hesabın var mı? giriş yap

  • siz olayı yanlış anlamissiniz arkadaslar. vergi veriyorsunuz, devlet de jest olarak size sigara hediye ediyor. daha neyin tatavasini yapıyorsunuz anlamadım.

  • erkek arkadaşıyla öpüşürken yanlarında mazlum mazlum duran sap eleman bizi temsil ediyor. kesin ekşi sözlük yazarı.

  • kadın haklı amk. aldatma muhabbetini falan geçtim, yatakta gördüğün ve kadın sandığın şeyi bir çeviriyorsun, surat ifadesi :o

    yeminle kafa atarım!!111!!

  • az uyarıcı madde içerdiğinden içmesi hafif olan çay türü. ancak hakkındaki yeşil çaydan iyidir, güzeldir yazıları hep pazarlama firmalarının sitelerinde yazmakta. dolayısıyla tarafsız ve kesin doğru demek saflık olur. tarafsız bir yazı pek yok. dolayısıyla bu kadar parayı bu çaya vermemiz için geçerli bir neden bulmaya çalıştım. basit ve kısa akıl yürütmesi yaparsak: çay için "polifenolleri (antioksidanın bir türü) yüksek miktarda içeren ender maddelerden biridir" sözünü doğru kabul ederek polifenolün ne olduğuna baktığımızda şu ifade görüyoruz " polifenoller genelde bitkilerde bulunur ve bitkilerin renklenmelerinden, örneğin sonbahardaki yaprak renklerinden sorumludurlar.". ee peki beyaz çay ne zaman ve nasıl elde ediliyor? daha bitki tomurcuk açarken ve en saf halinde. yani içinde doğru dürüst aktioksidan falan oluşmamışken. dolayısıyla vardığım sonuca göre beyaz çay yeni bir moda içecekten ötesi değil. yeşil çay nasıl ki faydalı ama mucize falan da diyemeyiz. beyaz çay bence ondan da daha zayıf bir mucize.

  • polonya bu istediğinde ciddiyse de maalesef pek olası bir talep değil.
    her şeyden önce polonya bir doğu bloğu, bir demir perde ülkesi. ab'den çıkmak demek slav bir doğu avrupa ülkesi için rusya güdümüne girme riski demektir. polonya ikinci dünya savaşı'nda çok kayıp verdiği ve almanlardan çok çektiği için savaş sonrasında fransa'ya yanlayan, acı dolu, hüzünlü, içine kapanık bir ülke. 2000'lerde polonya'nın fransa sevdası britanya sevdasına dönüştü. günümüzde irlanda ve ingiltere'de yerleşik bir sürü polonya vatandaşı var. ülke ab'ye girdiğinde serbest dolaşım hakkını sırt çantasıyla kapıda bekledi bu insanlar (belarus ülkelerinin, romanya'nın, bulgaristan'ın vatandaşları da öyle), serbest dolaşım gelir gelmez soluğu londra'da aldılar. ve avrupa sanayiine ucuz ve yasal işgücü olarak katıldılar.
    ancak polonya benzerlerinden farklı olarak tarımsal atılımlar yaptı, avrupa birliği fonlarını ziraat alanında iyi kullandı ve bu konuda kendini aştı.
    koyu katolisizm ve ırkçılık yüzünden vatandaşların gazını aldıklarını düşünüyorum. kürtajı yasaklıyorlar mesela, kadınlar gidip çekya'da kürtaj oluyor. bu tür pratik kolaylıklardan vazgeçmezler. rusya'ya da yaklaşmak istemezler. eğitimsiz çoğunluğu hoş tutmak için arada esip gürlemek lazım sadece.

  • hangi yılda imal edildiği, kimin sadakası olduğu, peş peşe modernizasyon paketleri falan, bunlara takılmamak lazım. daha önemli bir husus var.

    ilkesel bazda öncelik sıralamasını açıklıyorum:

    "ilk önce tankın, techizatın ve harekat merkezin en son model olacak, ondan sonra makam araban ve özel uçağın ve sarayın."

    sıralamayı şaşırırsan mazallah vatan toprağından tası tarağı toplayıp kaçarsın, geride ne araban kalır, ne uçağın ne sarayın.

    .

  • buradan bir şey çıkmaz,

    peygambere hakaret etmemiş sonuçta,

    bazıları ülkenin kurucusuna hakaret ederken, bir şey olmuyor da ...

    yoldan geçen, 1000 kişiye sor 2 kişi bilmez mus'ab bin umeyr kimdir diye. buradan halkı nasıl kin ve düşmanlığa teşvik edeceği, düşünülür ?