hesabın var mı? giriş yap

  • temel çok güzel bir rus kadınıyla evlenen dursunun karısına kafayı takmış. ne yapsam da bu kadınla birlikte olsam diye içi içini yiyormuş.
    bir gün temel dayanamayıp eva'nın yanına gitmiş;
    temel: senden çok hoşlandım seninle birlikte olmak istiyorum demiş :
    eva: hay hay neden olmasın ama 100 dolarını alırım. müsait olunca ben seni ararım gelirsin demiş.
    ertesi gün eva,dursun işe gittikten sonra temeli aramış;
    -100 doların hazırsa hemen gel demiş:
    temel, "hazır hazır, hemen geliyorum" cevabını vermiş
    temel 100 dolari evaya verdikten sonra işi bitirmişler ve temel evden çıkıp gitmiş.
    akşam dursun eve geldiğinde;
    dursun: hanım temel bugün buraya geldi mi ?
    eva: şeyyyy...geldiiii dursunnnn.....
    dursun: peki sana 100 dolar verdimi.
    eva: şeyyy dursunnnn beni dinleee...şeyyy verdiiiii......
    dursun; temel sabah koştur koştur yanıma geldi, " dursun bana acil 100 dolar
    lazım öğleden sonra size uğrar yengeye bırakırım" dedi....
    ula bu temel çok dürüst adam ya...!!!!!!

  • hilmi malzemeden çalan hırsız müteahhit gibi . çük gibi bi bina yaptı sonunda yıkıldı.
    ama hasan hırsızlık nedir bilmedi. koca plazayı dikti adaya.
    sonuç: çabuk kazanmak için hırsızlık yapmayın kaybedersiniz
    debe: herkesin ulusal egemenlik ve çocuk bayramı kutlu olsun. ulusal egemenliğimiz daim olsun.

  • askeri bir terimdir. harekatın gerçekleşeceği günü sembolize eden bir terim olarak kullanılır. harekatın tarihi değişse de harekatın gerçekleşeceği günü temsil eder.

    normandiya çıkarması ile özdeşleştiği için bu çıkarmanın ikinci bir ismi gibi bilinmesi çok doğaldır zira daha sonra hiçbir harekatta d-day terimi kullanılmamıştır. öte yandan okinawa'nın işgali için l-day, general douglas macarthur'un leyte işgali için ise a-day tabirleri kullanılmıştır.

    (bkz: good day commander)

  • çocuk varsa en hızlı ve sakin şekilde boşanın. ama boşandığınız insana çirkinlik yapmayın, saygılı olun. çocuğunuzun ebeveynine saygı gösterin ve onu çocuğunuzun hayatındaki tüm önemli günlerde göreceğinizi unutmayın. bunu aklı başında insanlara söylüyorum. tabii ki boşanıp çocuğunu bir daha görmeyen veya karşı tarafı boğup bunaltıp çocuktan uzaklaşmak zorunda bırakan tipler çok bu ülkede. allah ıslah etsin.

    boşanmış aile çocukları sorunlu oluyor diyorlar. benim aile nispeten iyi boşandı, sonrasında bana hiç bir aşamada sorun çıkarmadılar, sorunsuz evlendim, allah razı olsun. ben de konuştuğu kişiye huzur veren dünya sakini bir insanım. sorunlarım var mı var, merhamet yorgunluğu, sosyalfobi vs ama beni de çevremi de öldüren şeyler değil. eşimin ailesi de boşanık, o da şeker gibi bir insan. evladım da sakin huzurlu bir evde büyüyor şükür.

    problemli olanlar ailesi insan gibi boşanmamış, bir sürü ailevi kriz yaşamış ve muhtemelen halen yaşamaya devam eden insanlar.

    çocuklar duymasın dizisi gibi mutfakta kavga ediyoruz, saf yavrularımız hiç farketmiyor lay lay diye bir şey yok. o çocuğun tüm dünyası sizsiniz, kaşınızın açısı değişince ruh halinizi anlıyorlar. birbirinden nefret eden, sürekli kavga eden iki ebeveyn ile yaşayacak ve sadece bir arada oldukları için mutlu olacak, öyle mi? çocuğunuzun ne kadar gerizekalı olduğunu sanıyorsunuz, sorması ayıp? benimkiler boşanma işini 10 sene geciktirdi kardeşim küçük diye. 10 sene kardeşim de ben de delirecektik, boşandıklarında bayram yaptık. hala derim hayatımda başıma gelen en iyi şeydi o boşanma.

