangisi insan değil" sorusu ile zihinleri meşgul eder ve sürekli olarak seyirciyi de tırstırmayı ihmal etmez. finali biraz zayıf kalsa de kesinlikle görülmesi gereken bir film.
eminönü'ndeki baklava izdihamı
-
lan o değil vidyonun 4:22 saniyesinde kadraja giren bir türbanlı abla var. vay nasını didim. mesele baklava mıymış? ben erkek halime o güruhun içine girmeye korkarım la... vazgeçmedi de baklava sevdasından... helal ablaya dicem o da bi garip olacak...
not: la elitist diilim ha... fafori yemeğim hala kuru fasülye pilav. sonrasında çay gelince mutlu olan bi vatandaşım. ama hakket bu muhafazakarlık anlayışı çok ilginç bu coğrafyada. otobüste yan yana oturamazsın da burada baklava sevdasına... vay nasını la hakket.
atatürk yönetimdeyken olan bilimsel gelişmeler
-
okur-yazar oranının %5'lerden %95'lere çıkması,
1925 - ankara hukuk fakültesi'nin kurulması
1928 - hıfzısıhha müessesesi'nin kurulması
1932 - türk dil kurumu'nun kurulması
1935 - maden tetkik arama enstitüsü'nün kurulması
yüksek ziraat enstitüsü, devlet istatistik enstitüsü, halkevleri, türk kuşu gibi bilim öğreten kurumların kurulması... saymakla da bitmez.
en çarpıcı olanı ise, 1936 yılında ilk türk uçağının imali için araştırma geliştirme çalışmalarının başlatılıp, 1940 yılında ilk türk uçağının imal edilmesinden sonra, atatürk'ün ölümünün ardından 1950'de uçak fabrikasının adnan menderes tarafından amerikadan alınan maddi destek karşılığında kapatılması.
bu kez kendi ayağına sıktın sıtark.
%50 düşürün fiyatları düşmanlar kahrolsun
-
dünya'nın en büyük ters indikatörü konuşmuş. %50 zamma hazır olun.
sinestezi
-
si sesi 1'i çağrıştırır, 1 beyazdır, beyaz karedir, kare serttir, sert keskin kokar, tadı da keskindir... gibi.
buradan yola çıkarak kişiler "1'in tadı keskindir, si sert bir sestir" gibi çıkarımlar yapabilirler.
sinesteziden az biraz nasiplenmiş insanlar -ki şahsi kanaatimce birçok insan istatistiki değerlendirmeye alınacak ölçüde olmasa da bir parça yaşar bunu- çağrışım manyağı olurlar. kafaları genellikle çok karışıktır. her şey birbiriyle iç içedir.
kokularla renkler çok tamamlar birbirini. turuncu ağır ve genellikle yoğun baharat kokar mesela. öeh.
bir yıl içinde tanışıp nişanlanıp evlenen insanlar
-
bunları görünce şu geçiyor aklımdan => görsel