ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
sözlükçülerin kuzenlerinin başından geçen doğaüstü olayları da bu başlığa yazabiliyorsak, başlıyorum.
kuzenim, geçen cuma günü kışlıkları yazlıkları toparlayayım diye girişmiş elbise dolabına. tam öğle ezanı okunurken de çok içinden gelmiş, elindeki toz bezini koyuvermiş kenara, açmış ellerini; "allahım çocuk da okula başladı, bize bol kazançlar, hayırlı paralar kazanmak nasip et" diye dua etmiş. tam da böyle içinden, yüreğinden geçirerek... "hatta böyle bir kaç saniye de, öylece bir durdum ufak tefek günlük para gelir gider hesabı yaptım, yine içim sıkıldı" diyor.
derken eline almış bezi tekrar, silmiş rafın tekini, arkada duran giysileri koyacak rafa, eşinin pantolonlarından birini eline almasıyla, başlamış cebinden şangur şungur bozukluklar dökülmeye.
-paralar öylece dökülünce ben de hemen attım elimi cebine, baktım tomar tomar kağıt para, bir o kadar bozuk para. allahım delirecek gibiyim. ellerim titriyor, birkaç saniye algım kapandı hatta. tamam insanın duası tutar, tutar da, bu kadar mı hızlı tutar? sonra sakinleyip paralara bir baktım ki bizimkinin sakladığı eski para koleksiyonunu koyduğu yeri bulmuşum sadece.
allah resmen kuzenimi trollemiş ya hu, kendi halinde temizlik yapan kadından ne istiyorsun ya deyip mevzuyu ayakkabı kutusuna bağlamamak için kendimi çok zor tutuyorum. ama bir düşünsenize, ayakkabı kutularına dolaresi koydurup sonra içinden monopoly parası çıkartmak çok güzel olurdu ya, allah buna bir şey yapsın.
lorik cana
-
spor camiası tarafından isminin nasıl telaffuz edileceğini merak ettiğim futbolcu.
güntekin onay: cana
rıdvan dilmen: cana / kana / sol taraftaki oyuncu. neydi adı güntekin?
ersin düzen: kana
melih şendil: kanaaa
melih gümüşbıçak: kana
onur şahin: yana !! tam bir karambol !
ömer güvenç: çana
şansal büyüka: gana
hıncal uluç : canğa
emre tilev: arnavut cana
öztürk pekin: lorik
levent özçelik: kano
ömer üründül: evet
banyo yapmak ile duş almak arasındaki fark
-
benim için şöyle;
duş almak, -a girmek : akmakta olan bir suyun altına girip, hızlı bir şeklde saçları bir kez şampuanlayıp, vücudu üstün körü yıkamak yada hızlıca bir sünger,lif ile temizlenmek. tahmini süre: 5-8 dakika.
banyo yapmak: akmakda olan su şartı aranmadan birden fazla kez uzun uzun saçları yıkamak, vücudu keselemek/köpürtmek, banyo içerisinde yapılan temizlikleri yerine getirmek misal koltuk altı temizliği vs. bazen küveti doldurmak gibi aktivitelerde duruma eşlik edebiliyor. tahmini süre min.15-20 dakika ve fazlası.
ek: banyo yapmak eylemi peşinden tırnakları kesmek, güzelce traş olmak, uzun uzun kremlenmek gibi banyo içi/dışı aktivitelerle desteklenebiliyor.
aradaki temel fark süresine bağlı olarak içeride yapılabilen aktivitelerin kısıtlanması yada uzaması. mesela sabahın köründe uyanıp okula gideceğim gün banyo yapmıyorum, duş alırım genelde. banyo yapmak daha bir akşam üzeri aktivitesi gibi ama niye bu kadar ciddileştim bilemiyorum.
esra erol
-
mafya reisinin gelini olan polis kızı. başka sorusu olan?
açık bayanlara ceza yazacağız içkiyi imha edeceğiz
-
20 senedir sana yakın bir iktidar var.
eee hadi buyrun yasaklayın alkolü, sigarayı.. buyrun...
erkeklerin eve girmeden önce arabada beklemesi
-
çalışmak için sabah 7:10'da uyanıp 20 dakikada hazırlanıp 8:30 mesaisine kıl payı yetişiyorum.
akşam ofisten 18:30 çıkış eve varmam 19:30'u buluyor iş için harcanan süre 12 saat.
7 saat uyku = 19
kalan 5 saat yemek hazırla, çocukların ihtiyaçları vb. akşam bir filmi izlemek için 3 gün harcıyorum resmen.
hayatımı bu 5 saate sığdırmaya çalışıyorum.
neredeyse haftanın 3-4 günü bu döngüyü sorguluyorum o otoparkın içinde.
güzel günler göreceğim, güneşli günler umuduyla 20 yıl oldu
yaran facebook durum güncellemeleri
-
otobüste sadece şoförün gördüğü o boşluk var ya; öyle bir boşluk var içimde, benden başkasının göremediği..
fernando pessoa
-
tarihte bugün, 1935 yılında, (antonio tabucchi'nin fernando pessoa'nın son üç günü adlı eserine göre) saat 20:30'da (ve gene aynı esere göre) aşırı alkol alımından kaynaklı hepatit krizi yüzünden hayata gözlerini yuman yazar. bernardo soares kimliğiyle yazdığı huzursuzluğun kitabı'nda(bkz: #19882409) şu cümlelerin geçiyor olması bazı şeyleri biraz daha anlamlandırıyor olmalı:
"bir insan sadece sarhoşken iyi yazabiliyorsa, sarhoş dolaşsın. 'karaciğerime kötü geliyor', derse, 'karaciğeriniz neymiş ki?' derim. 'ömrü sizinkiyle sınırlı, ölü bir şey; oysa yazabileceğiniz şiirler yaşayacak, herhangi bir şeyle sınırlı olmaksızın.' "
eminönü'nde sarılan çifte verilen tepkiler
-
eminönü'ndeki baklava izdihamını gerçekleştiren türün verdiği tepkidir.
yurt dışında yaşanılan küçük şoklar
-
polonya'dan almanya'ya geçtiğim sırada pasaport göstermek için bir ton sıra bekledikten sonra ilgili memura zorla pasaport göstermeye çalışmam, ikna olmayıp havalimanı polis şefliğine çıkmam ve avrupa ülkeleri arasında geçiş yaparken buna gerek olmadığını öğrendiğim sırada yaşadığım şeydir muhtemelen.
bu kadar mı serbest dolaşmak avrupa'da ya, sanki suriye'den türkiye'ye geçiyorum.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
-jokond amcaaa
-efendim güzelim?
-hafta sonu bize gelsene
-gelemem işim var
-ama lütfen yaaa
-niyekine?
-parti vericem arkadaşlara senin de gelmen lazım
-ne partisiymiş lan bu bacaksız?
-cacık partisi
-ahaha şimdiki çocuklar harika
-gelicen mi gelicen mi?
-eheh tamam tamam gelirim
-oleeeyy hıyar da geliyor artık menümüz tamam!
-lan!