hesabın var mı? giriş yap

  • isimleri açıklanmayan golcülerin

    arif erdem
    hakan şükür
    okan buruk
    emre belözoğlu

    olduğu olay. beyler bu bilgi çok gizli deep web'in 11. katmanında buldum. lütfen halk öğrenmesin. kanzuk bu başlığı google'a kapa evladım.

  • cevabı "içeride değildir ki lan" olan sorudur.

    tam tersine bütün odaların düğmeleri içeride iken tuvaletlerinki dışarıdadır. ha siz oturma odasına sıçıyorsanız onu bilmem.

  • 90'ların başı, bir yaz gecesi. arkadaş evinde toplanılır. güzel vakit geçirilir, kafalar da çeşitli yollarla güzelleşmiştir. geyik yapmaktan bıkıldığı noktada tv açılır, sesi kısılır, karanlıkta çıt çıkarmadan seyredilir. derken yukarı kattan* bir cam kırılma sesi gelir. burada atlanmaması gereken nokta, ev sahibinin imitasyon katana koleksiyonu olduğudur. ve hepsi de aşağı katta, bulunduğumuz salonun duvarlarında asılıdır. cam kırılma sesinin ardından sanki telepatik uzaylılarmışız, sanki yıllardır bunun için eğitilmişiz, sanki biri bir düğmeye basmış gibi hepimiz sessizce kalkar ve duvardaki kılıçları alırız. gerçek kılıç olmadıklarından keskin değillerdir ama elde çok ürkütücü durdukları da bilinmelidir. psikopat ninjalar gibi karanlığın içinde kılıçları havaya kaldırır, gözümüzü merdivene dikeriz. saniyeler sonra tvnin ışığında şüphelinin ayaklarını görürüz. merdivenden yavaş yavaş iner. başı gözüktüğü anda ev sahibi ışıkları yakar. göz göze gelinir. karşılıklı çok kısa bir donmanın ardından topluca haykırmaya ve adama doğru koşmaya başlarız. adam ışık hızıyla yukarı fırlar ama durmayız. kovalamaya sokak boyunca devam ederiz. ama hırsız akıl almaz bir hızla kaçar. hoş, yakalamak istiyor muyuz, yakalasak ne yapacağımızı biliyor muyuz belli değildir. adamın o an ne hissettiğini canlandırmaya çalışıyorum gözümde. dört adam. dördü de entel kuntel tipler. şortlu, gözlüklü, keçi sakallı, 20'li yaşlarda gençler. ellerinde japon işi kılıçlarla pozisyon almış seni bekliyorlar. hatta içlerinden biri yeniçeri taarruzundaymış gibi allah allah allah diye bağırıyor. "ne kadar postmodern" diyecek zamanı olmuş mudur?

    edit: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/12497984.asp

  • sebebi, amerikan dizi ve filmlerinin uluslararası camiada o günlerde tek başına olmasıdır. ruslar film yapıp dağıtmış da biz mi izlemedik? amerikalılar yapıp dağıtırsa amerikalılarınki izlenir, ruslar yapıp dağıtırsa ruslarınki

    bazı suserların demir perde politikasından haberi yok maalesef. sosyalizm ve solun denenmiş birer sistem olduğu, denenmesine rağmen çalışmadığından da haberi yok. aynı sovyetlerin, o mükemmel mahlleleri olan, kütüphaneli falan, sırf insanlar batıya özenmesin diye demir perde politikası diye bir şey uyguladığından da yok. hatta ve hatta, sırf insanların kaçmasını engellemek için bir şehrin etrafını bir duvarla kapladığından hiç yok(bu arada, duvar berlin'in batı almanya kontrolündeki bölgesinin etrafını, doğu almanya insanlarının batı almanyaya kaçması engellemek için kaplanıyor). başkan jfk'nin berlin duvarını gösterip, "...hiç bir zaman insanlarımızı içeride tutmak için bir duar örmemiz gerekmedi..." dediğininden hiç haberi yok.

    sosyalizm öyle harika bir sistem ki, etrafına duvar örüp insanları zorla içeride tutmazsan kaçıyorlar gençler. öyle müthiş bir sistem, herkesin keyfi öyle yerinde yani.

  • saldırganı, sınırdışı edilip türkiye'ye gelir burada hırsızlarla ve hırsızlardan rahatsız olmayanlarla koyun koyuna yaşar gider sorun yok. o tekmeleri de burada sallarlar belki ona. yakışır bu ülkeye.

  • futbol, siyaset ve din'i katmamak gereken konulardır. bu konularda uzman olmayan, sonsuz bilgiye sahip olmayan bir türk'e rastlamadım henüz.

  • psikolojik olarak bitmiş vaziyetteyim. bombalanan yerler, ölen asker ve polisler, ölen siviller.
    trt deki o silah zoru ile okutulan darbe bildirisi hayatımdan silinmeyecek bir iz oldu.

  • banyodan çıktıktan sonra, kremler, kokular falan sürünüp tertemiz olduğumda, kendimi kokluyorum bazen, saçlarımı kollarımı falan. sapık değilim hayır. ama böyle anlarda bu temizliği biriyle paylaşamadığıma çok üzülürüm. birinin omzuna yatmışken onun burnuna gelen saçlarımın kokusunu alamamasına, sarılırken buram buram o kokuyu duyamadığına, o karşıdakinin kokumu içine çekerkenki halini göremediğime çok üzülürüm. onca temizlik boşa gitmiş gibi gelir.
    o nedenle belki de en güzel iltifatlardan biridir benim için ''çok güzel kokuyorsun'' denmesi. koku çıkmaz çünkü akıldan.
    manyaklık bedava.

  • başlık: oruç tutmayacaklar icin önemli bi duyuru

    @1 allahım niyet ettim senin rızan icin bugünkü ramazan orucumu tutmaya!!

    hadi gecmiş olsun okuduysanız artık niyetlisiniz iftara kadar bişe yiyip icmeyin cok büyük günahı varrr

  • bundan yüzlerce yıl önce yaşayıp ölmüş olan insanların iskeletlerinde ve kafataslarında yapılan incelemelerde çürük dişlere nadiren rastlanması. özellikle sanayi devriminden önce yaşamış insanlarda çürük diş oranının yüzde 10 civarında olması yani 100 kişiden 10 tanesinin en az bir adet çürük dişe sahip olması ve 100 kişiden 90'ının hiç çürük dişe sahip olmaması. günümüzde modern insanların %93'ü ömrü boyunca en az bir adet diş çürüğü görmektedir.

    bunun en büyük suçlusu da günümüzde çokça tüketilen aşırı işlenmiş gıdalar ve şeker. çürük dişlerin oranı sanayi devrimiyle beraber ingiltere'de yükselişe geçiyor ve sırayla sanayileşmeye geçen ülkelere sıçramaya başlıyor. hangi ülke sanayileşmeye geçse sonraki 15-20 yılda dış çürüklerin oranı katlanarak artıyor. çin başta olmak üzere bir çok asya ülkesinde 1970'lere kadar dış çürümesi yok denecek az görülürken sanayileşme artıp şeker tüketimi artınca son 50 yılda (aynı dönemde diş fırçalama oranları da artmasına rağmen) diş çürüme alanında rekor üstüne rekor kırılıyor.

    amazon ormanlarında, afrika'nın derinliklerinde ve avustralya'nın çöllerinde ilkel yöntemlerle yaşayıp eski yöntemlerle beslenen ve meyve dışında şeker tüketmeyen topluluklarda diş çürüme oranları hala oldukça düşüktür.