hesabın var mı? giriş yap

  • kaçırdığı golden sonra 16. yy'daki atalarına kadar sövdüğüm adam. attığı golden sonra da 16.yy'a kadarki bütün atalarının taşaklarını öperek özür diledim onlardan.

  • cm 4'de takımdaki 3 adet emre takımı sırtlayıp şampiyon yapması, bende emreler futboldan çakıyor hissiyatı yaratmıştı. ertesi sezon kadroda revizyon yaptım herkesi sattım ne kadar emre varsa doldurdum takıma. bu muhteşem proje emrelerin aslında o kadar da emre olmamasıyla hüsrana uğradı. ligi dokuzuncu bitirdim. iki isimli emrelerin performansı tek isimli emrelerden kötü olması gibi değerli bi veriyi kafaya attım. içim rahat.
    edit: aynı sistemi ibrahimlerle uygulamaya çalışan bir yazarla yaptığımız mutabakat sonucu, emrelerin iyi futbolcular olduğu fakat aralarından kaleci çıkmadığı konusunda hemfikir olduk.

  • güncelleme: araç bulundu açıklama bu entryde #138888649

    çalınma anı6 ocak 2022 gece evimden anahtarı alınarak büyükçekmece ilçesinden çalınan aracım için instagram'dan yaptırdığım paylaşım sonrası hollanda kodlu bir numara ulaştı ve benim aracımın videosunu çekip bana gönderdi. tam 40 bin türk lirası verirsen arabanı alırsın dedi. polisi karıştırırsan sıkıntı yaşarsın dedi. 40 gündür bak emniyet bulamıyor parayı getir aramızda çözelim işi dedi. parçalanırsa vidasını bile bulamazsın gibi söylemlerde bulundu. tabi elden alıcak kadar keriz değil farklı mafya gruplarını araya koy dedi. param garanti olsun bende yakalanmayayım düşüncesinde şuan.

    bundan haftalar önce bana instagram'dan da ulaşmıştı hırsız, yine aynı şekilde para talebinde bulundu. istanbul emniyeti'nde tüm kayıtlar olmasına rağmen 6 ocak'tan beri ne hırsızlar var ne de ortada araba var. 3 hafta önce benim ogs ile köprüden, 1 hafta önce benim ogs ile otoyoldan geçtiler o kadar rahatlar. benim araçla hırsızlıklar yaptılar. hırsız beni whatsapptan sesli bile aradı. allah kimseyi bu hallere düşürmesin düşerseniz işte durum budur. arabaya benzini döküp yakacak kafaya ulaştım şuan ve hatta hırsızları bir yerde tutsam kendi adaletimi sağlayacak uç noktadayım.

    hırsızı bi kapıdan sokup diğer kapıdan çıkartan adaletimize hakkımı da helal etmiyorum. kanunları ve bir şeyleri değiştirmeye davet ediyorum kendilerini.

    aracım seat toledo marka beyaz renk. şuan üzerinde farklı bir plaka takılı. ön kaputta şöyle derin bir çizik var şüpheli olan sürekli aynı yerde duran belirsiz bir araç gören olursa emniyete bildirirse çok mutlu olurum değerli dostlar.

    şuan internetten adalet arıyorum dostlar lütfen yorumlarınızı, desteğinizi esirgemeyin çok sağolun.

    seataracım

    çizikönkaput

    hırsızlar instagramda 200k takipçisi olan hesabı ve farklı hesapları takip ediyorlar. burada çalıntı paylaşımı yaptırtan mağdurların numaralarına ulaşıp para koparıyorlar, bu yolla sayısız insanın parasını aldılar malesef ve durduran yok çok rahatlar. şimdiden yorumlarıyla destek veren değerli ekşisözlük üyesi tüm dostlara sonsuz teşekkürler ediyorum. böyle çaresiz kaldığım bir dönemde bana destek olan dostlar büyük, küçük fark etmez çaresizlik çok zor hepinizin ellerinden öperim. bizler durumu belli insanlarız o arabayı alacak parayı 10 senede toplayamam, annem kıyamazdım kapısını sert örtmezdim deyip 60 yaşında kadın evde ağlıyor, başka alacak güç yok ayrı, emekleri gitmiş ayrı üzgünüz böyle haftalardır zor rezil bir süreç yaşıyoruz.

