hesabın var mı? giriş yap

  • barselona'nin daha guncel sayilabilecek cok guzel bir mimarisi vardir ve her yeri birbiriyle uyumludur. yani bizdeki gibi dolmabahce'nin arkasinda sik gibi gokdelen yoktur affedersin. denizi var, iklimi guzel, fc barcelona'nin sehri, yemekler guzel falan derken en yasanilabilir yer burasi gibi gozukuyor. ancak digerlerine gore suc orani daha yuksektir diye tahmin ediyorum, %100 emin olmamakla birlikte. insanlarda bi londra'daki kadar saygi yok mesela etrafina karsi. ama yine de sahsen metropol de sevmedigimden mutevellit, bana gore en yasanilasi sehir burasi bu dortlunun icerisinde.

    roma cidden tarihi dokusu itibariyle mukemmel bir sehir. abdullah gul'un de dedigi gibi adamlar tarihi eserlerin etrafina abidik gubidik seyler yapmadan cok guzel korumuslar. vatikan'i falan da kattigin zaman turistik olarak en gorulmesi gereken yer burasi diye dusunuyorum. tabii buranin da iklimi, denize yakinligi falan avantajli yanlari.

    paris'in de ic kismi, ki baya buyuk bi alan yapiyor burasi, cok birbiriyle uyumlu mimari binalardan olusuyor. yani herhangi standart bir apartmani turkiye'de olsa "aa ne guzel" diye fotografini cekersin, o derece. ama tabii bu durum boyle cunku bildigim kadariyla 1800'lerde adamlar sehri komple yikip bastan yapmislar. onun disinda tabii eskili yenili cok guzel mimari eserler var; buyuk ve kucuk saraylar, sacre coeur, eyfel kulesi, opera binasi, vs. yine cok guzel sanat/tarih muzeleri var gezmek icin, louvre tabii ki en meshuru. tum bunlari gecin, elinize bi gul sarabi alip sen nehri kenarinda arkadaslarinizla takilmak bile cok guzel.

    londra'da maalesef cok kalamadim, sabahtan aksama gezdim sadece. mimari butunluk olarak bence diger uc sehrin gerisinde kaliyor. bi de cok kozmopolit ve mutfak olarak da tabii ki ingiliz mutfagi diger uclunun yine cok gerisinde. en buyuk avantaji ingiliz medeniyetinde yasamak ve ingilizce konusabilmek bana gore. tabii bir de mukemmel tarih/bilim muzeleri ve bu muzelerin en guzel yani da istemezsen para vermek zorunda olmaman. buna ragmen su 4 sehir arasinda hangisinde yasamak istersin deseler son sececegim londra olurdu.

    ayrica bu versus'ta amsterdam, tokyo, new york, prag eksik yazan arkadaslar gozume carpti. bi kere prag ve amsterdam bu sehirlerin ayarinda degil. zaten su amsterdam'i ne diye bu kadar abartiyosunuz anlamiyorum, tek olayi kanallari olan bir sehir, onun da kralini gormek icin giethoorn'a gidin. red light veya ot icmek diyosaniz o zaten hollanda'da her yerde var. new york ve tokyo da cok farkli klasmanlarda kaliyolar, yani cok farkli kulturleri var, avrupa sehirleriyle tam bir kiyaslama yapamiyosunuz. bence bu vs'de esas eksik olan sehir istanbul'dur. istanbul'u eger ecnebilerin kendi sehirlerini korudugu gibi koruyabilseydik tartismasiz bu vs'de acik ara birinci gelirdi ama su an icin carpik yerlesmesi ve mimari ucubeleriyle biraz darbe yiyor bu konumu.

  • osmanlı'nın paraları ne kadar boş beleş işlere harcadığının kanıtları olan haritalar. elin alman'ı geliyor senin yüzlerce yıl yapmadığın detaylı haritalandırmayı yapıyor.

    orhun kitabelerini gidiyor danimarkalılar buluyor, rus türkologlar okuyor.

    şu an karadeniz'de çayın yetişmesinin bile kredisi ingilizlere ait. adamlar işgale gelmeden nerede ne yetişir diye araştırmış. 600 senelik impartorluksa inek gibi sağmayı tercih etmiş bizleri, ne acı.

    anadolu'yla, türklükle alakalı bizi yapmamız gerekn fakat yabancılara ait araştırmalar beni cidden delirtiyor.

  • eğer iki dairede de kendisi oturuyorsa kesinlikle haklıdır

    fakat bir diğer daire kirada ise iki yeri gasp etmeye hakkı yoktur

  • 10 yıl kadar önce; o zaman 80 yaşında annem. bastonuyla yürüyor her sabah. cübbeli genç bir kopil anneme yaklaşıyor.
    -namazınızı kıldınız mı?
    - (anneciğim gözleri görmüyor net, mahallenin hocası sanıyor) kıldım efendim.
    (mütedeyyindir anacım, her sabah kılar-dı)
    -neden başınızı örtmüyorsunuz?
    - (annemde şafak atıyor tabii) bana bak!!!@!@!@!
    baş örtmek ne zaman moda oldu? !?
    bastonuyla da kovalıyor adamı...
    sonradan öğreniyor o namazı soranın da genç bir delikanlı olduğunu, cübbe içinde adam sanıyor kendini gerzek...

  • zengin olduğu tahmin edilen insanlara 'siz' diye hitap ederken yaşça çok büyük olsa bile fakir olduğu tahmin edilen insanlara 'sen' diye hitap etmek.

    hem medeniyetsizlik hem yapaylık.

  • uzun zamandır kafamı kurcalayan bir soru var. bir zamanlar stannis ordu toplamak için braavosa gidip iron bank'ten kredi çekmişti. bugün ne ordu kaldı, ne para, ne de stannis. şimdi bu borcu kim ödeyecek? ulan adam öldü borcun tasası bana düştü arkadaş.

  • okulun üçüncü katında bir sınıf camından diger sınıfa gecmeye calısan x, bahceden müdürün höykürmesini duyunca düşeyazmış ve panikle kendini içeri atmıştır.
    sınıftaki herkes sıralara oturup efendice birşeylerle uğraşıyor numarası çekmeye başlar.
    müdürün ayak sesleri yaklaşıır yaklaşıır...
    x ise hareketine kendisi de anlam veremediği için iyi bir savunma uyduramamıştır.
    müdür hışımla içeri girer ve der ki;
    lan x iti, ben sana bin kere bu okula çizgili gömlekle gelinmicek demedim mi? paralarım lan o gömleğini. yarın efendi gibi mavi gömlek çekip geleceksin, kontrol edicem hayvan!

    artık x için tanrı vardır, günah ve sevap vardır, ahiret ve ibadet vardır, rahman ve rahim olan vardır.
    derin bir oh ve salavat....

  • babaannemin adını senelerdir karıştırıyoruz melahat mi melihat mı diye. melihaymış. teşekkürler akp