    bu arada eşinizi sevmiyorsanız çocuğunuza eziyet etmeyin, insan olun insan. gerizekalı sen yaptın o çocuğu, sen. yanlış insanla yaptı isen o da senin aptallığın, çocuğun seçme şansı var mıydı? ona eziyet etmeden önce dön aynaya "sen eşini düzgün seçemeden çocuk yapan bir gerizekalısın" de, hafiflersin. ağır mı oldu? bu tiplere az bile. tabii ki herkes hata yapabilir ama o hatanın sonucunda çocuk olmuşsa paşa paşa hatanı kabullenip çocuğu rahat bırakacaksın. yaşanan hiçbir şey onun suçu değil. günahsız evlada anne veya babasının günahlarını yüklemeyin, akıllı olun.

    sonuç olarak, çocuk varsa boşanın ama edeple boşanın. evladınızın anne - babasına kötü söz etmeyin, kötülemeyin. hata gözüyle bakmayın, evlat olmuş yahu. birinin tüm varlığına hata demek ne ayıp. benim annem babamdan ne dayaklar yedi, ne eziyet çekti. "hiçbir şeyden pişman değilim çünkü siz oldunuz" der. babam için tek acı söz etmez. babam öyle değildi, o anneme demediğini bırakmadı, şimdi durdu ama başta beni çok doldurmuştu, anneme saygısızlık etmeme sebep olmuştu. bilin bakalım şimdi hangisi ile daha çok görüşüyorum? aralarında ne geçtiği beni ilgilendirmiyor. belki babam kızmakta haklıdır ama ben evladım, eşler arasında geçenler beni ilgilendirmiyor. kızmış, gereğini yapıp boşanmışsın zaten, onunla ilişkin bitmiş. bu kadın benim %50 genetiğimin geldiği insan, bana can veren insan. bana sevgin saygın varsa anneme saygısızlık etmezsin.

    edit : çok yazdım ama doluyum. ben bu milletin ergen kafasından, olaylı ilişki ve olaylı boşanmalarından tiksiniyorum. belki sözlük okuyan üç beş kişiyi birazcık eğitmek konusunda katkım olursa, çok büyük kazanç. size evladın hissettiği çaresizliği göstermeye çalışıyorum. kendi suçu günahı olmayan konularda suçlanmanın nasıl bir şey olduğunu. siz bir yanlış yaptınız, o ise bu yanlışın içine doğmuş. hayal edebiliyor musunuz bir yanlışın içine doğmak nasıl bir şey? o evde doğmak onun seçtiği bir şey değil, gidecek hiçbir yeri de yok. olsa keşke ama yok. akşam okuldan gelirken, eve döndüğü için mutlu olsun evladınız, huzurlu bir yuvası olsun, varsın ebeveynin teki orada olmasın.

  • süleyman demirel anlatıyor;

    "39 yaşında başbakan oldum. ana muhalefet lideri ismet inönü idi. yeminle söylüyorum, onunla görüşmeye giderken dizlerim titrerdi. ben alt tarafı çoban sülü, o ise garp cephesi kumandanı, cumhuriyet’in ikinci adamı idi..."

    seçimlerden %50 oy alarak başbakan olan demirel, meclisin ilk günü meclis binasında ismet inönü ile karşılaşır. inönü sorar;

    "meclisin kaç merdiveni var, süleyman biliyor musun?"

    "bilmiyorum!" diye cevap verir, demirel.

    beklemediği bir soruyu yanıtsız bırakan demirel içten içe bozulmuştur. birkaç gün sonra yine mecliste inönü'nün yanına giden demirel kulağına eğilerek;

    "efendim, meclisin 220 merdiveni var!" der.

    "kime saydırdın?" diye sorar inönü.

    "bizzat ben saydım efendim!" der, demirel.

    ve bunun üzerine inönü'den tarihi bir söz duyar;

    "bak süleyman, lider odur ki zor işlerle uğraşsın. lider basit işleri kendi yapmaz. bak mesela ben meclisin kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum. sana saydırdım..."

  • az önce reklamda gördüğüm kampanya.

    eski iphone 4 yada 4s'ini getirene 360 tl peşinat sayıp iphone 5 veriyormuş 24 ay taksitle.

    4s'ini bana getiren olursa 450 veririm.
    beni görmeden vodafone'na gitmeyin sakın.