hesabın var mı? giriş yap

  • şöyle bir mektup yazmıştır;

    işin hep mizahi tarafını görün. çocuklarıma da bunu öğrettim. şimdi de hasta yatağımda "nasılsınız?" diyenlere "iyiyi oynuyorum" diyorum.

    en çok söylediğim şey: "turneye çıkacağım." bazen de kendimi turnede gibi anlatıyorum: "akşam oyun var, oyuna yetişeceğim" diyorum.

    ekip arkadaşlarımın o kadar sorumluluğunu aldım ki hep onları soruyorum, "nasıl, iyiler mi?" diye? yoğun bakımda bile gözümü ilk açtığımda "oyun kaçta?" dedim. bu kadar tiyatroyla yaşayan bir insanım; hasta yatağımda da tiyatroyu düşünüyorum, eski repliklerimi tekrar ediyorum. bazen o repliklere yeni cümleler ekliyorum... hastalanmadan bir gün önce de ankara'da sahnedeydim.

    hastalanmasaydım hâlâ oynuyor olacaktım. 60 seneden fazla tiyatro sürdürdüm... sürdürürken bir sürü acılar, darbeler savaşlar yaşadım... her şey değişirken nejat uygur tiyatrosu hep vardı. bir şekilde ayakta tuttum. bir turnede darbe oldu ekip aç kaldı... iskenderun'daydık; celal bayar'ın maskını yapıp sattım... "sıkıysa almasınlar" dedim. şu tarafın bu tarafın değil her kesimin sanatçısıyım... istediğim herkesi eleştirdim ama eleştirirken kimsenin gururuyla oynamadım...

    nejat uygur en çok neye üzüldü, derseniz izmir fuarı'ndaki büstümün bir köşeye atılması hastalanmadan önce beni çok üzdü.

    insanları hep güldürmeye alışmış bir insanım.
    bu kadar güldürmeye alışmış bir insan olarak hep sağlam, sağlıklı, güldürürkenki halimle görülmek istiyorum.
    izleyicilerim için "akrabalarım" derim. onları çok özledim.

    nejat uygur

  • trabzonluların sinema değil tiyatro kültürü olduğundan cem yılmaz pek etkilenmeyecektir.

    2011 yılından beri türk futbolu denen tiyatroyu izliyoruz biz.

  • bence filmin adını "autumn'u bulabilmek için summer kaltağıyla geçen 500 gün" olarak değiştirmeliler. dengesiz kevaşe ya, hasta etti beni. lütfen herkes izlesin bu filmi ve uzak dursun böyle karılardan, bilinçlenelim.

  • daha önce yazılmış ama ben de şunu şuraya koymak istiyorum: https://www.youtube.com/watch?v=up0tis6jvse

    "aganigi naganigi" ikilemesini dilimize (dilimize derken günlük konuşma dilimize arkadaşlar, güzel türkçemize değil) sokmuştu bu reklam ilk çıktığında. ilginç şekilde; etrafımda kimsenin duymadığı, kullanmadığı, sözlükte de yazmayan ama kimsenin de ne anlama geldiğini anlamakta da hiçbir zorluk çekmediği bir ikilemeydi. o zamana kadar duyan bilen yoktu ama bu reklamda duyduktan sonra herkes neyi ifade ettiğini bir çırpıda anlamıştı. ve reklamdan sonra da bir süre de ağzımıza takılmıştı. muhtemelen kuru yemişin direkt mala gittiği(bkz: direk mala gider) bilgisini halk arasında yaygınlaştıran reklam budur. hatta daha da abartıyorum, bu reklamdan sonra artık bir daha fındığın reklamının yapılmasına ihtiyaç kalmamıştır çünkü fındık kolektif hafızanın derinliklerine direkt mala giden gıda olarak kazınmıştır. reklam sektörünün kendi çapında en büyük başarılarındandır.

  • kuru soğan olmuş 5-6 lira. her gün her gün buna can mı dayanır? lüks isteyen şımarık kızdır. kesin ekmek dediği de çiya tohumlu, siyez buğdaylı, yanarlı dönerli pahalı ekmeklerdendir.

