hesabın var mı? giriş yap

  • 1960'ların bohem âleminde adı sık geçen, meyhane öncesi mutlaka uğranılan beyoğlu istiklal caddesi'ndeki pastane. 1928'deki adı loryan, 1934'te kibar anlamına gelen baylan'la değiştirildi. garsonları leonidas ve hristo, sait faik'i tanır, genç edebiyatçıların ilk kitaplarını kutlar, patron olmadığı saatlerde onlara servis yapmaz, bedava zaman geçirmelerini sağlardı. en ünlü ürünü peşmelba adıyla anılan dondurma düzenlemesiydi. bir grup genç edebiyatçı ve tiyatrocu attilâ ilhan'ın riyasetinde orada toplandığı için baylancılar diye anılırdı: demirtaş ceyhun, fikret hakan, ege ernart, hilmi yavuz, ferit edgü, demir özlü, yılmaz gruda, erol günaydın.
    ---
    (alıntı: rakı ansiklopedisi)

  • müşteriye ürün değil kalite satması.

    diğer üreticiler apple ile rekabet edebilmek için inatla ürünü geliştirmeye çalışıyorlar. o yüzden hala apple bir numara.

  • şişman bir adam, çok ünlü bir doktorun muayenehanesine gidiyor, konu zayıflamak istemesi. doktor, bir hafta kullanmak üzere, isimsiz bir hap veriyor kendisine. ilk kullandığı gece, uyur uyumaz rüya görmeye başlıyor adam.

    bir saray içinde, etrafında onlarca cariye, sabaha kadar bir onla, bir bunla sabah uyandığında, kan ter içinde... her gece aynı şey, bir ayın sonunda bütün fazla kilolar atılmış durumda.

    günler sonra yolda şişman bir arkadaşına rastlıyor ve arkadaşı kendisine bu kadar zamanda nasıl hızlı kilo verdiğini soruyor.

    durumunu anlatıyor, o arkadaşı da doğruca hiç vakit kaybetmeden o ünlü doktorun çalıştığı hastaneye gidiyor ve doktor ona da aynı tedaviyi uyguluyor.

    ilk gece, adam rüyasında bir sarayda! ama etrafında cariyeler yerine onlarca iri yarı zenci... tutarlarsa adamı fena yapacaklar. bizim şişman önde, onlarca iri yarı zenci peşinde... başlıyorlar sarayın içinde koşuşturmaya... üçüncü gün sonunda adam zayıflamaya başlıyor ama dayanamıyor ve telefon ediyor doktora.

    "ya doktor bey, neden arkadaşımla benim rüyalarım farklı? o cariyelerle işi bitirirken, ben neden ırzıma geçecek zencilerden kaçıp duruyorum?!''

    doktor biraz düşündükten sonra şu soruyu yöneltiyor:

    ''siz hastaneye mi gelmiştiniz, muayenehaneye mi?"

  • kadinin yuzunde morluklar, sislikler varken g.t lalesinin birisi cikip erkege siddet filan basligi yazmis. bu ulkenin mali bitmez.

  • para amaç olduğu için normal bir insan parayı unutmaz diye düşünülmüş sistem. kart araç, para amaçtır. insanlar kartı unutuyor diye böyle uygun görmüşler ama parayı unutmayı nasıl becerir insan akıl sır ermez.

  • -(resme bakınız)
    büyük ölçüde okyanuslarla kaplı bir dünyada, bulutlarla dolu gökyüzü ve buzla kaplı bir kıtada, dünya aslında çok az suya sahiptir. dünya'nın suyu, büyük bir kayalık kürenin yanında küçük bir damla. tatlı su, çok daha küçük bir damladır.

    burada “suyun aynı miktarda kalması” ile kastedilenin üzerinde bazı belirsizlik var. yeryüzündeki su sürekli bir döngüden geçiyor. --coğrafyada öğrendiğin döngüyü kastetmiyorum - buharlaşma, çökme değil. --fotosentez ve metabolizmayı / oksidasyonu içeren döngüyü kastediyorum. büyük miktarlarda su, fotosentez ile sürekli olarak karbohidratlara dönüştürülür ve sonuçta bu karbonhidratlar, solunum veya diğer oksidasyon formlarında enerji için kullanıldığında tekrar suya dönüştürülür.

