hesabın var mı? giriş yap

  • gece gece parmak ucunda akıl yürütmeler:

    arkadaşınız size verdiği sözleri yerine getirmezse ona olan güveniniz azalır. kendinize verdiğiniz sözleri yerine getirmezseniz kendinize olan güveniniz azalır. o zaman kendinize verdiğiniz sözleri yerine getirirseniz kendinize olan güveniniz artar. ya kendinize verdiğiniz sözleri tutun. ya da kendinize tutabileceğiniz sözler verin. ya da kendinize söz vermeyi bırakın.

  • yalan olma ihtimali hiç düşünülemeyen yalanlar.
    -dönüşte alalım o oyuncağı...
    -ağlayan pirinç taneleri...
    -kalan pirinç taneleri kadar çocuğun olacağı hayali...bazen 1 bazen 3 bazen 10 pirinç...
    -sinema salonu tamirattaymış...
    -senin istediğin bebek bitmiş...
    -kardeş için evimiz çok kalabalık...
    -evlenip giden kedilerim...
    -seyahate çıkan kırmızı balıklarım...
    -sık sık elektrikleri kesen ve erken yatmak zorunda bırakan belediye başkanları...
    -ben doğdum diye her yıl 29 ekimde tüm ülkede havai fişeklerin patlatılması...
    -başının arkasında gözü olan anne...
    -odada kulağını unutup her şeyi duyan büyükanne...

    yazdıkça utandım ''ıq'' yerlerde.
    hiç yoktan okur yazarlığımız var, iyi kötü okul bitirebilmişiz nasıl ''o inek benim'' olduysam?
    ...

  • ben kötü bir şey olduğuna inanmıyorum şahsen. şimdi selülit dostu denilen maddelere bakalım: kahve, çikolata, beyaz ekmek, pilav, tatlılar, kızartma.. dostu bunlar olan bir şeyden kimseye zarar gelmez arkadas.. ne diyor büyüklerimiz "bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim"..
    kankası kahve olan, çikolata olan bir şey kötü olamaz dostum.. yoo, yoo..

  • konusanlarina çok entel ve bilimsel bir hava verir. atina'da kafasi kasketli (bayagi bizim bildigimiz çiftci kasketi) seyyar bir muz saticisi bana "penta, heksa" vs. diye para üstü sayarken "kim bilir ne biçim geometri biliyordur bu adam" diye geçmisti aklimdan.

  • çok enteresan, sanki başörtüyü takmayınca benimsediği düşünceleri de bir kenarda bırakacakmış gibi düşünülüyor herhalde.

    başörtülü bir hakime başörtüsü takmadan da ayrımcılık yapacaksa eğer yapar, başörtüsü takmayınca tarafsız başörtüsü takınca yanlı olmayacak birdenbire. insanların kıyafetlerini engelleyerek zihinlerini değiştiremezsiniz bunu hala anlamadınız mı?

    eğer bir korkunuz varsa yargının kişiselleştirilmesinin önüne nasıl geçilir, gittikçe çarpıklaşan adalet sistemi nasıl rayına oturur, kanunlar dindar, deist, ateist, zengin, fakir ayrımı olmadan nasıl herkesi birey olarak değerlendirip eşit ele alır bunlara kafa yorun. lütfen başörtüsüyle uğraşıp akp’nin ekmeğine yağ sürmeyin, başörtülü arkadaşlara tek çıkış kapıları akp imiş gibi hissettirmeyin.

  • (bkz: seslendirme sanatçısı)
    gönülden isteyip de hiç bir girişimde bulunmadığım ya da bulunamadığım içimde kalan bir meslektir. edit: birgun koridorda yururken hocam bana "gelsene, senin sesin cok guzel," dedi. ahahha o gun bugundur bolumu aradiklarinda duyulan otomatik yonlendirme sesi ben oluyorum :)