hesabın var mı? giriş yap

  • resmen videodan medeniyet fışkırıyor. (ironi değildir)

    - yiyişen merve
    - ortalığı birbirine katmayan katılımcılar
    - öğrencisini rencide etmeyen bir öğretmen

    merve, şu ülkede şöyle bir olay başına gelip de seni linç etmeyecek bir avuç insan var ve sen onların arasındasın, kıymetini bil.

  • annesi "kesinlikle böcekleri sevmiyorum" diyor. babası hayattan bezmiş boş boş bakıyor. kız eline alıp böcekleri öpüp okşuyor. bir de köpek var evde. yatak örtüsünün altından bi sürü böcek cikiyor. son sahnede bi kutu içindeki bir miktar böcek, kutu devrildiği için etrafa saçılıyor, aouw ouw diyip toplamaya çalışıyorlar. videoyu seyredemeyenler için özetlemiş oldum.
    allahtan türkiye'de geçmiyor olay.

  • maç sonrası röportajıyla beni güldürmüş genç yetenek.

    spiker: türk milli takımını seçme süreci nasıl gelişti?

    hakan: ben zaten u16-u17'de de milli takım forması giydim. sadece 1 defa almanya milli takımında oynadım. orada da kendimi hiç iyi hissetmedim. arkadaşlık yoktu, kimse birbiriyle konuşmuyordu.

    "insan yemekten sonra bir çay-kahve içer, sohbet eder."

    sen istesen de yapamazmışsın orada, iyi ki geldin.

    edit:facia yasadim uyarmış, imla.

  • oy kullanan khk'lıların listesini vermişler. arkadaş khk'lıların abi ablası bakan oluyor. büyükelçi oluyor sorun yok oy kullanınca mı problem?

  • bu başlıkta da çok defa yazılmış, ses sorunu var, türk yapımlarda şu ses işini beceremiyorlar vs diye dert yanan. çözümü aşağıda kaynak (bkz: #134574519)

    netflix platformu dizi ve film başlıklarının altında sıkça "sene olmuş bilmem kaç, şu ses işini çözemediler", "telefonun mikrofonu ile mi çektiniz anlamak için kaç defa ileri geri alacağız" vb şikayet eden arkadaşlar;

    sorun çekim sırasında kullanılan mikrofon değil. netflix akıllı tv gibi cihazlarda oynatılan videoyu otomatik olarak 5.1 seslendirme formatında oynatır. (örnek) bir çok akıllı tv ise bu formatı doğru şekilde çalıştıramaz ve müziklerin yüksek, konuşma seslerinin boğuk olmasına, arka planda kalmasına sebep olur.

    videoyu başlattığınızda ayarlardan seslendirme seçeneğini 5.1'den normal moda alırsanız düzelecektir.

  • bugün şehirler arası otobüste biri kadın, diğeri erkek olmak üzere iki kişiyi bu dili konuşurlarken duydum. başta sorun değildi, ama zaman ilerledikçe durumdan rahatsız olmaya başladığımı fark ettim. bir zaman sonra ise artık tamamen rahatsızdım. oysa rahatsız olmam çok saçmaydı! önce, anlamadığım bir dil konuşulduğu için rahatsız olduğumu düşündüm; ama bu koca bir yalandı. italyanca ya da ne bileyim, fransızca olsaydı bu diyalog, umurumda bile olmayacaktı. sonra acı içinde fark ettim ki o iki kişinin bir şekilde bana zarar vereceklerinden korkuyordum.

    tüm yol boyunca korktum. en ufak kıpırdanmalarından korktum, tedirgin gözlerle onları izleyip durmuşum yol boyunca kendim bile farkında olmadan. her an bir patlama sesi bekledim, hatta bir canlı bombanın hedef seçmesi için ne kadar uygunuz, onu hesapladım kendimce. belki de hiç düşündüğüm gibi değildir o işler; yabancısıyım, bilemiyorum. onlarsa yol boyunca o beni korkutan dilde konuşup gülüştüler. yani her insanın yapabileceği şeyler.

    erkek olanın annesi olduğunu düşündüğüm kadın, muhtemelen kürtçe dışında bir dil bilmiyordu. belki şehrinden dışarı bile ilk çıkışıydı. eğer öyleyse ne güzel bir karşılama yapmıştım içimden ona. tüm bunları düşündüğüm için kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar çok utandım kendimden. kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar çok canım yandı hissettiklerimden. bana göre hiçbir dilden korkulmamalıydı ya, ikiyüzlülüğümden utandım.

    oysa bana tüm bu mücadele, tüm bu dökülen kan saçma, aptalca ve hatta komik geliyor. önemsemeyi reddedeli çok zaman oldu içimde olan biteni. kimse düşmanım değildir benim, ben de kimsenin düşmanı değilimdir. bunlara rağmen yine de korkuyorsam bir şeyler her zamankinden de çok yolunda gitmiyor demektir bir yerlerde...

  • yaratıcı değiller. sürekli aynı kalıpları kullanarak birbirlerini gazlıyorlar.

    - çok mu güzeliz ne..
    - o senin güzelliğin canım..
    - ee çekene de bakmak lazım..
    - çok ösledim canım ya, bi ara buluşalım..
    .
    .
    .
    böyle gider bu..

  • bugün kafeye biri kız biri erkek iki tane ilkokul çocuğu geldi en fazla 3. sınıfa gittikleri belli, hiç istiflerini bozmadan kasaya doğru geldiler yanıma erkek olan abi bu kadar param var dondurma gelir mi dedi. baktım paraya 1 buçuk lira. normalde 3 liranın altında vermiyoruz dondurmayı çok az oluyor boş külahtan hallice. gelin bakalım dedim açtım dolabı seç dedim. kakao çilek olsun dedi, yanındaki kız da bakıyor öyle ona. ardından kıza dönüp sen seç şimdi dedim erkek olan da onun parası yok abi dedi. kıza seç seç hadi dedim o da kakao çilek istedi. dondurmayı uzattım kıza verdim birbirlerine bakıp güldüler. onlar gülünce ben de gülümsedim kendi kendime.

    debe editi: birbirinden güzel onlarca mesaj aldım, çocukların mutluluğuna ortak olanlara, hepinize güzel dilekleriniz ve kalpleriniz için teşekkür ediyorum.

  • başına "pazar pazar" eki getirmek suretiyle mümkündür.

    örnek veriyorum:

    "pazar pazar böyle müzik mi çalınır?"

    "pazar pazar ne balesiymiş bu?"

    "pazar pazar brent petrolü mü satın alınırmış?"

    "pazar pazar sen anandan yine çıkardın amma, baban kimdi bilemezdin şerefsiz!"

    vb...

  • (bkz: halkgunu)

    ev arkadaşım arada sırada şifreyi kaldırıp ağ ismini bu şekilde değiştirirdi. pambık gibi bir kalbi vardır vesselam.