    konuşmarda hırsız olayı başkası çaldı şeklinde dümene çeviriyor veya gerçekten başkasında bu adi herifte aracılıktan bu şekilde mağdurları bulup kazanç kapısı elde etmiş. videodaki araç çizikleriyle her şeyiyle bana ait.

    ayrıca hırsız, dayımla instagram'dan sesli konuşmuştu. dayım ona bir isim söyledi aralarında uzun konuşma oldu ondan dolayı da ben yabancı değilim diyor ve orhan abiyi aracı yap diyor.

    ---8 senedir ekşideyim ben dün gelmedim. hayatımın en çaresiz dönemindeyim sizlerden destek bekliyorum lütfen dostlar.---
    whatsapp1
    whatsapp2
    whatsapp3
    whatsapp4
    whatsapp5
    whatsapp6
    whatsapp7
    whatsapp8

    twitter destek paylaşımımı rt yaparak lütfen daha çok yere ulaştırabilmem için desteklerinizi bekliyorum.

    **şuan şebeke bunlar muhtemelen ve bana kinlenme ihtimalleri yüksek evimi de biliyorlar artık kendimi korumak için gereken tedbiri de almam şart.

    **hırsız sağa sola ateş ediyorlar hiçbişey yapamazsın demişti bana instagramdan konuştuğumuz dönemde. ayrıca tuzladaki soygunda kameraya silah gösterip yere şırınga falan atmışlardı oradaki kişiyle konuştum. artık sadece araba değil bizde allaha emanetiz.

    ***buradan ülkemiz yetkililerine bu rahatlığı hırsızlara vererek cesaret verdiği için hakkımı helal etmiyorum. bizi sahipsiz ve çaresiz bıraktıkları içinde etmiyorum. aynı şekilde yetersiz cezalarla bu mikropları azdıranlara yine helal etmiyorum. şuanki sonucun cevapları şunlardır; hırsız için, bende yapayım nasıl olsa bir cacık olmuyor. vatandaş içinse cevabı şudur, parayı ver aracını kurtar yoksa bir 'cacık' olmaz. sigorta şirketleri içinde bayramdır, çünkü bu ülkede kaskosuz araba = yürüyen bombadır.

  • evlenmeden önce istisnasız bütün evli tanıdıklarım "evlenme" diyordu. evlendim.

    şimdi bekar bütün tanıdıklarıma "evlenme" diyorum. biliyorum onlar da evlenecekler.

    bu evlenecek olanlar da zamanı gelince başkalarına "evlenme" diyecekler. bunu da biliyorum.

    garip bir döngü var, bu konunun üzerine gidilmesi lazım.

  • isim,soyadımın baş harfleri kkk'dır.askere başladığınızda askeriye size bazı malzemeleri verir.bunun içinde terlikte vardır.terliği ilk aldığımda şaşkına dönmüştüm.üzerinde ismimin ve soyadımın baş harfleri yazıyordu.kkk! vay be askeriyeye bak herkese özel iş yapmış.sonra baktım herkeste aynı.şükür ki bu mallık süreci 3-5 dakika sürdü.hep derlerdi arkadaşlarım nizamiye kapısından girdiğin an mallaşırsın diye.

  • ios benzerini arayanlar earthquake network adli uygulamaya bakabilirler. ayrica,

    (bkz: deprem erken uyarı sistemi)

    hadi üşenmeyelim, az buçuk açıklayalım. deprem belli bir merkezden (bkz: epicenter) dalgalar halinde yayılarak hareket eder. merkeze yakın yerlerden sismik veri (sismograf ağları) toplarsan depremi tespit edip dalganın henüz ulaşmadığı yerleri uyarabilirsin. telekomunikasyon deprem dalgasından hızlıdır. uyarı saniyelerle sınırlıdır (merkezden çok uzaksan dakikalarla, ama uzaksan depremin etkisi de azalacaktır zaten).

