ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gizem bağdaçiçek
-
ters kelepçe ile alınması gereken onca insan varken, kendisinin buna maruz kalması biraz abartılı olmuş.
o ses türkiye
-
acun'un iki kişi arasında geçen bir oylama için "%50'yi geçen kazanır" buyurduğu yarışma. beklenmedik bir zeka parıltısıydı.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
...
-ikb (insan kaynakları'ndan burcu)
-b (ben
-ikb: evet, son olarak öyle bir şey söyleyin ki her şeyi unutalım (artık ne dediysem mülakatın ilk kısmında) sizi işe alalım? (bunu söylerken gözleri parlıyor, dahiyim ben yha:)) diyor içinden)
-b: hmm.. büyük bir hipermarket zinciri olarak merkezinizin küçükbakkalköy'de olması sizce de ironik değil mi?
-ikb: ... ??!?
o ses türkiye
-
tekrarın tekrarının tekrarının tekrarını yapan program. tekrar içinde tekrar. tekrarception.
15 temmuz'da atm kuyruğundaydım hemen eve kaçtım
-
anadolu çomarları da cnn'de reisin gazına gelip yumruk ile tank devirdiklerini zannediyorlardı diyerek sözüme devam edip, torunlarıma aktaracağım cümle.
interval koşu
-
haftada üç gün üç set yapıldığında hem fiziksel hem de biyolojik olarak 24 saat etkisini gösteren spor yöntemi. kendimden örneklersem, fiziksel çünkü uzun zamandır sistemsiz ama çok koşan ve egzersiz yapan biri olarak beni sadece bu yöntemin yorabildiğini farkettim, gün boyu hissedilebiliyor eklemlerdeki farklılaşma. biyolojik çünkü bu yöntem düzenli uygulandığında siz koşmadığınız zaman bile vücut yağ yakmaya devam ediyor 24 saat boyunca. bu yüzden en hızlı yağ yakma yöntemi olduğunu söylüyorlar.
bülent ersoy'un uçakta çıkardığı kriz
-
hic geri donmeyle falan ugrasilmamasi gereken olay. birakicaksin kendi haline, tumsekten son hiz gecicen, turbulansa bos vitesle giricen yerden tavana vursun gorsun hanfendi.
oha bu neden silinmis lan.
deniz gezmiş
-
ertuğrul kürkçü anlatıyor:
ben, deniz'in 70'in sonbaharında odtü'ye geldiğinde bana söylediği sözleri hatırlıyorum, onlar oldukça kritik sözlerdi. bazı kararlarımı hep o sözleri aklımda tutarak verdiğimi hatırlıyorum. rastgele bir tartışma içerisinde ama çok ciddi bir tartışma içerisinde deniz, şöyle bir öngörüde bulundu:"bütün türkiye'ye sıkıyönetim gelecek, herkesi cezaevine dolduracaklar. orada herkesin bir koğuşu olacak, her eğilimin bir koğuşu olacak." o zamanki adlara bağlı olarak, "kırmızı aydınlık koğuşu, beyaz aydınlık koğuşu, sendikacılar koğuşu...ziyaretçiler tavuk getirecek, onlar, bu tavukları nasıl paylaşacaklarını tartışacaklar." şimdi hatırlamıyorum kimdi, birisi: "peki ya biz ne yapacağız" diye sordu. deniz, "biz öleceğiz oğlum" dedi, "çünkü biz dövüşeceğiz. ve esas oportünizm nasıl bir şeydir, mücadele nasıl bir şeydir, devrimcilik nasıl bir şeydir onu o zaman herkes görecek."
photoshop gazeteciliği
-
efendim artık türkiye'de gazeteciliğin bokunun çıktığının resmidir bu. buyrun önce size bir crespo'nun resmini göstereyim.
http://img209.imageshack.us/…mg209/338/gerek7dr.jpg
şööyle bir bakınız, çok fazla kurcalamayınız dikkat etmeyiniz. şimdi efenim buyrun size bir de fotospor'un yaptığı bomba haberi göstereyim:
http://img92.imageshack.us/…92/6391/yalan2sz7xb.jpg
şimdi efenim önce crespo'nun yanındaki hilekar diye adledilebilecek kişiye dikkatinizi çekerim o da kim? crespo'nun yanında chelsea'li yaşlıca bir bayan taraftar vardı sanki az önce? ha yetmedi. üstüne crespo'nun elindeki fener formasına dikkatini çekerim. o da nesi? sanki crespo'nun elindeki kalem ters duruyor, nasıl imzalayacak fener formasını o kalemle? ama bir şekilde başarmış crespo helal olsun. aaa o da ne crespo bir tshirt giyiyordu hem de chelsea armalı. a a o da nesi chelsea arması yok olmuş birden bire. ha bir de burası arjantin kampıydı di mi?
fotospor de get burdan, ordan bana bir çay koy da gel.
unutulmayan garip arkadaşlar
-
çok tuhaf bir arkadaşım vardı. adı kazım. durumları pek iyi değildi ama hayatı boyunca bunu bir gurur meselesi haline getirmemişti çocuk.
ilkokuldayız işte. bir gün okula lüks bir araç girdi. top oynarken top gitti arabanın tamponuna mı ne bi yerine vurdu. bu gitti topu almaya. adam buna bi şeyler söyledi. bu başladı bağırmaya. arabanı buradan çıkartttt diye... adam bağırışlara dayanamayıp arabasını çıkarmıştı da müdür gelmişti o derece yırttı kendini.
- oğlum niye bağırdın o kadar?
- hem arabasını buraya getiriyor hem arkadaşım topu attığında çarpınca kızıyor.
ben tabii yıllar sonra kendisini gördüğümde ve beni evine davet ettiğinde bu anımızı anlatıp o zaman anlamıştım google gözlük olan arkadaşımın hak arama inancını. şu an bir holding'in uluslararası davalarına bakıyor. babası vefat etmiş. o kötü durumdan tüm ailesini kurtarmış. kardeşlerine bile neler neler yapmış, almış.
ve o kadar paranın içinde yüzmesine rağmen lüks evi, lüks eşyaları olmasına rağmen hiçbir zaman lüks araç almamış.
stalin'in kars ve ardahan'ı istemesi
-
21 ocak 2017'de sevil atasoy ve ilber ortaylı'nin programinda ilber hoca boğazlardan üs istenmesi, kars ve ardahanin istenmesi ile ilgili diyor ki, ruslarin kendi tarihinde de vardir kabul etmislerdir, bu olayin ne kadar buyuk bir ahmaklik oldugunu. bu ahmaklik sonuca ulasacak kadar ciddi degildi ama sonuclari cok ciddi oldu. turkiye gibi bir ulkeyi abd'ye sundu ruslar.
şahsen ben de o dönemki sovyet rusyanin türkiyeyle iyi iliskiler kurduğu durumu düşünüyorum da, sovyet rusya avrupanin ve asyanin sik sok ulkelerine yayilmaktansa turkiyede daha basarili olurdu, turkiyeyi cok iyi kullananilirdi. tabi bunu tamamen sovyet rusya bakis acisiyla soyluyorum, turk insaninin devlet baglilini esas alarak, kapitalist propagandalarin turkiyede avrupaya nazaran daha basarisiz olacagini dusunuyorum.