ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
17 kasım 1922 vahdettin'in topuklaması
-
bugün 100. sene-i devriyesidir...
"maatteessüf şimdi makamı hilâfet ve saltanatı işgal eden bu zat, bu millet ve memleket için hain bir adamdır. müsaade buyurunuz beyim. hain bir adamdır. " mustafa kemal atatürk
anneanne evindeki 30 kiloluk beton yorgan
-
bugun ince ve uzunsam, bu yorgana borcluyum.
çin'de bulunan 3300 yıllık pantolon
-
çin malıdır.
kim bilir neyin taklidi.
doktor hasta diyalogları
-
altı yaşında şımarık bir velet... muayenesini yaptım. ilaçlarını yazarken bi türlü durmuyor. türlü şımarıklıklar yapıyor.
ben: hişş, uslu dur.
anne: doktor amca iğne yazar bak, uslu dur oğlum.
azıcık durur gibi oldu, yine bozdu.
ben: iğne yazıcam haa...
velet: şaka yaptığını biliyom ki...
ben: afferim bee... yemedin haa... süpersin...
velet: yemem ki...
ilaçları yazdım. annesine nasıl kullanılacağını anlattım ve ifadesiz bir suratla:
ben: iğneyi de karşı odaya geçiyosunuz, hemşire hanıma yaptırıyosunuz.
anne: (şaşkınlıkla) iğne mi yazdınız doktor bey???
ben: evet, iki saattir ne diyorum?
velet: (dolu gözlerle) neee??? iğne miii???
ben: (elimi velede doğru yumruk yaparak) yaaa, nası yediiiiin!!!
anne: ben bile yedim doktor bey!
ben: nihohahhaaa...
akit'in gezi direnişine katılan ünlüleri fişlemesi
-
geziye katılan onurlu insanları unutmamak için bir liste gerekliydi. yayın hayatı boyunca en faydalı işe imza atmıştır.
teşekkürler akit.
binali yıldırım'ın 11 bin 109 oyunun çalınması
-
ekrem imamoğlunun da ortalama 8 bin küsür oyu çalındığı için çok da önemli değil...
youtube videodan önce beş reklam gösterecek
-
bence reklamları izleyelim, youtube videoları araya girsin.
a 101
-
her iş çıkışı sonrası, illa bi a101’e uğrar; öyle eve giderim. bugün de perşembe olduğundan uğrayayım dedim. bilgisayar kampanyasını biliyorum ve bana yâr olmayacağını bildiğimden, alma düşüncesine bile girmedim.
neyse, salına salına yürürken, bizim çengelköy şubesinin depo kapısı, hemen arka taraftadır. şube müdürü, battaniyeye sarılmış iki kutu ile çıktı depodan. şöyle takip ettim çıkışını ve örtüyü açınca hooop iki adet lenovo bilgisayar :)
şaşırdım mı? tabii ki hayır... sistem böyle maalesef. adalet, hak, görgü, ahlak, erdem... bunları “ucuzluk” markette bekleyip de üzmeyin kendinizi...
tanım: müşteri alsın diye numunelik gönderilen kampanya ürününü, battaniye ile dükkandan çıkartan müdürlere sahip marketler zinciridir... fazlası var; eksiği yok...
eşinden fazla maaş alan kadının boşanmak istemesi
-
bir tanıdığım, evlendiklerinden çok kısa süre sonra eşi işsiz kaldı ve uzun yıllar dikiş tutturamadı. kadın çalışıp evi geçindirirken adam da evi içeride her türlü çekip çevirdi, çocuğa da adam baktı. minimum 15 yıllık bir dikiş tutturamamadan bahsediyorum, boşanmadılar. çünkü adam evin içinde dikiş tutturdu. alma verme dengesi bir şekilde sağlandı eşler arasında. gold digger olmayan ortalama insaniyette bir kadın, kazancınız kadar ev içi emeğinizi hesaba katar. yoksa kadın hem evi ağırlıklı olarak geçindirip hem adamın donunu yıkayacak, gömleğini ütüleyecek evi çekip çevirecek, işten gelip yemeği düşünecek, o evlilik değil kölelik kusura bakmayın. kadınları maddiyatçılıkla suçlarken denklemin içine sarf ettikleri ev içi emeği koyduğunuzda birçok şey yerine oturacak.
sadece almanya'da yaşanabilen olaylar
-
market isleten turk amcamin alisverise gelen almani isaret edip, ciragina turistle ilgilensene demesi.