ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zeki insanların ortak özellikleri
bir kadın susuyorsa yapılması gerekenler
-
susan kadın sevgiliniz ise korkmayın; kocaman sarılın ve öpün ama böyle rastgele öpücükler olacak. önce sizi itelemeye çalışacaktır, sakın bırakmayın erkek adamsınız siz. sonra sakince sizin kollarınıza bırakacaktır kendisini. suratını asmasına ve susmasına neden olan şeyi böyle kedi gibi sakin sakin sanki mırlıyor gibi anlatacaktır.
işte topukla, kaç, sus, bakma diyenleri sakın dinlemeyin. bir kadın susuyorsa kaçmak yapılması gereken son şeydir. bilginize.
bütün köpekleri peşinden koşturan harf
-
(bkz: hava şartları sebebiyle linci erteleyelim)
debe edit:
meraklısı için türk sinemasına dair naçizane inceleme yazılarım.
(bkz: hayallerim aşk'ım ve yeşilçam)
(bkz: türk sineması'nda seri filmler)
(bkz: ticari türk sineması ve kostüme filmler)
(bkz: toplumsal/toplumcu arabesk filmleriyle o. gencebay)
(bkz: türk sinemasında iç göç ve gecekondu sorunsalı)
(bkz: türk sinemasında erkek starlar ve son imparatorlar)
(bkz: türk sinemasında kadın starlar ve son imparatoriçe)
en büyük şaban
kemal sunal filmlerinde natuk baytan ekolü
mutlaka izlenmesi gereken filmler
-
wall-e - distopik ve aşk. güzel ikilem mükemmel sunum. pek severim ben vooliii ve iiiivaaa'yı
spirited away - sırf soundtrackları için bile izlenmeli. ıyi niyet ne güzel şey dedirtir insana ve açgözlülük bence en büyük günah
wuthering heights - zaten klasik bir film, rüyalarınıza girebilecek mükemmel manzaralara sahip, içeriğine hiç girmiyorum
jagten - çamuru at izi kalsın cinsinden, bakış açımızı değiştirebilecek bir film
up - aşk, sen nelere kadirsin dedirtir. ele ayağa düşmesine bakmayın izleyin mutlaka
amelie - gülümsetir, hayata bakışını güzelleştirir. bu kulvardaki en başarılı filmdir bence
life is beautiful - bu anlatılmaz, pek duyguludur. filmin sonuna kadar adamın gülüşü aklınızda yer eder, filmden sonra, o kadar ıstıraba rağmen en çok o gülüşü hatırlarsınız
the green mile - klasik stephen king tarzı film. ben bu adamı çok seviyorum ama tanımlayamıyorum her seferinde ama izleyin mutlaka
the pursuit of happiness - bir babanın oğluyla beraber yaşam savaşı
ı am sam - izleyemeyebilirsiniz, biraz durgun bir film, ama herkesin öğrenecek ve öğretecek bir şeyleri mutlaka vardır
intouchables - nedense bana 'tanrı daima tebdili kıyafet gezer' romanını hatırlatıyor. gözleriniz doluyken kahkaha attıracak bir film
guzaarish - ötenazi ile alakalı bir hint film
life in a day - gerçek basit yaşamlardan alınan minicik görüntülerle oluşturulan bir film. o kadar güzel ki; hatta bence bu listenin başı olabilir.
tangled - bir gün moraliniz bozuksa ve sihirli bir değnek olsa da mutlu olsam derseniz bu animasyonu izleyebilirsiniz, emin olun işe yarayacak
man from earth tek bir falsosu olan süper film. izleyince fark edersiniz zaten spoiler vermeyeyim şimdi
edward scissorhands sevgi pıtırcığı film
requiem for a dream
equilibrium- bana göre en iyi distopik filmdir
my sister's keeperduygusal biri olmamama rağmen beni zırıl zırıl ağlatmıştır. hastalık konusunda zaafım olması da beni bu konuda daha hassas bir konuma getirdi muhtemelen. empati konusunda başarılı bir film olduğunu düşünüyorum yada dediğim gibi ben bu konuda fazla hassas olduğumdan empatiyi fazla kullnamış da olabilirim; velhasıl kelam güzel işte izleyin
dead poets society - çok önceleri izlemiştim, 12 seneden fazla olmuş olabilir ben bu filmi izleyeli hatta ama hala aklımda kırıntıları var. bu aralar yeniden izlemeye ben de niyetliyim
the book thief - nazi almanyası dönemini anlatan son dönemin etkili filmlerinden
big miracle - istenirse ne de güzel şeyler yapılabilir; inat her zaman kötü değildir.