    ayrıca akıllı telefonlar da sismograf gibi kullanılabilen cihazlardır. dolayısıyla alternatif bir sismik ağ oluştururlar.

    hemen edit: bir de depremin içeriğinde p dalgası, s dalgası farkı vardır. p dalgası önden gider, s dalgası sonradan gelir. esas zararlı etkileri olan s dalgası olunca, p’yi tespit edip s’ye göre vaziyet almak makbuldur. erken uyarı algoritmaları 3-4 saniyelik p dalgasıyla hem merkez konumunu hem de büyüklüğü tahmin eder, çok da güzel eder.

    ek: telefonun içinde ivmeölçer adlı sevimli bir sensör vardır. bu sensörle tahmin edin neyi ölçersiniz? ivmeyi! telefondan gelen verileri ayıklamak önemli tabii. hamdi abi balkonda ip atlarken de hayvan gibi titreşim olur, ivmeölçer yapıştırır eşik değer geçildi diye. ama hamdi abi tekil, filtrele gitsin. bütün mahalle aynı anda ip atlamaya başlarsa o zaman iş değişir, nur topu gibi bir yanlış alarmınız olur.

  • tuvalete giderken hesabı ödemiş +10 yazıyor ama tek amacın o tatlım +10000 falan yazmalısın, gerisi gereksiz jestler senin için. değerli olsaydı anı yaşardın, böyle siksok şeylerle uğraşmazdın.

  • amerika'daki her sey oldugu gibi bu da eyaletten eyalete degisen bir seydir. zamaninda obamacare getirildiginde en buyuk amac eyaletler arasindaki farki mumkun oldugunca azaltip ulke boyunca benzer, standart ve ortak bir saglik sistemine ulasmakti ama bunun ne kadar basarili oldugu tartisilir.

    oncelikle sunu soyleyeyim (cunku bu konuda cok soru geliyor) amerika'ya green card yoluyla veya baska bir sekilde geldiyseniz ulkeye adiminizi atar atmaz ilk yapacaginiz sey saglik sigortasi almak olmalidir. bunun kesinlikle sakasi yok. saglik sigortaniz yoksa bir ambulansin sizi alip bir sokak otedeki hastaneye goturmesi 2 bin dolar, acil serviste size basit bir pansuman yapilmasi 800 dolar, basit bir doktor ziyareti 400 dolar gibi fiyatlar cekebilirler. yukaridaki entry'lerde de siklikla bahsedildigi icin bu rakamlarin ayrintisina girmeyecegim ama bu rakamlar abartma degil. biz turkler'de genelde "bana bir sey olmaz" zihniyeti olur ama bu konuda risk almaya degmez. sahsen 15 senedir hic doktora gitmeme ragmen sigortam var cunku yarin ne olacagi belli olmaz. sirf hava degisiminden dolayi ucaktan iner inmez hasta olan ve doktora gitmek zorunda kalan ve ayaginin tozuyla binlerce dolar zarara giren insanlar var.

    yine de cok karamsar olmamak lazim. son istatistiklere gore amerikalilarin %92'sinin saglik sigortasi mevcut. obamacare oncesi bu rakam %84'tu ve obamacare sayesinde sigortasizlarin orani %16'dan %8'e dustu. bu oran almanya ve ingiltere'deki sigortali oraninin biraz daha altinda ama obamacare sonrasi arada cok fazla fark kalmadi.

    yukarida bahsettigim gibi amerika'daki saglik sistemi eyaletten eyalete degisiyor. saglik sistemi olarak iskandinav modelini birebir uygulayan oregon, washington, minnesota, california gibi eyaletler oldugu gibi, tam tersi model uygulayan alabama, teksas gibi eyaletler de mevcut. mesela her zamanki gibi oregon'u ornek vereyim. gecen sene gecen bir kanunla "oregon health plan" adinda bir saglik sigorta sistemine gecildi. buna gore aylik 1400 dolarin altinda geliri olan tekil kisiler, 1600 dolarin altinda geliri olan ciftler veya 2800 dolarin altinda geliri olan cocuklu aileler tamamen ucretsiz bir saglik sigortasina sahip olabiliyor. bu iskandinav modelinin birebir uygulamasidir. bu sistemdeki saglik sigortasi hemen hemen akla gelecek tum tibbi durumlari karsilamaktadir (dogum yapmak, uyusturucu tedavisi, psikolojik tedavi, dis sagligi dahil oldukca kapsamli bir sigorta).

