hesabın var mı? giriş yap

  • "hanedanın erkek üyelerine ülkeye dönüş yasağı 1974'te kalkmasına rağmen türkiye'yi ilk kez annesinin ısrarıyla 1985'te ziyaret eden osmanoğlu, sonrasında her yıl düzenli olarak türkiye'ye geldiğini ancak yerleşmeyi hiç düşünmediğini ifade etmişti"

    ulan hale bak, atasının torunu bile atasının topraklarında yaşamak istemiyor, sonra biz gidelim deyince vatan haini oluyoruz.

  • hepsini okudum. emrah aslan isimli vatandaşımız sorunu kendi açısından çözebildiği halde ülkesinin ve insanlarının da hakkını savunmak için konunun peşini bırakmamış. kendisine bu onurlu davranışı için kendi adıma teşekkür ederim.
    umarım medya ve konudan haberdar olan herkes onun gösterdiği duyarlılığı gösterebilir ve konunun takipçisi olur.

    “sulh şartlarımız şuydu: türkiye cumhuriyeti'ni, vatandaşlarını ve yargı erkini aşağılayan zihniyete daha fazla ortak olmamak adına; suzuki yetkili satıcısı ..otomotiv ve suzuki motorlu araçlar pazarlama a.ş tarafından “üreticinin geri dönüşüme göndermesi gereken defolu parçaları ülkemiz de dahil olmak üzere “üçüncü sınıf ülke” addettikleri ihracat pazarlarına gidecek araçlarda tüketerek üretimlerine dahil etmesi” tutumunu reddederek kınadıkları konusundaki resmi bir mektupları suzuki global'e iletilecek, suzuki yetkili satıcısı .. otomotiv ve suzuki motorlu araçlar pazarlama a.ş tarafından dava konusu bedel ve tüm tazminatlarımızın karşılığı olan tl tutarının: %40'ı lösev'e, %40'ı çare derneği'ne, %20'si bedensel engelliler dayanışma derneği'ne bizim adımıza yatırılarak makbuzları sunulacak, suzuki motorlu araçlar pazarlama a.ş; hala bayilerinde paslı ayıplı olarak satılmaya devam edilen 2023 model sıfır araçlar da dahil olmak üzere, şu an aynı sıkıntıda olan tüm suzuki tüketicilerinin araç koltuklarını yenileri ile değiştirmeleri amacıyla geri çağırmaya tabi tutacak.”

  • ış yerine buradan yemek söylüyoruz. gelen küçük esnaf bizden, yemek sepetinden değil, doğrudan telefondan kendilerine sipariş verelim diye yalvarıyor. işleri zaten kötü, %14 gibi bir ücret de kesilmesin diye iki farklı esnafa denedik. sonuç hüsran. biri, bıraktığı broşürün dört lira üstünde hesap getirdi. öteki ise normalde 20dk getirdiği yemeği 50dk getirdi ve malzeme azdı. yani yaptırım olmadığı sürece küçük esnaf hala ama hala çakal. geberip gidiyorsunuz hala çakallık peşindesiniz. acıyanı siksinler. suyu bile buradan söylüyorum. problem çıkarsa bir puanı yapıştırıyorum. söylemiş miydim bilmiyorum ama acıyanı siksinler.

  • asayiş sıfır
    koordinasyon sıfır
    şeffaflık sıfır
    dürüstlük sıfır
    hazırlık sıfır
    verilen vergilerin karşılığı sıfır

    ailesini yerini yurdunu işini kaybetmiş insanlar ne yapsalar anlarım…

    tek suçlu yukarıdaki “sıfırlardan” hesap sormayan biziz bence.

  • bu uçuşun çok çok büyük bir sorunu var:

    istanbul - la yönünde uçmadan önce etler samatyalı kasap hayri'den temin edildiğinden rahatlıkla tüketilebiliyor. pilot uçuş öncesi bizzat samatya'ya giderek kıymayı iki defa çektiriyor, bifteklerin az yağlı olduğuna emin oluyor.

    bu durum ne yazık ki dönüş yolunda mümkün olamıyor, çünkü orası gavur eli ve california'da tanıdık kasap bulmak mümkün değil. haliyle donuz yeme şansınız oldukça yükseliyor.(tövbe de lan!)

    sizi edirne'den dışarı salan zihniyetin ya ben lan neyse bir şey demiyorum.

  • türkiye ile kardeş ülke azerbaycan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla kültür bakanlıkları arasında imzalanan ikili antlaşmalar çercevesinde kurulan azerbaycan ekşi dikşinaryası'nda belirmiş başlıklardır.

    günün mövzuları
    · türqiye ile ciziktirilen qültür yeminlaşması (24)
    · ekşi dikşinarya (298)
    · ekşi dikşinarya teklidi sitalar (12)
    · ssg yovarlaqsın balam (45)

  • bir hatanın bedelini koca şirketin ödemesi durumu.

    90 yıllık şirket ama başındaki adam nerde ne söylemesi gerektiğini bilmiyor. siyaset dediğin bugün var yarın yok. ama bu halk hep var. müşteri senin velinimetin. ticaret yapan bir insan 3 günlük siyasi kaygılar yüzünden müşteriyi karşısına alır mı lan? pazarda limon satan çocuk yapmaz bunu.

    al bak koç'a, aydın doğan'a, sabancı'ya. onlarca iktidar geldi geçti. bir gün olsun bu ailelerin halkın yarısına sırtını dönüp iktidara yavşadıklarını gördün mü? hayır. bazen olurlar hafiften bir destek, bazen olurlar köstek. ama hiçbir zaman net bir tavır almazlar. iktidarla halkın farklı kesimleri arasında hep denge kurarlar. sürekli ortaya konuşurlar.

    mesela doğan medya grubu, bazen bakarsın yandaşlıkta a haber'i geçerler, bazen bakarsın yürek yemişler gibi iktidarın üstüne giderler. ama hiçbir zaman tam anlamıyla taraf olmazlar. elbette ki siyasi fikirleri vardır. ama bunu aşikar etmezler. sesleri solukları pek çıkmaz ama her zaman pastadan paylarını alırlar.

    bugün iktidara tamamen tarafgir olan yeni nesil zenginler, iktidarı canhıraş bir şekilde savunup muhalif kesim için terör estiriyor. çünkü iktidar gittiğinde, binbir türlü dalavere ile tutunup beslendikleri kaynağın ellerinden kayacağını biliyorlar.

    siz, kaptığı iki ihaleyle zengin olmuş sonradan görme bir şirket misiniz? ta 1927'de, genç cumhuriyetin daha 3. yılında binbir ümitle kurulmuş bir şirketsiniz. ama sizin yaşarcık, gaza gelmiş olacak ki koca şirketin mazisini unutup halkın yarısını karşısına aldı. çok amatörce. iktidar yandaşlarının kendisine sahip çıkacağını, pınar ürünü almak için kuyruğa gireceklerini falan düşündü herhalde. oğlum bunlar, onca tantanaya rağmen reyizlerinin filmine bile gitmeyip filmin gişede çakılmasına sebep olan insanlar. bu hayatta hiçbir bedel ödemeden, hiçbir emek vermeden riyakarlıkla, kurnazlıkla, torpille, hileyle hayata tutunup bunu yaşam tarzı haline getiren insanlar. dün dost dediğine düşman, düşman dediğine dost diyen insanlar. senin neyine sahip çıkacaklar. bunlara güvenilir mi lan?

    kalırsın işte böyle muhasebecinle baş başa. hadi yürü git.