hesabın var mı? giriş yap

  • cem yılmaz gösteri yapıyor, film yapıyor, dvd'lerini piyasaya sürüyor para kazanıyor. kendisinin bu arabaları almasını istemezsen gelir kaynaklarına katkı sağlamazsın olur biter.

    sıkıntı benden zorla alınan paralarla 900 bin lira araba kirası verenlerde.

    edit. ayrıca ilberci nedir yahu?

  • polinomlar ile tanışılan andır. o günden sonra matematik ile sadece merhaba merhaba.

    bu arada şimdi hatırladım o polinomlarla degil fonksiyonlar ile tanışılan an olacak, polinom nedir hiç bir fikre sahip değilim, buraya neden yazdım onu da bilmiyorum.

    edit: (bkz: taban carpi yukseklik bolu iki) polinomlar ile fonksiyonlar aynı şeymiş. artık matematiğe ne kadar kafam basmıyorsa, konuları bile anlayamamışım.
    editin editi: polinom ile fonksiyonlar aynı şey degilmiş, polinomlar lineer fonksiyonmuş.

    cahillik editi: lise 1 de fonksiyonlarla tanıştıgım anmış.

    isabetli karar editi: bu entry üzerine aldıgım mesajlardan sonra, anladım ki, matematiğe veda etmekle çok isabetli bi karar almışım.

  • dün yayınlanan masterchef türkiye isimli yarışmada acun ılıcalı'nın gerçekleştirdiği eylemdir.

    yarışmacı yemeği bitirmiş ve jüriler tadım yapıyorken kapı açıldı ve patron acun ılıcalı şort, tişört ve plaj terlikleriyle yayına girdi. lakayıt tavırlarla konuşmaya başladı ve kendisine "siz" diye hitap eden diğer kişilere "sen" ile başlayan cümlelerle hitap ederek geyiğine devam etti.

    tam bir "anadolu şehirlerinde bulunan 20 kişilik kobi patronu" ukalalığı ve şımarıklığı!

  • 3 kisi oldurmek 1 kisi oldurmekten daha fazla ceza gerektirir. bir kisi bunu yapsa kendini kaybetti dersin. ulan 3 kisisiniz biriniz de demedi mi beyler mal misiniz? veya ne haliniz varsa gorun ben bu suca ortak olmam diyip kalkip niye gitmiyor. istek parcani calmadi diye adami oldur. sonra abartiyorsunuz. olum sizin bu dunyada yatacak yeriniz yok. annen seni dogurmamis sicmis.

  • victor hugo’nun bir sözü vardı, aklıma o geldi: ‘kadının, artık çıkarı kalmadığı erkeğe tanrı acısın...’

  • burda işin sirri şu.

    tadi bildigimizi saniyiruz oysa bildigimiz şey yakin mesafeden kokusu.

    o koku bizde tat hissi uyandiriyor cunku tat alma duyusu kokuya baglantili.

    burda hepiniz balkon demirini yakindan kokladiniz ben dahil. şuan başligi okuyunca bilinc alti bu tadi biliyorum diyor oysa bildiginiz şey kokusu.

    yoksa cocukken balkon demirini yalamadim ama o tadi biliyorum. cunku cok kokladim

  • şimdi dalga geçme amacıyla böyle bir başlık açıldı sanabilirsiniz ama kesinlikle değil. zira tarihsel gerçekler bunlar ve dalga geçilmeyecek kadar de önemli bir durum. öncelikle şu haritayı inceleyiniz.

    http://dianabel.weebly.com/…621192/3044798_orig.jpg

    roma döneminde yozgat, ankara ve çankırı yöresinin galatia adıyla anıldığını göreceksiniz. peki şu anki galata'ya da isim babası olan bu galatia ismi nereden gelir ve buranın halkı galatlar kimdir? galatlar anadolu'ya kuzeyden uzun bir göç süreciyle gelen ve yerleşen kelt'lerdir. zaten galata ismi de kelt isim kökeninden gelir.