ve tabii ki lotr
bazı filmler izlenir, keyiflidir; sonrasında unutur gidersiniz. sadece ~100 dakika aldığınız keyifle kalırsınız, kritik yapmaya bile ihtiyaç duymazsınız
ama bazı filmler beyninizde yer eder, hatırladıkça düşünürsünüz yada gülümsersiniz yada hüzünlenirsiniz, bazen anlamlandırmaya çalışırsınız. bu filmler benim için ikinci kategoride.
hayattaki küçük mutluluklar
-
sabahları, burnunuzun dibine kadar sokulduktan sonra gözlerinizin içine bakarak "baba uyandık mı? " diye soran üç buçuk yaşında sarı kafalı bir oğlan çocuğu.
ardından "henüz uyanmadık oğlum" deyip, yarım saat daha sarılarak uyumak; hayattaki küçük mutlulukların en değerli bonusu.
sözlükçülerin kazıklanma hikayeleri
-
unutamadıklarım no:5
yıl 1998, lise 3'teyim. para biriktirmişim ve playstation alacağım. normalde anadolu çocuğuyuz ama sırf playstation almak için istanbul'a gelmişim. doğubank'a nasıl gideceğim ezberimde. galata köprüsünde yürüyorum. boyacının biri "birader bir bakar mısın" dedi. azıcık istanbul tecrübesi olan birisi boyacıların frekansından gelecek tüm yayınları filtrelemesi ve reddetmesi gerektiğini bilir ama dedim ya, anadolu çocuğuyuz, safız.
- efendim?
+ ayakkabın çok kirli, gel bi tozunu alayım.
- yok istemem.
+ ya gel, benden, ikramım.
tabi tozunu almaz sadece, azıcık da boya sürer. işlem esnasında da hapisten yeni çıktığını, adam bıçaklayıp öldürdüğünü falan anlatıp beni korkutur. ne kadar verdiğimi net hatırlamıyorum ama şöyle söyleyeyim, ayakkabı boyamak 10 tl ise ben 100 tl vermişimdir bu eşkiyaya. her mal gibi beni tartaklamadığı için bir de teşekkür edip yoluma devam ederken ikinci bir boyacı "kardeş bir baksana" diye seslendi. ve arkadan o muhteşem bağırış geldi: "ahmeeet, bırak bırak ben aldım!".
otobüs ani fren yapınca mirkete dönüşmek
-
çapraz evrimdir. niye fren yapıldığını öğrenmek için bel dik hale getirilir kafa yukarı kaldırılır ve sağ sol yönünde hareket ettirilir. merak giderildikten sonra tekrar insan formuna geri dönülür.
beyaz futbol
-
rasim ozan: burada 2 milli futbolcu, 1 milli hakem bir de milli sunucu var.
ahmet çakar: bir de milli troll.
:)
padişahlığı geri istiyoruz
türkiye'de kahvaltı kültürünün içler acısı olması
-
henüz yurt dışında kahvaltı yapmak zorunda kalmamış veya yurt dışından gelen arkadaşlarına türkiye'de kahvaltı yaptırmamış insanın içi boş düşüncesidir. reçelinden peynirine, sucuğundan kaşarına, yumurta çeşitlerinden zeytin türevlerine kadar uçsuz bucaksız bir mutfağa sahiptir türk kahvaltısı.
biz almanlar gibi bir dilim ekmeğin üstüne her şeyi boca etmeyiz. ingilizler gibi sabah sabah kuru fasülye yemeyiz. fransızlar gibi günün en güzel öğününü bir kahve bir kruvasanla geçiştirmeyiz. şişko amerikalılar gibi corn flakes'e abanmayız. afrikadan meksikadan bahsetmiyorum bile. dünya üzerinde türkler kadar kaliteli kahvaltı yapan & hazırlayan başka bir millet ben henüz görmedim, duymadım.
son olarak... van kahvaltısı ulan!
edit: imla