  • yine türbanlı bacılar mağdurum da mağdurum edebiyatı yapıyor. çıkmış bir başka dövmeli ve açık giyinimli troll kız, lgbt'yi desteklerken niye başörtülüleri desteklemedin diye saçmalıyor. karşında hizbullah var senin yakında o dövmelerin ve açık giyimin yüzünden seni dört duvara kilitleyip sahiplendirmek isteyecekler bre akılsız satılık köpek.

  • sinemaya giden hemen hemen herkes şu giriş introsunu hayatında bir kes görmüştür. işte bu görseldeki kadın bayan columbia'dır.

    peki kimdir bu bayan columbia?
    hemen kısacık bir bilgiyle başlayalım; amerika birleşik devletleri'nin kadın ulusal kişiliğidir. yani amerika kıtası'nı veya yeni dünya'yı anlatmak ve kişileştirmek için uygulanan tarihi bir isimdir kendisi. çünkü 1800'lerden 1900'lerin başlarına kadar, ülkelerin kendilerini kadın bir karakter şeklinde kişileştirmesi popülerdi. bu kişileştirmeler genellikle bilgelik tanrıçası olan yunan tanrıçası athena'ya dayanıyordu. en popüler olarak kullanılan tanrıça kişileştirmeleri britannia (ingiltere), germania (almanya), marianne (fransa) ve unutulmuş columbia (amerika) idi. o günden bu güne gelene kadar amerika'yı anlatmak için şiirlerde, yer isimlerinde ve 1924 yılında bir sinema şirketi tarafından kullanılmaya başlandı, bildiğiniz üzere columbia pictures.

    1918'de harry ve jack cohn kardeşler ve arkadaşları joel brandt tarafından cbc film isimli bir satış şirketi olarak kurulan columbia pictures, aslında hollywood'un en eski ve köklü stüdyolarından biridir. ilk yıllarında, stüdyo çoğunlukla düşük bütçeli filmler üretse yıllar geçtikçe büyümeyi başardı. cohns ve brandt'ın 1924'te kendilerini daha sofistike göstermek için columbia pictures olarak yeniden yapılandırdı ve bayan columbia'yı yüzleri olarak kullanmaya başladılar.

    1924'te başlayan bu logo serüveni ta ki yıl 1992 gösterene kadar devam etti. scott mednick, sony pictures'a ait olan tüm eğlence tesisleri için logolar oluşturmak üzere peter guber tarafından işe alındı. daha sonra mednick, logoyu dijital olarak yeniden boyamak ve kadına klasik bir görünüm kazandırmak için new orleans sanatçısı michael deas'ı tuttu. michael deas, bir grafik sanatçısı olan arkadaşı jenny joseph'i logo için bir model olarak istedi. jenny joseph deas'i kırmadı ve işi kabul etti fakat jenny joseph daha önce hiç modellik yapmamıştı ve bu çekimlerden sonra da hiç model olmadı.

    zaman kısıtlı olduğundan dolayı hemen işe başladılar. orijinal olan bayan columbia bir amerikan bayrağıyla kaplanmıştı, ancak deas'a renk şemasını değiştirmeyi kafasına koymuştu bunun için kartelanın beyaz, turuncu ve mavi olarak değiştirilmesini istedi.

    fotoğraf çekimi, fotoğrafçı kathy anderson tarafından new orleans'taki dairesinin oturma odasında dört saat sürdü. küçük fotoğraf stüdyosunda kathy anderson'un dediğine göre ;
    --- spoiler ---

    “inanılmaz yetenekli illüstratör olan michael deas, bir tablo için referans fotoğraflar çekmemi istediğinde, o sanat eserinin ne kadar ikonik olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu. bir iş arkadaşım tarafından tanıştırılan , times-picayune gazetesi sayfası tasarımcısı jenny joseph ise mükemmel bir modeldi ve gerisi tarihe mal oldu."
    --- spoiler ---

    görsel-1
    görsel-2
    görsel-3

    yukarıdaki görsellerde görebileceğiniz üzere deas, ortaya çıkan görüntüleri ikonik resmi için kullandı. joseph'in modellik yaptığı tek zaman bu, ancak son 25 yıldır milyonlarca insan sinemaya her gittiklerinde hep onun yüzünü gördüler.

    son
    kaynak:12