    bu konuda her eyalet oregon kadar comert degil ama california'da da asagi yukari benzer bir sistem var. hatta california'daki birazcik daha comert cunku oregon'daki sigortadan faydalanabilmek icin en az green card veya vatandas olmaniz gerekirken california'da kacak gocmen olup saglik sigortasindan faydalanan insanlar var.

    yine de eyaletlerin kendi saglik sigortasi cok az kisiyi kapsiyor. amerika'daki sigortalilarin buyuk cogunlugu (yaklasik %60) calistiklari sirket tarafindan sigortalanmaktadir. her sirketin sigorta politikasi ve ucretleri farkli oldugu icin burada tam bir birlik saglanabilmis degil. mesela nike'in calisanlarina sagladigi sigorta ile intel'in calisanlarian sagladigi sigorta arasinda farklar mevcut. genelde buyuk ve kurumsal firmalarin sigortalari daha kapsamli ve daha ucuz oluyor. sirketlerin sagladigi sigorta calisanin ailesi ve cocuklarini da kapsarken ucret bedava ile ayda 500-600 dolar arasinda degisiyor. kisisel bir ornek olmasi acisindan: su anda calistigim sirkette kendim ve esimi kapsayan saglik sigortasi icin hic para odemiyorum ama onceki sirkette sirf kendi sigortam icin ayda 200 dolar oduyordum.

    bunun disinda 65 yasinin uzerindeki tum vatandaslar, engelliler, federal devlet icin calisan memurlar ve askerler federal devlet tarafindan sigortalanmaktadir ve bu kisilerin sigorta masraflarini sosyal sigortalar kurumu (gilicdar batirdi hep) odemektedir. 65 yasinin uzerindeki tum vatandaslar ssk'dan emekli oldugu icin saglik masraflarini da ssk oderken kalici olarak engelli olan vatandaslar da ayni kapsama giriyor. bu kisiler ayni zamanda bazi eyaletlerde de ek sigortalardan faydalanabiliyorlar.

    peki obamacare nerede devreye giriyor? diyelim ki 65 yasinin altindasiniz, bilinen bir engeliniz yok, calistiginiz sirket size sigorta saglamiyor, geliriniz sigorta satin almaya yetmiyor ve oregon gibi iskandinav sistemini benimsemis bir eyalette yasamiyorsunuz. bu durumda obamacare'in sisteminden indirimli olarak kendi ozel sigortanizi satin alabiliyorsunuz. obamacare oncesi bu durumdakiler icin sigorta policesi almak cok pahaliydi ama obamacare ile bu ucret biraz daha indi ama obamacare'in asil faydasi bu olmadi. obamacare oncesi sigorta sirketleri kanser, seker, kalp hastaligi gibi masrafli bir hastaliginiz varsa sizi sisteme kabul etmemezlik yapabiliyordu ama artik bu yasaklandi. sigorta sirketleri artik hangi hastaliginiz olursa olsun sizi kabul etmek zorundalar (trump bunu degistirmek istemisti ama kendi partisi bile karsi cikti).

    her seye ragmen sigortasi olmayan %8'lik kesim buyuk bir risk aliyor. sigortaniz yokken doktora gittiginizde en basit bir islem bile yuzlerce, hatta binlerce dolar tutabiliyor. bunun da birkac sebebi var. buyrun liste yapalim:

    1) bir hastanenin acil servisine gittiginizde ne olursa olsun sizi kabul etmek ve size ilk mudaheleyi yapmak zorundalar. yaninizda bir kimlik olmasa ve paraniz olmasa bile bu hastanelerin kanuni zorunlulugu. bu yuzden evsizler ve kacak gocmenler genelde acil bir durum oldugunda doktora gidip acil serviste takiliyorlar. bunlar ucret odemedigi icin kabak odeyenlerin basina patliyor cunku hastane herkesin masrafini odeyenlerden cikartmaya calisiyor.

