hesabın var mı? giriş yap

  • bundan tam 9 ay evvel, benim de başıma kadıköy evlendirme dairesi'nde gelen şey..

    hem de nasıl biliyor musunuz?
    nikah başlayacak, salon tıklım tıklım, abim elinde kamerayla içeri girip beni çekecek.. ağzı 5 karış mutluluktan, kardeşinin nikahını izleyip kaydedecek diye..
    haber geliyor bana, "içerde biri var kameralı sokmayız" diyorlar..
    "nasıl sokmazsınız abimi" diyorum, "kamerayla giremez" diyorlar..

    bakın bu muhabbet, ben evet demeden 5 dakika önce arka odada nikah memuru önünde gerçekleşiyor.

    adamlar "sokamazsın kardeşim! ya parasını verirsin ya da çektirmeyiz" diye üstüme yürüyor.
    "ulan ben sizden böyle bir bilgi aldım mı sokamayız diye? para vermek zorundamıyım şu halimde size" diye diretiyorum..

    adamlar bağırarak "çektirmeyiz" diyerek merdivenlerden yukarı çıkıyor ve ben bu esnada arkalarından laf atıyorum.. durduğum yer, nikah masasının arkasındaki kapı.. yani kapı açıldığı anda tüm davetlilerin karşısına çıkacağım.

    sinirden yüzüm kıpkırmızı, elim ayağım titreyerek kapıdan çıkıyorum.
    masaya oturuyorum.
    "evet" derken yüzüm o kadar eblekleşmiş ki, eşim bile "neden bu kadar üzgün evet" dedin diye üzülüyor..

    bağırış çağırış en mutlu anlarımdan birini sktiler.
    sizin rantınıza da paranıza da yazıklar olsun.

    yıllar sonra ekleme: nikahımıza dair düzgün video kaydımız yok.

  • info: sahibi olduğum şirkette chatgpt, bir çalışanın yerini alarak, birini işsiz bıraktı ve aynı pozisyona 1 kişi daha alacaktık, şartları ve kişi personasını değiştirdi. 2 kişi yerine şimdi bambaşka özelliklerde 1 kişi arıyoruz. entry'nin devamını bu bilgi ile okumanız, chatgpt'yi yeterince bilmeyenler için ciddiyeti artırabilir.

    ülke gündeminden dolayı yeterince farkında değiliz belki ama bugünlerde gerçek bir paradigma değişimi yaşanıyor ve çok başındayız. bu paradigma değişimi sanayi devriminden gibi iş yapış koşullarını tümden değiştirecektir.

    1 digital marketing çalışanın işsiz kalma serüveni ve mevcut personele ek işe alınacak kişi personasını nasıl değiştirdiğinden kısaca bahsedeyim.

    chatgpt çıktığı ilk hafta twitter'daki geliştiricilerin tek gündemiydi. bizde ilk hafta, ilk denemelerde gördük ki; 6 ay bizde çalışan ve gelişimi için her şeyi yaptığımız digital marketing çalışanından çok daha iyi sonuçlar alıyorduk. üstelik chatgpt ile yapılan işler yaklaşık x10 hızlı oluyordu. 2-3 gün doğru verimi almak için chatgpt üstünde çalıştık ve artık 6 ayda tecrübeli bir digital marketing çalışanı yerine chatgpt'i geçti.

    son 12 ayda, o pozisyonda, farklı persona ve yeteneklerde 5 kişi denemiştik. çok yorulmuştuk ve chatgpt bize can suyu oldu.

    şimdi şirket içinde kullandığımız, kendimizin yazdığı yönetim yazılımımıza semrush + chatgpt destekli bir modül yazdık. huzur var, mutluluk var. şu an o pozisyonda çalışan kişi yok, yazdığımız chatgpt destekli yazılımla ayda 5-6 saat çalışarak, eski çalışanların 1 aylık işini yapıyorum.

    eskiden günlerim, sadece o pozisyondaki kişi ya da kişilerin işlerini kontrol etmekle, düzeltmekle ya da yönetmekle geçiyordu.

    özetle müthiş bir paradigma değişimi yaşanıyor. metaforla anlatırsak; bu değişim, karşıdan gelen büyük bir dalga. bu dalgada boğuladabiliriz, sörfte yapabiliriz.

    zamanın su gibi aktığı şu günlerde, entry'i bir alman atasözü ile bitirmek istiyorum, "zamana uygun gitmeyen, zamanla batar".

    debe editi: öncelikle bu başlığa bu kadar ilgi olması umut verici. gelen sorulara eksiksiz cevap veriyorum ama en sık gelen soruyu cevaplandırayım; chatgpt'i, digital marketing çalışanının yaptığı işi yapıyor. uluslararası çevrimiçi pazaryerine ürün girerken gerekli olan keyword, title ve content writing işini yapıyor. bu verilerin doğrulamasını da semrush ile yapıyoruz. chatgpt'nin bu hali bile, ilgili pozisyonda %90'ın üstünde verimlilik sağladı.

