ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
etekli ve çoraplı kızlar
-
tatlı küçük kızlar iğrençliğinden sonra ortaya çıkan bir başka mide bulandırıcı facebook sayfası. bu rezillikler bul bul bitmez, bitmiyor. kodumun ülkesinde bilişim ve siber suçlar ne işe yarıyor çok merak ediyorum. doğru onlar muhalif avındaydı değil mi?
pardon.
https://www.facebook.com/…lı-kızlar/519753628109149
not: sayfa kapandı:
http://tinypic.com/…php?pic=rbjk1y&s=5#.uptjmnjm4wk
şöyle korkunç capslere de sahiptir:
http://imgur.com/pf9rltj
http://postimg.org/image/6or7etpnl/
http://i.imgur.com/bqidqj7.png
http://i.imgur.com/33pnril.png
http://i.imgur.com/9a6e3ae.png
edit: şikayet edilmesi gereken yetkili birimlerin adresleri:
http://www.ihbarweb.org.tr/ihbar.php?subject=2
http://sibersuclar.iem.gov.tr/hiletisim.html
http://www.iem.gov.tr/iem/?menu_id=34
http://www.egm.gov.tr/sayfalar/ihbar.aspx
ayrıca;
(bkz: facebook'taki çocuk istismarcılarını ifşa ediyoruz)
yetkili birimler için ysduygu ve kaelthas sunstrider'a teşekkürler.
capsler için antonia chigurh'a ve ganjah'a teşekkürler.
edit 2: bunu hangi akla hizmetle gg olarak ispiyonlarlar ki?
edit 3: sayfa kaldırıldı, ihbar ve şikayet eden herkese teşekkürler.
bir insanı yaptığı ilk hatada hayatından çıkarmak
-
yillar suren tecrubelerden sonra benimsedigim uygulamadir. herkese tavsiye ederim. insanlara yuz verdikce kafana sictiklari tecrubesinden yola cikarak bu noktaya vardim. hayat kisa. kimseye ikinci sans verecek vakit yok. ben nasil dikkat ediyorsam herkes benimle iliskilerinde dikkatli olacak. olmadi. vur tekmeyi kicina gitsin. 7 milyar insan var dunyada biri gider biri gelir.
bundan sonra baktim ki hayat daha guzel. cevrem beni seven, bana saygi duyan, beni mutlu eden insanlarla dolu.
derslere yardımcı olsun diye bilgisayar aldırmak
-
şimdi aldıranların işi kolay. internet diye bir şey var. ben 1993 senesinde aldırdım bir bok yoktu. ortaokuldaydım. yalandan pw programıyla cezaevi demirleri gibi bir şey çizerdim çünkü başka bir şey çizemiyordum, sonra gösterirdim nasıl olmuş diye aferin falan derlerdi. onu anıtkabir sanıyorlardı. ben öyle lanse etmiştim. günü kurtarırdık yani. giderdim sonra volfied, cm 93-94 akşama kadar oynardım. belli bir süre cm 93-94 ü ders sandılar. mal gibi monitöre baktığım için oyun oynamadıgımı düşünüyorlardı. benimki yine kolaydı, arkadaşım aynı dönem amiga aldırmıştı bu sebepten. onun ailesi daha sıkıydı, o da yalandan bir program bulmuş, dersin bir bölümünü mal gibi oraya yazıp ordan deftere geçiyordu. o günü daha zor kurtarıyordu çünkü program yazılan şeyi kaydetmiyordu. adam her gün aynı şeyi gösterecekti kaydetse, okuyacak halleri yok ya. save diye bi yer yoktu ne programıysa artık... her gün yazıyordu bu paso. bir de sonradan ben bir program bulmuştum. yani program değil de adamın biri disketin içine ankara misket koymuş. kısacık. disketi c: ye kopyalamıştım ve bunu ben yaptım müzik dersi için demiştim. paso misket çalıyodum odamda yalandan. ses kartı da yoktu, çok pahalıydı almamışlardı bızzt- dızzt efektleri içinde pc speaker modundan ankara misket. nınının nınının nınınını nın... çok aradım ama başka şarkı bulamadım öyle. bulsam iyice imparatordum. evdekiler de beni deha sanıyordu. napalım mecburiyet. cafe vardı da biz mi gitmedik? dersler iyiydi ama.
2023 airbnb düzenlemesi
-
etstur'un sahibinden turizm bakanı yaparsan olacağı da budur. booking.com bile hala kapalı bu ülkede. vatandaşın yararına ne kadar uygulama varsa kapatıyorlar. uber gibi airbnb'nin sonu da kötü olacak belli ki.
edit: adamlar özelden "ben tanımadığım kişilerin binaya girmesini istemiyorum." yazmışlar. gerçekten çok komiksiniz. ulan özellikle istanbul'da artık millet karşı komşusunu bile tanımıyor. hele büyük sitelerde kimsenin kimseden haberi yok. eski mahalle kültürü mü var da bütün apartmanı tanımak, kontrol etmek istiyorsun? küçük aile apartmanlarında bir nebze anlaşılır bir istek tamam ama gelip de genelleme yapmayın.
hele benim güneydeki yazlığımı gitmediğim zamanlarda kısa süreli kiraya vermemden sana ne? ister airbnb yaparım ister sahibinden üzerinden kiralarım. gelirimi beyan edip vergisini verdiğim sürece size ne oluyor?
