hesabın var mı? giriş yap

  • bunu benim peder de diyordu. bakın bunlar aptallıktır. ilhan kesici dediğin adam iyi bir devlet adamı olabilir. bürokrattır ama o kadar. meydanda kimse ilhan kesiciyi tanımaz. rtenin karşısında durabilecek bir adam değildir kendisi. mizacı uymaz.

    memleketin dişli bir adaya ihtiyacı var. ilhan kesici bu değil. sokağa insen 10 kişiden 9u 100 kişiden 99u bilmez kendisini.

    edit: ayrıca bu adam 1994te zaten ibb seçiminde rteye yenilmişti. bu bile kullanılır.

  • [altmışlardan devam edeceğim.]

    vibrafon, altmışlarda bu müziğe -yani caza- daha derinden girmişti. norvo ya da hampton'ın vibrafonun bir şekilde içinde olduğu -harikulâde olmakla birlikte kayıt kalitesinin de vibrato için yeterince olumlu olmayışıyla geride kalan- kayıtlarının ardından devir milt jackson'ın john lewis'le kurduğu ve oldukça ana-akım üzerinden gidip "insanlara cazı sevdirmeliyiz, üstelik bunu yaparken klasik müziği de irdelemeliyiz" başarısız-popülizmi üzerinden yürüyerek avrupa'yı fetheden (evet, ne yazık ki avrupalılar halen mainstream caza bayyyılıyor!) modern jazz quartet'i ve esaslı olarak yeni yenişen birkaç büyük ustayı yüceltiyordu.

    doğu yakasında, yirmilerinin başında tüm harmonic scale'lara hakim olmuş; akıcılık ve hızla beraber şahane bir artikülasyona sahip bobby hutcherson blue note recordings'in "temel vibrafoncusu"ydu. [aslında -muhtemelen- teknik olarak da, vizyon olarak da tarihin bir diğer usta vibrafoncusu walt dickerson da aynı dönemde yüceliyor ve yükseliyordu. ancak dickerson'ın seçimleri daha çok aacm üzerinden black music, well-educated black people, bpp vs. ile olunca "caz medyası"nın uzağında kaldı. iyi mi oldu? pek iyi oldu hem de! sun ra ile ne güzel eserler kaydettiler, akla-hayale gelmedik işlere imza attılar. dickerson özetle; avant-garde kalarak dipte ve derinde yer elde etti.] hutcherson'ın sade ve tane tane ballad yorumlarından en saldırgan uptempolardaki kendinden emin out çalışları ve hiçbir zaman başarısızlık emaresi göstermeyen gözükaralığı vibrafoncular arasında zirveye adım adım çıkmasının tonla sebebinden birkaçıydı. halen -birtakım sağlık sorunları nedenli eskisi gibi olmasa da-akıcılığı ve şaşırtıcılığı bakidir. "buz gibi" çalar.

    batı yakasındaysa kendini eğiten, dört malletı da aktif olarak kullanarak bill evans'ın piyanodaki yansımasına sahip gary burton henüz reşit değilken bile muazzam işlere imza atmış, on sekizinde ilk solo albümünü çıkarmıştı ve stan getz'in sidemani olarak çalıyordu. burton tarihteki teknik olarak en üst düzeydeki -bilinenler içinde- vibrafoncu olduğu halde 1960'ların sonundan itibaren ecm bünyesinde kaydettiği kayıtları ve sonraki albümlerinde mainstream besteler ve popüler müzik referanslarıyla "caz" kalitesini oldukça bozdu. kendi bestelerinin de oldukça başarısız ve kuru olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. ancak belirttiği üzere, tekniği dört başı mâmur düzeyde, fevkaladedir. halen aktif olarak kendi "yeni dörtlüsüyle" çalmakta ve yeni albümler kaydetmektedir.

  • iki sıra normal merdiven arasında yer alan rampadır. yani engelli bir vatandaşın bu rampaya ulaşması için önce normal bir merdiveni kullanması ardından da dışarı çıkabilmek için bu rampanın ardından bir normal merdiven daha kullanması gerekmektedir.

    şimdi hangi aklı evvel bunu tasarladı, kim buna onay verdi diye sormanın gereği yok. burayı tırmanıp özdilek avm'nin önüner çıkınca sizi hemen saray muhallebicisi karşılamıyor mu? işte o zaman anlıyorsunuz kimin işi olduğunu.

    belediyelerin engelli vatandaşlar için yaptığı göstermelik icraatların sonu gelmeyecek sanırım. boşa harcadığınız paralar haram olsun amk.

  • üzülmeyi, işletmeyi kınamayı denedim ama olmuyor be... bir beach cluba girmek için araya tanıdık sokmak nedir ya, üstüne bir de 2500 tl para bayılarak! çok mu önemli yahu oraya girmek, anlamadım ki? ve, bu kadar para verip üzerine bir de araya adam sokmanız gerekiyorsa oraya giriş için, o işletmenin de böyle body shaming yapmasını doğal karşılamanız gerekiyor diye düşündüm, şımartan sizin gibiler...

  • aq müptezeli yalandan hırlarken "ay bırakın nefes alsın adam" diyen tuzu kuru ablalara a101 çalışanının verdiği "çaldığı şeylerin parası senden mi çıkıyor?" cevabı üzmüştür.
    insani koşullarda çalıştırılmayan zincir market çalışanları kasada açık verme korkusunun yanında bir de böyle itle kopukla uğraşmak zorundalar.

  • başlık: beyin göcünde araya kaynadim amk simdi nasadayim

    entry: lise terk halimle beyin göçü yapan tayfaya katıldım. nasa'da büyük bir ekrandan giriyom sözlüğe.
    müdür geliyor, uzayı açıyorum.

  • bunun normal bir açıklaması yok. muhtemelen rte hapse girdiğinde bir gece kendi kendine "bu ülkenin ağzına sıçacam, görecekler" diye söz verdi. kendi ülkesine kin ve nefret duymayan biri şu vaziyet karşısında 1 saniye bile beklemeden seçim kararı alır.

  • gezi'nin yıl dönümünde bu fotoğrafı paylaşmış. emri vereni zaten biliyorduk, destekleyenleri de teker teker not ediyoruz. gezi üç yaşında arda, gezi büyüyecek; ali ismail hep on dokuzunda, berkin hep on dördünde kalacak. ve sen hangi takımda oynarsan oyna büyüyemeyip küçüleceksin.

  • sanıyorum yeryüzündeki koca sahibi tek kadın. bu kadar abartmasının başka bir açıklaması olamaz çünkü. iki lafından biri kocam da kocam. allah sana bağışlasın bacım ne diyelim.

  • adeta "neden evlenmeyin" minvalinde listeler dönüyor. sadece masraf değil, aynı zamanda ne tip insanların evlendiğini görmek açısından da.