  • sevmesi zordur, sevemiyorsanız usulca gidin, yalandan bok atmayın.

    benim en büyük sevme nedenim; düzenli ve huzurlu olması, sistemli bir şehir olması. neyin ne olacağı bilirsin ve genelde şaşmaz bu. insanı evinde gibi hissettirir. kaybolsanız bile endişe yapmazsınız sanki bildiğiniz yer gibi hissettirir. dostlarınızla mahalle arasında basit bir kafe de bile eğlenebilirsiniz. manzaraya odaklanmazsınız sadece karşısınızdakine odaklanırsınız. insan ilişkileri daha derin ve samimidir. çok güzel bir şehir değildir ama işte onu da böyle kabul ettik. güzeli sevmek kolay, asıl zor olan güzel olmayanı sevmeyi becerebilmek.

  • bu sefer emir demiri kesmez yalnız söyliyim. ülkenin başkentine de kayyum atamak öyle diyarbakır'a atamaya da benzemez. boş atıp dolu tutmaya çalışma gibi duruyor.

  • en iyi asimilasyonu türkler uygular demiş üstteki yazar. 800 senelik imparatorluk dağıldıktan sonra zerre kadar asimile olmamış kırk tane balkan, orta doğu ve afrika ülkesi kuruldu.
    buralarda türkçe konuşma oranı sıfıra yakındır ve zerre jeopolitik destek atmazlar.

    afrika’nın yarısı kendini fransız zannediyor. frank kullanıp, fransız futbol alt yapılarına doluşuyorlar.
    adamların tv standardı bile fransız kökenli secam.
    azıcık mantık yahu.

    edit
    secam yerine ntsc yazmışım ama zaten konu o değil :-)

  • edit: gelişmeler üzerine güncelliğini kaybeden entry yeniden düzenlenmiştir. kuralları kamu yararı için ihlal ediyorum, bağışlayın.

    görkem sertaç göçmen bakırköy'de aracını vatandaşların üzerine sürdüğü görüntüler ile tepki toplayan kişidir. bir hakim olan annesi oğlunu savunmak için istifa etmiş ve avukatlığa başlamıştır. onları gündemimize sokan ise annesinin: "oğlumu savunmaya gururla devam edeceğim" sözüdür. bkz

    entry'nin güncellenme sebebi ise devletin bu eski hakiminin, 32 yıla kadar hapis cezası ile yargılanan oğlunun tahliye edilmesini sağlamış olması. kendisi adil yargılamadan dolayı mahkeme heyetine teşekkür etmiş. bkz. hal ve tavırlarıyla adalete olan inancımızı yıktığı için biz de kendisine teşekkürü bir borç biliriz. bu arada görkem sertaç göçmen'in babası da savcıymış. detaylar linklerde mevcut.

    bu eski hakim yeni avukat kişinin, hakimliği bırakmasındaki tek amacın oğlunu savunmak olmadığını iddia etmek mümkün sanırım. çünkü twitter paylaşımlarına bakınca kendisi kadına şiddet, çoçuğa taciz, tecavüz gibi iddialarla suçlanan herkesi savunmaya hazır gibi görünüyor. bkz

    tekrar etmek, onur ve adalet savaşçılarına bir borcumdur: aynur göçmen'in hakimliği bırakması ve oğlunu savunması gurur ile alakalı değildir. gurur çok farklı bir şeydir.

    ve yine tekrar etmeliyim ki aynur göçmen'in her ne sebeple olursa olsun hakimlik mesleğini bırakmasının devlete ve millete hayırlı olacağı kanaatindeyim. hem bu süreçteki tavır ve açıklamaları hem de twitter hesabındaki yazım ve mantık hataları, kendisi tarafından verilmiş hükümler ve yazılmış hüküm gerekçeleri hakkında bir fikir vermeye yetiyor.

    entry ve linkler için uyarıda bulunan "youtuber" ile "yeşil başlı govel santor"a teşekkürler.

  • öncelikle herkese hayırlı forumlar arkadaşlar. normalde başlık "26 haziran 2015 düşünce gücümle ellerimi hareket ettirebilmem" olacaktı fakat karakter sınırına takıldığım için böyle açtım. ne diyeceğimi de unuttum zaten. herkese iyi akşamlar diliyorum. annenizi üzmeyin. bence ışid terörist.

    debe editi: debe editi girmek yavşaklıktır!

  • muhtemelen üniversite çağında birinin önermesi.

    ben de o yaşlarda "son zamanlarda kafka çok popüler" diyordum, bundan 10-15 sene önce filan.

