ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türklere sorulan salak sorular
-
katolik yasli teyze, ben ve arkadasima hitaben
- siz hangi camiye baglisiniz?
(bkz: sultanahmet camii)
sana sözlüğü gezdireyim mi
-
sözlüğe yeni gelen hanımefendileri kandırma cümlem. tek sorun şu ki kanmıyorlar.
euroleague
-
en basit şekilde anlatıyorum.
*euroleague, nba gibi bir organizasyon.
* nba, her franchise'a(takıma) gel bize katıl, ligimizde oyna diyor mu demiyor. lige yeni bir takım katılması için takım sahiplerinin onayını alması gerekiyor.
* nba, takımların rekabetten kopmaması için çeşitli sınırlar ve draft getiriyor. salary cap'in üst miktarını herkes biliyor ama salary cap'in de alt miktarı var ve maaşlar toplamı o miktardan az olursa takım ceza ödüyor.
* euroleague, belli başarılar elde etmiş ve yatırım sözü vermiş takımlara a lisansını verdi zamanında. maccabi ve milano boktan durumda olabilir ama yıllardır bu ligdeler. barcelona, her sezon şampiyonluk için kadro kuruyor. zalgiris rekabetçi bir takım, dar kadroyla bile play-off'a oynayabiliyor.
* türkiye'den daçka'nın katılma şansı, wildcard ile oldu yatırım yaptıkları için. her sene daçka'ya wildcard'ı veremezler. -wildcard kalkmış-
* beşiktaş ve galatasaray şampiyon olursa da katılamaz çünkü belli bütçeyi taahhüd edemiyorlar. galatasaray'ın katıldığı zamanda oyuncularına maaş ödeyemeyip maçlara 6 kişi çıktığını, beşiktaş'ın oyuncularına para ödemediği zamanları hatırlatalım.
* olay bütçe de değil. 10 milyondan fazla yatırım yapan zenit ve khimki, euroleague'e katılmak için seri oynadı geçen haftalarda. sizin mantığınıza göre ikisini birden alması gerekiyor.
türkiye : anadolu efes, fenerbahçe
ispanya : barcelona lassa, real madrid ve laboral kutxa
yunanistan : olympiakos ve panathinaikos
italya : ea7 emporio armani milan
israil : maccabi fox
rusya : cska moskova
litvanya : zalgiris kaunas
bu takımlar a lisans sahibi.
+1 takım eurocup şampiyonu: malaga
+ 1 takım wildcard yazmıştım ama bertomeu en iyi derece yapan ispanya takımı demiş : valencia
+1 takım almanya şampiyonu: brose
+1 takım: vtb şampiyonu. cska ile khimki final oynuyor. cska'nın a lisansı olduğu için khimki katılacak.
+1 takım: adriyatik şampiyonu kızılyıldız.
bu format epey önceden belirlendi, şimdi itiraz etmeye gerek yok.
her şey bütçeyle olsa,
kuban 17.9 milyon euro
kazan 14.3 milyon euro
zenit 12.1 milyon euro
direkt katılma hakkı elde ederdi.
çok dağınık bir yazı oldu, kafede arkadaşlarımı beklerden yazdım asksjfkdd anlaşılır olduğunu düşünüyorum yine de.
edit: wildcard kalkmış, onu editledim.
inek şaban'ın 1970'lerin recep ivedik'i olması
-
1977'liyim. 90'larda ben çocukken, kemal sunal'a gülenlere entelektüel düzeyleri yüksek insanlar hor bakardı. eşekoğlu eşşek demesine gülen cahiller falan denirdi. biraz sosyoekonomik düzeyi yüksek insanlar izlese bile gizlerdi bunu.
tespit yüzde yüz haklı. o dönemleri yaşayan bilir. tam olarak şu an recep ivedik karakterine gülenlere yapılan muamelenin tümü ile aynısı yapılırdı.
mesela 90'lar popu için, nerede eski cem karacalar nil buraklar nilüferler, nerde bu ibişler, bunlar hep sabun köpüğü denir, nefret kusulurdu. şimdi youtube yorumlarına girip bakıyorum 90'lar popunun ''hey be ne günlerdi, bir de şimdiki rezillere bak'' falan yazılmış hep.
ya da tarkan o meşhur kareli pantolonuyla kıl oldum abi klibini yaptığında şu anda aleyna tilki için ne duyuyorsam su damlası gibi birebir aynı şeyleri duyardım.
bu devran hep böyle , yıllandıkça kıymete biniyor sanırım bazı şeyler.
doğu toplumları daha gerofilik(yaşlı sevici) ve nostaljik oluyorlar kültürel olarak. yeni olandan bir tiksinme, hep geriye doğru bakış var bu topraklarda. bu toplumlarda başarıdan ziyade kıdem, yıl, nicelik önemlidir ve saygı duyulur. mesela bir mekanik ustası işini iyi yaptığı ile değil, uzun yıllardır bu işi yapıyor olması ile daha çok övülür.
facebook'un sahibi zuckerberg'in bir röportajını izlemiştim. facebook arayüzünde yaptıkları her değişiklik ortadoğu ve asya'da hemen kullanıcı kaybına yol açarken, batı medeniyetinde her yenilik, yeni müşteri getiriyormuş.
statükocu toplumuz. hep geçmişe özlemle yaşıyoruz. değişiklikler ve yeni olan her şey hemen bir öfke getiriyor yanında.
uzun zamandır ekşide okuduğum en doğru tespit.
kuru otlar üstüne
-
nuri bilge ceylan’ın da ekşi sözlük okuduğunu net olarak göstermektedir. filmde bkz: #9667627 entry’si noktasına virgülüne kadar geçmektedir. izleyen anlayacaktır.
edit: imla
ev açılan depremzede tarafından darp edilmek
-
belki biraz acımasız olacak ama iyilik bile abartmaya gelmez, değil depremzede nükleer saldırı bile olsa tanımadığım kimseye evimi açmam, geçmiş olsun umarım yargı görevini yapar.
edit: yazar arkadaşlar uyardılar, başlık başımıza kalmış. olay şu; kadının biri sevgilisinin ailesini depremzede oldukları için evinde ağırlıyor aylardır, sonra kavga ediyorlar, sevgilisi kadına şiddet uyguluyor, falan filan.
muharrem ince 15 temmuz gecesi neredeydi
-
adam yine iyi, ben pokemon avlıyordum aq
şampuan reklamında türbanlı genç kız oynatmak
-
bu şampuana arapça isim bulamamışlar da mı le soleil gibi fransızca takılımışlar, ben bir tek onu çözemedim.
ömür boyu güneş görmeyen saçlara özel olarak düşünülmüş de, o yüzden mi fransızca güneş konulmuş adı?
isim olarak elhamdülilşampuan, slogan olarak saçım dolgun hamdolsun iyi gidermiş, misal.
merve boluğur'un okşuyorum açıklaması
-
o yazdıklarının yarısını yapsaydı o yazdıklarını yazma ihtiyacı duymazdı. hayat böyle bir şeydir kabul etmek istemeseniz de. iç huzur, tatmin gösterilmek istenen bir şey değildir, tam tersine göstermek zaten bunların eksikliğidir, hepimizde olduğu gibi tıpkı.