hesabın var mı? giriş yap

  • yetişin adam s.kiyorlar... ortamlarda yıllık enflasyon %54 dersiniz. zaten alınması başlı başına haraç kesmekken 50 tl'den 150 tl'ye çıkarılmış.

    10 yıllık pasaport 1.703 tl, vizeler 80 euro, 160 usd, 495 usd (schengen, abd, uk), kurlar beceriksizlikleri yüzünden zaten zirvede. bu harç, okumuş, yurt dışı gezecek vizyonda kişilerden (ki kendi seçmenlerinin çoğu bu tanımın dışında) insanlardan kesilen resmi haraçtır.

    dolar ve euro ile karşılığını hesaplayıp aklamaya çalışmasın kimse. ülkeden çıkmak için para alıyorlar sizler de "alt tarafı x dolar, y euro" diyip duruyorsunuz. 1 tl de olsa aptalcadır, 1.000 tl olsa da... her şeyden önce de haraçtır...
    _
    yandaşlar saltanatı döneminde her şey başıboş kalmış, rüşvet alıp başını gitmişti. devlet israf içinde yüzerken, halk ağır vergiler altında eziliyor, hukuk işlemiyor, ekonomi yürümüyor, kargaşanın müsebbibi olan siyasal islamcılar ise keyiflerine bakıyor, ekonomiden başka her şeyle ilgileniyorlardı.

    saraylarda smoothie içiliyor, âlem yapılıyordu. esnaf haraca bağlanmıştı. memurlar tek adam adına haraç topluyordu...

    edit: "bu parayı ödeyemiyorsan yurt dışına çıkma" sığlığında entryler görüyorum, hatta benzer mesajlar alıyorum. yazının hiçbir yerinde ödeyemediğime hatta ödeyemediğimize dair bir şey yazmıyor. sözlük enteresan bir yer haline geldi. delinin biri 5 yıllık entry'lerimi ayıklayıp "zengin olduğunun reklamını yapıyor" diyor, sonraki başlıkta "10 euro'yu ödeyemeyen insan" yaftası yiyorsunuz.

    haksız talep edilen bir para, siz ödeyebildiğiniz için haklı olmuyor. mesela benim özel sağlık sigortam olduğu halde, gss prim borcumu ödüyorum, ödeyebiliyorum ve hoşuma gitmiyor orada borç gözükmesi. görsel bu bana gss priminin haklı olduğunu mu söyletmeli? gidip başlığında "sağlığı için ayda 150 tl ödeyemeyen ölsün" mü diyeyim?

  • tamamı: "akp diyarbakır milletvekili cuma içten'in izmir'den notlar şeklinde twitter hesabında yaptığı paylaşımlar tepki çekti. içten, "chp'li izmirli gençlerin özgürlükten anladıkları, son derece açık giyinmek, kafa çekmek, sabaha kadar eğlenmek. izmir boşanma oranının en yüksek olduğu il neden acaba ", "haşhaşilerin başkenti izmir, neden acaba?" dedi."

    şimdi de bu arkadaşın özgürlük anlayışına bakalım:

    rahatça hırsızlık yapabilmek,
    para sıfırlamak,
    ırkçılık yapmak,
    ülkeyi bölmek,
    mezhepçilik yapmak,
    geri zekalı geri zekalı demeçler verip beyin yakmak,
    din sömürmek,
    kafa kesmek,
    çocuklara tecavüz etmek, tecavüzcüleri aklamak,
    kadın dövmek,

    ...

    başka bir şey söylemeye gerek yok sanırım.

  • haksız annedir.

    bizim milletin çocukları kadar şımarık çocuk görmedim. büyük ihtimal o restorana girebilseydi çocuğu terör estirecekti. masalar arasında koşacaktı çığlık ata ata, yemeği beğenmeyip avazı çıktığı kadar anıracaktı, ortalığı birbirine katacaktı.

    ben hiç görmedim sessiz sakin oturup, yemeğini yiyip kalkan çocuklu bir aile. illa ki bulundukları ortamı rahatsız ediyorlar.

    bir de tutturmuşlar çocuk bu diye. çocuk dediğin söz dinlemeli öyle deli dana gibi ortalıkta koşturmamalı.

  • benim bir arkadaşım var, yeminle adam dövdü böyle ya, herifi indirmiş yere, bir de tekmeliyor ama el de gömlek cebinde. soğuk kanlı piç ya.