  • ben yanlış mı anladım, yoksa bazı yazarlar hdp meclis dışı kalırsa chp-mhp koalisyonu kurulacak hayali mi görüyor dedirtir. lan aktrollseniz bizi yiyonuz, değilseniz birileri sizi feci yemiş. hdp baraj altı kalırsa akp 300+ mv, ortalığı bulandırmaya hiç gerek yok şimdi.

  • mutlu etmiştir. niyeyse mutlu oldum. amcanın dikkatle dinlemesi, sonra heycanla evet ben de ordaydım demesi. ne güzel. oynadığı maçın hatırlanmış olmasının verdiği mutluluk da güzel.

    bu arada ne güzel ülkeler var lan dünyada. mutlu edicek şeyler de oluyor bazı ülkelerde.

  • hastayım şu çalışıyor ama babasına ihtiyacı yok bu insanların diye humanistliğine. instagram da 1.1 m takipçisi var artık babasına ihtiyacı yok ne demek lan. babası olmasa kim tanır, kim iş verir, kim neden takip ederdi ? babası olmasa nasıl başlayacak o fırsatı ona kim verecekti humanist kardeş ? babasının adı olmasa sosyeteye tasarım yapacak merdivenleri nasıl çıkacaktı hele bi onu söyle bana. insanlar 50 sene çalışıp yamaklık yapıyor da tanınmış soyadları olmadığı için bu noktaya gelemiyorlar, hiç bir şey bilmiyorsan git nişantaşındaki terzileri gez, adam ölmeyi unutmuş hala tırmalıyor orada.

    evet belki hayatının sonuna kadar yan gelip yatabilir ama yapamaz ki çünkü hayali yok, hayal kurmasına gerek olmamış birisinden bahsediyorsun burada, ne isterse hemen kavuşmuş. hayali olmayan insana 1 milyar dolar versen ne yapabilir ki zaten ? dünyanın sonuna kadar yatacak paran olsa ne olacak hayal kuramadıktan sonra ?

    valla kıskançlık falan değil, allah daha çok versin verdiklerini benden almıyorsa sorun yok yani.

    edit buseterim sporlular yesilimi yakip mal mal mesajlarla telefonumun sarjini bitirmeyin. sizi de buse terim ve babasinin egolarini ciddiye aldigim kadar ciddiye aliyorum optum bys

    oha cus editi: olum siz manyak misiniz nasil bir issizsiniz lan yesilim sonmez oldu, karsi arguman sunacagim diye gotunuz yirtilacak. herkese toplu cevap verecegim bunu yaparken de ciddi ciddi parmaklarimi yoracagim sadece bu yazarlarin manyakligi icin yoksa buse denilen hatun hala umrumda degil.

    oncelikle neyi savunuyorsunuz hangi meslegi doktorluk, muhendislik, ogretim gorevlisi ? ulan ciddi ciddi bu meslegin tanimi ne nasil bir uretim soz konusu, yurt disindan elbiseleri toplayip kombin yapmak ne kadar zeka gerektiriyor hele bi anlatin bize ? neymis reklam postu atmak icin iki bin tl istiyorlarmis eeee mal misin verme ? bak istiyorlar diyorsun istiyorum diyemiyorsun he bu rakami sen istiyorsan sana saygi duyarim ama sen bunu diyemiyorsun ki istiyorlar diyorsun, elalemin seyiyle gerdege giriyorsun nasil olacak bu is ? hadi onu da gectim bahsettiginiz kizi turkiye de en cok kazanan sporcunun kizi yani senin su kadar istiyorlar dedigin rakamlara zaten ihtiyaci olmayan omrunun sonuna kadar da para sikintisi olmayacak bir insan. bu demek oluyor ki senin para ornegin buse terim konusunda zaten patates oluyor isin icinde para yok.

    tamam diyelim ki para var o zaman derim ki orda dur yigenim o zaman bu ise baslarken babasinin parasiyla londraya gideceksin dunyanin en seckin kiyafetlerini alacaksin babanin soyadiyla her kapiyi acacaksin sonra ben bu isi para icin yapiyorum diyeceksin oyle mi ? ustune elinde 3-5 binlik cantayla gezeceksin ortalama satis fiyati 50 lira olan bir sirkete koleksiyon yapacaksin ve ben seni basarili bulacam oyle mi ? yahu herseyi gectim kiloyla aldigi kitaplari rengine gore dizip sitesine koydu bu arkadas. icim acidi lan kitaplari rengine gore ayirmak nasil bir saygisizlik o kitaplarin yazarina, hikayelerine, yasanmisliklarina.

    ulan saka gibi ya adam cidden gelmis su kadar reklam parasi istiyor bloggerlar diye savunma yapiyor asafsdadsf