hesabın var mı? giriş yap

  • oy verdikten sonra açıklamalarda bulunan cumhur ittifakı istanbul büyükşehir belediyesi adayı binali yıldırım'ın helallik istemesi olayıdır.

    “bilerek, bilmeyerek eğer bir istanbullu kardeşimize, rakiplere bir yanlış yapmışsak, haksızlık yapmışsak helallik istiyorum.”

    link

    kişisel not: "bilerek" yanlış yapmış ve haksızlık yapmış "bütün siyasetçilere" buradan kucak dolusu belalar diliyorum. rezil olun, ölmeyi dileyecek kadar acı çekin, burnunuzdan gelsin. xoxo

    not-2: o son kadehi icmiycektim, bir temennisini mesajla iletmiş buraya ekliyorum: "çocuklarınızdan da çıksın".

  • 17 agustos'tan iki gün sonra dışişleri bakanlığının çağrısı ile atatürk havalimanına gitmiştim. sıra numarasına göre yurtdışından gelen yardım ekiplerinin yanına ingilizce bilen bir türk verip gönderiyorlardı. doctors without borders isimli kuruluştan bir doktor ekibi, tüm ameliyat malzemeleri ile gelmişlerdi. yunanlı 2 cerrah. bir iett otobüsü içinde tüm malzemeleri ile birlikte yalova'ya gitmemiz söylendi. akşam saatlerinde yalova'ya vardık. enkaz enkaz dolaştık, yardıma ihtiyacı olan bir yer aradık. sonunda bağımsız bir afet merkezi bulduk ve oraya gittik. bize bir yer gösterin yardım edelim dedik. "burada yeterince türk doktor var, yabancıya gerek yok" cevabını aldık her gittiğimiz yerden. 24 saat boyunca tüm yalova'da iett otobüsümüzle dolaştık amabir çok enkaz olmasına rağmen yardımımızı isteyen tek bir kişi dahi bulamadık. hepsi türk hekimlerine emanet edin bizi dedi. yunan doktorlar da bir süre sonra heveslerini yitirdiler ve iett şoforumuz ile kendilerini atatürk hava limanına geri bıraktık. organizasyonsuzluk, güvensizlik ve milliyetçilikten hoşlanmadığımı hatırlatan gün.

  • akp dönemi savcısına ait cümle. şaşırtmaz... sildirir bu başlığı da nasılsa. savcı değil mi, ona her şey serbest...

    ek olarak, yol vermeyen vatandaşa söylediği laf değil, (videodaki beyana göre) emniyet şeridinden giderken aracına çarptığı, kaza alanını terk etmek isterken karşı çıkan vatandaşa söylediği laftır. vatandaşı ezmeye çalıştığı da videoda gözükmektedir.

    ama olsundur, o savcıdır. ona serbesttir...

  • morgan freeman'a bir röportajında sorulur:

    "shawshank redemption filminde zenci bir mahkumu oynadınız........"

    sorunun devamı gelmeden freeman muhabirin sözünü keser:

    "ben zenci bir mahkumu oynamadım. ben zenciyim ve bir mahkumu oynadım."

  • bazı ilaçları kullanan insanların yiyebileceği en tehlikeli şeydir diyebiliriz greyfurt için. ilaçların parçalanmasına yardımcı olan cyp3a4 enzimini blokladığı için aldığınız ilacın vücuttan atılmamasına ve zehirlenmenize sebep olabilir.

    bu durum sadece greyfurt değil, başka birkaç meyve daha için geçerli (hepsi turunçgiller ailesinden, özellikle acı portakal ve pomelo da var greyfurt ile birlikte) ama en çok araştırılan ve en fazla etki edenin greyfurt olduğu biliniyor.

    bu sebepten özellikle tansiyon, kolesterol ve kalp ilaçlarının yanında tabii ki kemoterapi ilaçlarının greyfurt ile kötü etkileşime girdiği biliniyor, bu tür ilaçları kullanıyorsanız mutlaka doktorunuza danışmanız gerekiyor, çoğunlukla ilacın prospektüsünde greyfurt ile karıştırmamanız gerektiği yazar ama prospektüsü kimse okumadığı için doktora sormakta fayda var.

    greyfurtun bu probleminin altında furanokumarin isimli kimyasal yatıyor ve bu kimyasallar arasındaki bergamottin ve 6',7'-dihidroksibergamottin nedeniyle greyfurt ilaçların metabolize edilmesinde etki oluşturuyor.

  • iki çok önemli durumu ortaya koyan beyanat;
    1-böyle majör bir bilginin doğruluğundan haberi yok,
    2-bilgisi olmadan, bu kadar rahat konuşabiliyor

    insan böyle bir cumhurbaşkanına ve insanların peşinden gitmesine gerçekten hayret ediyor.

  • baukis'in ve filemon'un sonsuz aşkını simgeleyen ağaç.
    baukis ve filemon kıt kanaat yaşayan, ömürlerinin sonlarında, günümüz bergaması'nda tepenin üstünde bir köy evinde günlerini geçiren bir çift. tebdil-i kıyafet köye gelen zeus ve oğlu hermes gün boyu geceyi geçirip, karınlarını doyurabilecekleri bir yer arar dururlar. gün sonunda insanların kabalıklarından asabı bozulan zeus, tam vazgeçmek üzereyken tepenin üstündeki küçük evin kapısını çalar ve karşısına baukis ve filemon çıkar. kapısındaki dilenci kılığında duran bu iki davetsiz misafiri buyur eder bu yaşlı çift.
    baukis, masaya derhal en güzel beyaz örtüsünü örter ve sofrayı kurar. filemon ise gece boyu kayın kadehleri şarap ve stüle doldurur. bunu öyle içtenlikle yaparlar ki, memnuniyeti baukis'in ve filemon'un yüzünde görür zeus.
    akşam boyunca yer içerler. baukis, bir müddet sonra, konukları ne kadar yiyip içseler de, sütün bitmediğini, peynirin azalmadığını görür.
    gece çökünce, çift, misafirlerine kendi yataklarını da verir rahat etmeleri için.
    sabah vakti, zeus, çifti dışarı, evin önüne çağırır. diğer köylüleri açgözlü ve kaba tavırlarından ötürü cezalandırmak isteyen zeus, geceleyin köye çok büyük bir tayfun yollamıştır. köy tamamen su altında kalmış, baukis ve filemon'un evi ise sel sularının üstünde kalmış ve zarar görmemiştir. kendi izbe evlerinin yerinde de beyaz bir tapınak yükselmektedir artık.
    zeus, gerçek kimliğini açıklar ve karşılık beklemeksizin göstermiş oldukları misafirperverlik için bir dilekleri olup olmadığını sorar çifte. yaşamlarının sonundaki bu çiftin, dileyebilecekleri pek bir şey yoktur aslında. biraz da tanrı'dan korkarlar. zeus'un ısrarı ve hermes'in yüreklendirmesiyle, çift, birbirlerine bakarak aynı anda, aynı şeyi diler: "tapınağın koruyucusu olalım. birimiz diğerimizden fazla yaşamayalım. yalnız bırakmayalım birbirimizi."
    zeus, bu dileği kabul eder ve evden ayrılır.
    vakti gelince baukis ve filemon da dileklerine kavuşurlar. birbirlerine sarılmış, tapınağın önünde durdukları bir gün, gövdeleri bir, dalları ayrı, meşe ve ıhlamur ağacına dönüşürler ve tapınağın sonsuz bekçisi olurlar.

  • halıdır halı.
    ne zaman halısız bi eve gitsem yeni taşınmışlar da henüz yerleşememişler gibi hissediyorum. halısız olmaz.