  • bu kazanin nedenleri ayrintili olarak aciklandi. su anda karanlikta kalan hicbir konu yok, hersey acik ve net. ve hatta goren gozler ve anlayan beyinler icin fazlasiyla net. boeing firmasindan igrenmenize sebep olacak kadar acik ve net.

    bakin ucaklarda iki adet radyo dalgasiyla calisan altimetre (yukseklik olcer) var. bu aletler yere ucaktan sinyal gonderiyor, sinyallerin yerden donus hizina gore yuksekligi belirliyor. prensip bu. bu altimetrelerden biri kaptan pilot digeri yardimci pilot tarafinda. bir de hava basinciyla calisan ayri bir altimetre var, onun konuyla alakasi yok simdilik.

    mallik varan 1: bu radyo altimetrelerden "sadece" pilot tarafindaki ucagin otomatik inis devresine bagli. yani otomatik pilot iniste sadece bu altimetreyi kullanarak ucagin gazini otomatik olarak kesiyor. yani boeing firmasi ucakta ayni prensiple calisan iki enstruman olmasina ragmen bunlarin sonuclarini karsilastirip onay veren bir algoritmayi kullanmayi akil edemiyor!!! tek altimetreden gelen veriyi baz aliyor.

    mallik varan 2: kaza esnasinda bu pilot tarafindaki altimetre hatali olarak "-8" degerini gosteriyor. ucak, bu degere bakarak otomatik gaz kesmeyi devreye sokuyor. boeing firmasi eger altimetre negatif deger gosterirse bu otomatik gaz kesme sistemini devre disi birakmayi akil edecek br program da yazamiyor. sonucta yukseklik degerinin negatif olmasi, ucak yeraltinda ucamayacagina gore, tamamen bir enstruman hatasi. ama buna ragmen bilgisayar isleme devam ediyor. "haci negatif degerli yukeklik degeri olmaz, istersen bu sistemi devreye almayalim" demiyor!!! bakin arkadaslar bu soyledigim nukleer enerji santrallerinde filan degil, en basit elektronik kontrol devrelerinde kullanilan, en temel guvenlik ogesidir. cok basit ve calisan bir mantiktir. bunu akil edememeleri inanilmaz bir hatadir.

    mallik varan 3: thy cesitli kereler firmaya bu altimetre problemleri ile ilgili sikayet mektuplari yaziyor. bunlardan birinde boeing bu problemin herhangi bir guvenlik sorunu teskil etmedigini !!! savunuyor. belgeselde var bu belgeler. kimse de demiyor ki, hayir oyle degil, bu altimetre otomatik pilota bilgi veren bir sistemin parcasi, hatali olmasi otomatik pilota hatali bilgi verir.

    mallik varan 4 : bu kisim thy ve (rahmetliler degil) diger pilotlarimiza ait. bu problem thy pilotlari tarafindan bilinen bir problemmis anladigimiz kadariyla. altimetre hatasini goren pilotlar otomatik pilotun devreye girdigini goruyorlarmis ama devreden cikartip inise kendileri devam ediyorlarmis. acikcasi ben bu durumun, yani bu potansiyel tehlikenin hicbir thy pilotu tarafindan yonetime bildirilmemis olmasina inanmak istemiyorum. olmasi gereken suydu: bu sorunu tespit eden pilot, yonetime gerekli raporu vermeli tehlikenden bahsetmeliydi. bununla beraber thy yonetimi tum pilotlari bilgilendirip sorundan haberdar etmeli, cozum bulunana kadar altimetre hatasi bulunan ucaklarda inis esnasinda dikkatli olunmasi konusunda bilgilendirmeler yapmaliydi. bu kazadan sonra, bunun tum pilotlar tarafindan ayni hassasiyetle ele alinmis bir konu oldugundan emin olamadim ben.

    kazada hata dagilimi %80 boeing firmasi ve kalan %20 yari yariya pilotlara ve kuleye verilmis. pilotlar inis kontrol listesini olmasi gereken irtifada bitirmis olsalardi belki de sorunu farkedeceklerdi. yine kule olmasi gerekenden daha dik bir inis acisi vermeseydi, ucagin irtifa kaybi daha kolay hissedilebilecekti.

    tum bunlar bir yana, ucak kazalari denildigi gibi asla tek sebeple degil, ancak cesitli olumsuz kosullarin bir arada olmasiyla gerceklesir. bu olayda da olan budur. yine denildigi gibi havacilik tarihi kanla yazilmistir ve her kaza, ve buna sebep olan teknik sebepler gelecekteki kazalari onlemek icin tek tek modifiye edilirler. fakat bu olaydaki boeing hatasi, gozden kacabilecek ve kabul edilebilecek seviyede degildir. goz gore gore kazaya sebebiyet vermis olmasi acisindan skandal boyutunda bir hatadir. bir de boeing baskan yardimcisi'nin belgeseldeki ifadesi var ki evlere senlik: ucak gaz kesiyorsa devre disi birak ve elle ucmaya devam et canim, ne olacak !!!

    ucak teknolojisinin bu derece gelismis oldugu yillarda hala bu amator tasarim hatalarinin ucaklarda var olduguna tanik olmak gercekten urkutucu.

  • seste mukemmelligin pesinde kosan, en gercek, en saf sesi uretecek bir sistem kurmak icin onbinlerce dolar harcayan, bu ise gonul vermis insanlar. bilgi, kultur, emek, zaman ve para isteyen bir tutkudur bu
    (bkz: high end)

  • çalışanlara işveren tarafından ofis yardımı yapılması durumunda katıldığım önermedir. evde çalışmaya başladıktan beri mutfak masrafım, elektrik, su vs. giderlerim ikiye katlandı.