    romalıların keltlerle yaptığı savaşlardan sonra keltleri dağıtmasıyla birlikte, galatları oluşturan kelt kavimleri romalıların baskısıyla güney ve doğu avrupa'ya sürüldüler. brennios (brenn) adlı önderin komutasında doğuya yürüyen galat gücünün, kadınlı erkekli 20.000 kişiden oluştuğu ve kadınların da erkeklerle birlikte savaşa katıldığı antik yazarlarca belirtilir. mö 280'de pannonia'yı (bugünkü macaristan), 279'da yunanistan'daki delphi kentini yağmaladılar. aynı yıl istanbul'un (byzantion) karşısındaki tepeye karargâh kurarak kenti tehdit ettiler. uzun pazarlıklar sonucu byzantion'lular galatların kenti surlarla çevirmemesi şartıyla adapazarı civarına yerleşmesini kabul ederek istanbul boğazından geçmelerine yardım etmeyi kabul etti. bir kışı istanbul'da geçiren galatlardan bir kısmı istanbul'da kalarak asimile oldu. bugün galata olarak bilinen bölgenin isminin galatlar'dan geldiği söylenir.

    gördüğünüz gibi anadolu'ya gelen, istanbuldan ankara ve yozgat'a geçen ve yozgatlı'laşarak kaybolan keltler aslında yozgatlıların atasıdır.

    not: şimdi bu durumda celtic de bir yozgat takımıdır çıkarımını kolaylıkla yapabiliriz:) ayrıca bu durumda kendi takımım olan galatasaray da kelt sarayı anlamına geliyor.

  • başlık: sınıf arkadaşıyla milli olmak

    1.selam arkadaşlar 17 yaşındayım lise 3 um.bizim sınıfta güzel bir kız var aramız çok iyi, tenefuste ben onun dizine yatiyorum bazen o benim dizime yatiyor bazen opuyorum o beni opuyor dudagiyla felan oynuyom hic hisey demiyor kicina saplak atiyom onada bisey demiyor ben artik dayanamıyorum beyler sizce ne yapmalıyım :d
    (17.05.2015 08:38 • trivela51)

    2. e artik siklerinizi tokusturmanin vakti geldi
    (17.05.2015 08:38 • sizindekusunuzvarmi)

  • vefakar eşinin serzenişini duymak isteyen sevenlerin içindir, yazacağım tırnak içindeki metin, o da bize emanet...*

    " ahmet kaya hayatı boyunca hiçbir örgüte üye olmadı, bunun aksini iddia edenler belge sunsunlar. dgm savcısı, ahmet kaya için tahliye kararı veriyor. gazete ertesi gün "yanlışlıkla salıverildi" diyor. refüze edilen ahmet kaya değil dgm savcılığı. "ahmet kaya yasal pasaportuyla yurtdışına çıktı, kaçtı" dendi. havaalanı kayıtlarında var. baksınlar, bulurlar. "üç-beş şerefsiz yüzünden arabama bile binemeden buralara geldim" dedi. "türk halkına şerefsiz dedi" diye haberler çıktı. 1993'te "ahmet kaya bölünmüş türkiye haritası önünde konser verdi" dendi. o yıl biz hiç yurtdışına gitmedik. öyle bir konser yapmadık. alevi esnaflar birliği'nin konseriydi. adamlar basına açıklama yaptı, 1994'de yapıldığı söylendi. hukukta fotoğraf delil sayılmaz, çünkü fotomontajdı. nasıl bir başarılı bir senaryo biliyor musunuz? aynı gazete1994'te "bölücü" dediği sanatçıya altın kelebek ödülü verdi. bunları açığa çıkarmakla yükümlüyüm. artık bende savunma değil saldırgan refleks gelişti. mahvolan hayatımızın hesabını sormak istiyorum. çünkü ben eşimi kaybettim, kızımın bir daha babası olmayacak. bu mu medyanın sorumluluğu? haydi 94'de gaflete düşüp ödül verdiniz, aynı gazetenin genel yayın yönetmeni, köşesinde albümü alıp dinlediğini yazıyor.

    ahmet onları kendi vicdanlarıyla başbaşa bırakmaktan yanaydı. basın toplantıları yapılıyordu, ahmet'in ağzından tek satır çıkmadı. şimdi beni ne heyecanlandırabilir ki? gökyüzüne altın harflerle yazsalar ne olacak? sadece şöyle huzur bulabilirim: ahmet'in şarkıları çalınacak ve insanlar bu ülkeden böyle bir adam geçti diye bilecekler....."

    (bkz: gülten kaya)

    güncel ek : bi zamanlar başucu eseri(m) iken zamanın ötesine, bilinmeyen mekana göçmüş entry(m), ne mutlu bana... her ne kadar, alternatif bakış açılarına gözleri tamamen kapalı olabilme düşüncesi can sıkıcı olsa da..