    --şimdi genel olarak, bu döngü su miktarını değiştirmiyor.
    fotosentezde çok büyük miktarlarda su yok edilmekte ve her zaman oksidasyon ile yaratılmakta, ancak net su miktarı önemli ölçüde değişmeyecektir. (--daha sonra gireceğim nedenler hariç.) yani bu argümandaki su miktarı kabaca, sabittir, fakat sudaki moleküller dizisi, yok edilen ve üretilen oranı ile sürekli olarak değişmektedir.

    ilk olarak mevsimler yüzünden, fotosentez kışın yaz aylarından çok daha büyük bir oranda gerçekleşirken, oksidasyon aynı kalıyor gibi görünebilir. aslında hayvanların ısınması için daha fazla enerjiye ihtiyaç duydukları ve bu nedenle daha fazla gıda maddelerini metabolize edebilecekleri için, hayvanlarda (insan dahil) metabolizmanın genel olarak artacağını düşünüyorum. böylece yaz aylarında toplam su miktarında kademeli bir artış olacak ve kış aylarında azalacak.

    denizdeki kimyasal tepkimeler ve tektonik plaka daldırma işlemi sürekli olarak dünya'nın mantosuna su taşırken, yanardağlar sürekli olarak tekrar yüzeylere su çıkarıyorlar. bu iki süreç arasındaki denge zaman içinde önemli ölçüde değişebilir.

    --dünyadaki tüm içten yanmalı otomobiller, fırınlar ve yangınlar da tüm hayvanlar gibi su üretir, insanlar dahil (bazı arkadaşlar, hayvanlar yazınca insanları konu dışı tutuyor) h2o (su) üretmek için, hidrokarbon yakıtların co2 ve oksijenin yanmasıyla olağan üstü miktarda su oluşuyor. çok miktarda su o2 ve h2 üretmek için doğal işlemlerle parçalanıyor.

    -gezegene isabet eden, su miktarını yavaş yavaş artıran, su taşıyan göktaşı yağmurları vardır. kuyruklu yıldızlar, meteorlar.

    ---su molekülleri, güneşten yayılan ultraviyole ışık nedeniyle üst atmosferde hidrojen ve oksijene ayrışırlar. bazı hidrojen atomları, dünya'nın yerçekimi alanından kaçmak için yeterli enerjiye sahiptir, böylece kaybolurlar. bu yavaş yavaş su miktarını azaltır.

    ancak bu akıların tümü, dünya üzerindeki toplam su miktarına göre küçüktür ve çoğu zıt yönlü işler. bu yüzden, jeolojik uzun zaman dilimlerine bakıldığında bile genel değişim önemsizdir.
    yani belirli bir noktada, yeryüzündeki su miktarı, bir süre öncesine göre az ya da çok olabilir.

    asıl sorun tatlı suda;
    yeryüzündeki suyun en büyük hareketi deniz ve kara arasındadır, bu da tatlı sudan deniz suyuna geçiştir ve bu insan ırkının en önemli korkusu olmalıdır. -- çünkü dünyamızda bulunan su kaynaklarının sadece % 3' ü tatlı sudur.

  • efem bu tipler bakkalı arayıp pirinç varmı diye soracak olsalar,önce ben avukat buyum, ben doktor kemalim, ben profesör moronum çabuk yanıt ver baskısı kurmaya çalışırlar. gereksizdirler.

    -danyal markettt.. dinliyorum
    -market mi? evet ben doktor baturum, kaşar var mı?
    -doktor mu?
    -evet doktor batur önalp iç hastalıkları mütehasısı
    -kardiolog mu yani?
    -onu da kapsar ama uzmanı değilim..
    -neden doktor bey kalp de içimizde bir organ..
    -o uzmanlık ister.. aslında benim hanım kardiolog..bilgilerinden oldukça yararlanıyorum..
    -çok şanlısınız doktor vakur bey..
    -vakur değil doktor batur..
    -ooo çok özür dilerim doktor batur bey..
    -neyse önemli değil iyigünler bakkal..
    -iyi günler efem..