hesabın var mı? giriş yap

  • kim olduğunu bilmiyorum, ama haklı olan kadındır.

    bu çağda hala geceleri insanları rahatsız eden, uykusundan uyandıran bu gereksiz geleneğin tüm ülkede kaldırılması gerekiyor. ibadetlerinizi insanları rahatsız etmeden de gerçekleştirebilirsiniz. dünya değişiyor, hayat değişiyor artık yaşadığınız çağa ayak uydurmaya çalışın. korkmayın, medeniyet sandığınız kadar kötü bir şey değil.

    bu arada ülkenin %98.7’sini müslüman sanan yazar da, konya'nın herhangi bir köyünde yaşıyor sanırım.

  • en çok onunla eğlenilir, en gerçek onunla hüzünlenilir, kırk yılda bir ciddi konulara girersiniz onunla ama böyle durumlarda sizi gerçekten önemseyen tek insan odur. dalga geçmeyeceği yeri bilir. çünkü onu bu hale getiren, dünyanın iğrenç bir yer olmasıdır. bunun farkına varmıştır ve artık hiçbir şeyi takmayacaktır. ama ruhunu gören insanı tanır, ve onun için dünyayı daha güzel bir yer haline getirir. bu ısırılası insanı daha sonra yeniden doğru düzgün anlatacağım, acelem var şu an sözlük.

  • - canan dedi ki: "uyu, rüyanda beni göreceksin!"
    sevincimden uyuyamadım...

    (eskilerden bir mesel)

  • kredi kartını bırakmak zor, stratejik olmak gerekiyor.

    1) market alışverişleri :

    market alışverişlerini azaltmak istiyorsan hacı, bir öküz yiyip öyle git alışverişe. test ettim, ne kadar çok yiyip gidersen, o kadar az alışveriş yapıyorsun.

    e bir öküz yiyince, tuvalet kağıdı, şampuan neyse ihtiyacı alıyor çıkıyor insan. alışveriş listesi harici ekmek bile almıyorsun, o derece! öküz diyorum bak!

    2) akaryakıt ücretleri :

    hacı şimdi "ne yaparsam, ben daha az benzin harcarım?" diye bir düşün. eğer benzinli bir araç kullanıyorsan, git lpg taktır, ne duruyorsun? lpg taktırman demek, ayda yüzde 40 daha az benzin parası vermen demek. evet, lpg taktırmakla ilgili bir önyargın olabilir, o zaman bunu oku!

    (bkz: lpg/@uhc)

    haa ben lpg, benzinle uğraşamam diyorsan, az yakan bir dizel araba al, bir de devrinde kullan arabayı. sonra motoru bağırtıp, "çok para veriyorum akaryakıta" diye ağlama!

    3) kredi kartı kullanımı :

    a) kredi kartının limiti bir maaşın kadar olsun. 1.000 lira maaş alıyorsan, 5.000 lira limiti ne yapacaksın? temel matematik diyorum, hacı.
    b) kartını evde unut! bir şey beğendiğinde, eve gidip kartını alana kadar, alacağın o şeyin gereksiz bir şey olduğunu keşfedeceksin.
    c) mümkünse tek slip geçilecek her şeyi nakit al! kartla alınca bedava olyor sanki?
    d) taksitli alışverişler de maaşının dörtte birini geçmesin. duruma göre üçte bir de kabul edilir.

    4) indirimli mağazalar :

    en dikkat edilmesi gereken bu. kapıda "kapatıyoruz" yazıyorlar ama kapatmıyorlar, uyanın artık yaa? buralara giderken bütçeyle gidin. 100 liraysa 100 lira. "aaa ama bu çok ucuz, kaçırmaman lazım" diyorsan, alacağın diğe şeyden vazgeçicen.

    ekonomi demek, sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçları karşılamak demek! unutma bak bunu!

    5) şöyle bir dolaşmak!

    şöyle bir dolaşmak demek, vitrinlere bakmak demek. vitrinlere bakmak demek, alışveriş yapmak demek. "şöyle bir dolaşmak" öyle olmuyor maalesef. kendimizi kandırmayalım.

    6) kız/erkek arkadaşa hoş görünmek!

    kız ya da erkek arkadaşın seni seviyorsa, en son bakacağı şey kıyafetin olur. bir çeki düzen ver kendine, yeter! bu beğeniyi sağlamak için de çok para ve çok fazla elbiseye gerek yok. kafi olanı sağla, yeter!

    ...

    evet, stratejik olmak zor. hayat bu, burada atıp tutuyoruz ama 2 kere 2 hakikaten hayata sökmüyor. gene de çok zor değil be, kurtulabilirsin bu kredi kartından.

    - ne demiş obama?
    + yes we can!