hiçbir kızın ilki olamamış erkek
-
tüm içtenliğimle söylüyorum, keşke ben olsam dediğim erkektir. ,
hayatım boyunca hep ilk olan erkektim ben. bu ne demek biliyor musunuz? pantolonlar aşınana kadar sürtünmek demek. imkansız hesaplar ödeyerek "zamana ihtiyacım var." lafını duyup tavana bakarak uyuyakalmak demek. hep ertelenmek demek, hevesi kursağında bırakılmak demek. ve hepsinden önemlisi müzakere etmek demek.
o yatağa girdin mi müzakere edeceksin arkadaş. bu topraklar kolay kazanılmadı. elin bele değmesinin bile şanlı galibiyet olarak addedildiği nice geceler yaşandı o er meydanında. sütyeninin kopçasını açtığımda gözleri yuvalarından fırlayan sevgilim oldu benim. birini elimle yerine taktım. iç çamaşırına dokunduğumda "hayatımda bu kadar kirlenmiş hissetmedim" cevabını aldım. yılmadım, müzakereci tutumumu korudum. "sadece uyuyalım hiçbir şey yapmayalım" dedim ve sadece uyudum. yaz sıcağında kışlık eşofmanlarla girdim yatağa, isilik oldum. yeri geldi ayaklarımız birbirine değsin diye mücadele verdim.
sonra vay efendim neymiş ikinci olunca rererö. oglum mal mısınız lan?
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
yeni tayin olduğu alayı denetleyen albay, nizamiyedeki bankın başında nöbet tutan iki eri görüp “neden orada nöbet tuttuklarını” sormuş.
“bilmiyoruz komutanım, eski komutanımızın emri ile sürekli bu banka nöbet yazılır” diye cevap vermiş askerler.
merakını yenemeyen albay bir önceki alay komutanını telefonla aramış ve sormuş, “valla bilemiyorum” demiş eski komutan, “epey önceden konulmuş bu nöbet geleneğini biz de devam ettirdik.”
ısrarla üç komutan geriye giderek bu nöbeti ilk koyan 80 yaşındaki emekli general’e ulaşılmış.
“affedersiniz efendim, ben sizin 30 yıl önce başında olduğunuz alayın yeni komutanıyım” diye kendini tanıtmış albay, “nizamiyedeki bir bahçe bankının başında iki tane nöbetçi buldum. bu nöbeti ilk siz koydurmuşsunuz. bu bankın özelliği hakkında bilgi lütfeder misiniz?”
emekli general “nasıl olur?” demiş, “boyası hâlâ kurumamış mı?”
2 ay önce yazan erkeğin başkası ile evlenmesi
kavga etmekten korkan erkek
-
akli başında olan erkektir. küçük yaşlardan beri boks yapıyorum defalarca maça çıktım ülke çapında madalya aldım, sırf antrenmanlarda kafama yediğim yumruğun sayısını bilmem, yumruktan darbeden kavgadan korkacak insan değilim ama ben sokakta kavga etmekten korkarım, burasi türkiye arkadaşlar uyanın. çevreniz kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insanlarla dolu. en ufak tartışmalar, trafikteki dalaşmalar ölümle sonuçlanabiliyor, adam yirmi lira için arkadaşını bıçaklıyor, ne baktın kavgasına insanlar birbirinin gözünü oyuyor. herkeste silah, herkeste bıçak var kimden ne çıkacağı bilinmiyor. bu kadar kendini bilmezin olduğu yerde siz siz olun uzak durun, alttan almak, arkanızı dönüp gitmek size bir şey kaybettirmez.
antonov an-225
-
bildiğim kadarıyla hala dünyadaki en uzun, geniş ve en çok yük taşıyabilen uçak. tek kat dizilimiyle içine koltuklar yerleştirilseydi bildiğim kadarıyla airbus a380 in taşıdığı miktarda yolcuyu taşıyabileceğini duymuştum biryerde ve buna ek olarak devasa kargo bölmesinde wright kardeşlerin ilk uçuşlarını yapmalarına yetecek kadar uzunluk ve yükseklik bulunmaktadır diye okumuştum biryerde. kısacası uçakların şahı, 6 motorlu dev. ön tekeri üzerinde eğilerek yük almayı kolaylaştıran, çok sayıda gövde tekerleği sayesinde sürtünmeyi arttırarak buz kaplı pistlere bile inip kalkmayı mümkün kılan iyi düşünülmüş dev.
tipik almancı davranışları
-
kaldıkları ülkede sol partiye, türkiye'de tayyibe oy vermeleri.
herkesin oruçlu olduğu ofiste yemek yiyen tip
-
dünya'nın kendi etrafında döndüğünü düşünen saygısız bir dinliye dert olmuştur.
teselli etmeyen teselliler
-
üniversite sınavından çıkmış, allak bullak olmuşum, annem kapıda beklemiş, konuşmuyorum, ağlıyorum... ana kız okuldan çıkıyoruz. okulun hemen yakınında park etmiş kamyonlar var, adamın biri kamyondan iniyor, bildiğin kamyon şöförü:
adam-ne ağlıyor bu?
annem-sınavı kötü geçmiş de. (annem de şokta sanırım)
adam-(bana dönüp)- ağzının üzerine bir çakacağım şimdi!
ben- ühüüüüüü. (daha yüksek ağlama sesi)
annem-üzülme bak, adam da dövecek...
24 ağustos 2009 diyarbakırspor fenerbahçe maçı
-
istiklal marşının ıslıklandığı maçtır.
hepsini geçtim, bu pislik taraftarı savunmanınızı geçtim,sahaya atılan kayaları falan da geçtim de arkadaş türkiye'de bir stadda istiklal marşı ıslıklanıyorsa ve siz halen, işte şu maçta şöyle oldu bu maçta böyle oldu falan filan diyorsanız art niyetten başka bir şey aramam.
hadi bana faşist deyin çok mutlu oluyorum.