  • masa başında bir olayla ilgili bilgiler ruza babaya anlatılırken, bir cümleyi bütün polislerin parça parça söyleyerek tamamlaması.
    "annesi bir lokantada çalışıyor"
    "liseye giden de bir kardeşi var"
    "babası ile annesi 3 yıl önce ayrılmış"
    "babası ayrılmak istememiş ama" gibi.

  • ‘dünya üzerinde en çok seyahat etmiş olan oscar heykelciği’nin kazanılmasına sebep olmuş filmdir ..

    ‘laurence kim peek’ .. gerçek ‘yağmur adam’ .. doğuştan ‘makrosefali’ ve gelişimini takiben ‘otistik savant’ tanılı ama çok sonraları otizmden ziyade ‘fg sendromundan’ muzdarip olduğu anlaşılmış ve inanılmaz hafızasıyla akıllarda yer etmiş bir amerikalı şahsiyet .. hafıza ve ezber yeteneği 16 aylıkken ortaya çıkıyor .. 4 yaşına kadar yürüyemiyor, hiçbir zaman gömleğinin düğmelerini ilikleyemiyor ama tüm yaşamı boyunca okuduğu en az 12.000 kitabın içeriğini ezbere biliyor .. kitap okurken sol gözüyle sol sayfayı, sağ gözüyle sağ sayfayı aynı anda okuyabiliyor ve ezberleyebiliyor .. görsel

    ‘kim peek’, 1986 yılında tanıştığı ‘barry morrow’a ilham kaynağı oluyor ve ‘morrow’, ‘rain man’in hikayesini, çoğunlukla ‘peek’ten esinlenerek yazıyor görsel .. barry morrow, 29 mart 1989 tarihli oscar ödül töreninde, ‘rain man’ senaryosu sayesinde kazandığı oscar heykelciğini, bir süre sonra kendisini tebrik etmek amacıyla babasıyla birlikte ziyaretine gelen ‘kim peek’e armağan ediyor, ‘sen olmasaydın bu senaryo ve bu ödül olmayacaktı’ diyerek görsel .. kim peek, ömrünün kalan süresince babası ‘fran peek’ eşliğinde dünyanın dört bir tarafındaki okulları ziyaret ederek, otizm ile ilgili toplantı ve konferanslara katılarak binlerce öğrenciyle, sayısız insanla buluşuyor, elbette elinde ‘morrow’un hediyesi olan oscar heykelciği ile birlikte görsel .. insanlar ona örneğin doğum tarihlerini söylediklerinde ‘peek’ onlara hemen ‘o tarihteki gazete manşetlerini’, ‘o gün dünyada olmuş olan olayları’, ‘30 yıl sonra takvimde doğum tarihlerinin hangi güne denk geleceği’ gibi şaşırtıcı bilgileri tereddütsüz sıralıyor .. karşılaştığı insanların sorularını eşsiz hafızasında yer alan ezber bilgileriyle eksiksiz yanıtlarken aynı zamanda elinden oscar heykelciği eksik olmayacak şekilde herkesle de fotoğraf çektiriyor .. fotoğraflar yalnızca davetli olduğu mekanlardaki insanlarla değil, gerek abd gerekse dünya üzerinde farklı noktalara uçarken yapılan bagaj kontrolleri sırasında ‘oscar heykelciğinin’ ortaya çıkmasıyla birlikte havalimanı görevlileriyle de çekiliyor .. hatta bir seferinde oscar heykelciği sayesinde ‘peek’ pilotların daveti üzerine kokpitte bile uçuyor ..

    tüm bu trafikten dolayı ‘barry morrow’un kazandıktan sonra ‘kim peek’e hediye ettiği bu heykelcik, birçok kaynakta, ‘the most loved oscar statue’, ‘the most travelled oscar statue’ olarak anılıyor (‘en çok sevilen’, ‘en çok seyahat eden’ oscar heykelciği anlamlarında) ..

    barry morrow, yıllar sonra ödülü gördüğünü ama elden ele dolaşmasından mütevellit artık ödül üzerindeki altın kaplamanın çoktan kaybolduğunu ve bunu ‘peek’e sorduğunda da ‘kaplamanın altın kısmı artık güzel çocukların ellerinde’ yanıtını aldığını gülümseyerek anlatıyor bir röportajında ..

    ‘kim peek’ 2009 yılında, 58 yaşında hayatını kaybediyor ama senarist ‘barry morrow’ ödülü geri almak yerine yine ‘peek’in hatırasına istinaden ‘peek’ ailesinin yaşadığı yer olan ‘salt lake city’ şehrine bağışlıyor ödülü .. şehrin bulunduğu eyalet olan utah’ta yerleşik ‘utah film center’, her yıl düzenli olarak, özürlü insanların hikayelerini konu alan, toplumsal farkındalığa katkıda bulunan filmler için, ‘kim peek anısına’ ‘peek award’ (peek ödülü) veriyor ..

    kaynak : the life and message of the real rain man (kitap), theguardian.com, autismservicescenter.com, forbes.com, utahfilmcenter.com ..