    2) acil servisler sadece acil durumlar icin oldugundan hastaneler acil servis kullanimini azaltmak istiyorlar ve bunu ucretleri yuksek tutarak yapiyorlar. kanunen gelen kimseyi geri ceviremedikleri icin her basi agriyan veya burnu akanin acil serviste olmasini istemiyorlar ve fiyatlari caydirici bir guc olarak kullaniyorlar.

    3) abd'de tip okumak asiri derecede pahali oldugu icin doktorlar 200-300 bin gibi borclarla mezun oluyor ve ayda birkac bin dolar ogrenci kredisi odedikleri icin bu rakami musteriye yansitiyorlar.

    4) doktorlar yanlis tedavi uygulayip hastaya bir zarar verirlerse hastanin mahkemeye gitme ve cok ciddi oranda tazminat isteme hakki oluyor (malpractice). doktorlar bu ihtimale karsi ozel bir sigorta satin aliyorlar ve bu da her ay binlerce dolar tutuyor. sonunda doktor mahkemeye verilirse tazminati sigorta sirketi oduyor. bunun parasi da musteriye yansitiliyor.

    5) hemsireden hasta bakiciya kadar saglik personelinin maaslari oldukca yuksek ve dunya standartlarinin uzerinde oldugu icin bu da fiyatlara yansiyor. abd'de bir hemsirenin yillik 100 bin dolar ve uzerinde kazanmasi hic de nadir degil.

    6) ilac firmalari genelde paralarini bati ulkelerinden cikartirlar. mesela abd ve avrupa'da 5-10 bin dolar tutan bir ilac ayni marka ve ayni sirket tarafindan satilmasina ragmen cin veya hindistan'da 50-60 dolara kadar dusebiliyor. mesela abd'de 85 bin dolar tutan bir ilac hindistan'da 500 dolara sattigi icin bir cok amerikali hindistan'a gidip ilaci oradan aliyor (link asagida). genelde ilac firmalari ar-ge masraflarin bati ulkelerindeki ilac satislarindan cikartirken diger ulkelere maliyetin cok az uzerine ilac satarlar. ozellikle bu konu cok ilginc ve bu konuda yazilan bir suru makale ve kitap var. ilac firmalari abd'de ve avrupa'da satis yaparken en buyuk masraf kalemleri olan ar-ge'yi fiyata ekliyor ama asya ulkelerinde sadece ilacin fabrika uretim masraflari sayiliyor.

    https://money.cnn.com/…osbuvir-hepatitis/index.html

    7) tum bati ulkelerinde oldugu gibi abd'de de nufus gittikce yaslaniyor ve saglik hizmetlerine olan talep artiyor. amerikalilar'in ekseriyeti sagligina dikkat etmedigi, fazla egzersiz yapmadigi ve sagliksiz beslendigi gercekleriyle de yuzlesince ulkede yeterince saglik personeli yok. talep arza gore kat kat fazla olunca da saglik hizmetleri daha pahali oluyor (serbest piyasa ekonomisi).

    8) hastanelerin, medikal ofislerin ve kullanilan yuksek teknolojili makinelerin kirasi inanilmaz derecede yuksek ve bu da musteriye yansitiliyor.

    bazi durumlarda saglik masraflarinizi saglik sigortaniz disindaki kaynaklar da odeyebiliyor. ornegin trafik kazasi gecirdiginizde hastane masraflarinizi araba sigortaniz karsilar. isyerinde kaza gecirip sakatlandiginizda masraflarinizi sirketiniz ceker. eve hirsiz gelip sizi yaralasa hastane masraflarini ev sigortaniz ceker. yine de saglik sigortasi cok onemlidir ve buradaki hayatin olmazsa olmazlarindandir. sakin ihmal etmeyin.

    aslinda sigorta konusu oldukca karmasik. bunun deductible'i var, out of pocket'i var, out of network goygoyu var, bunlarin hepsinden bahsetmeye kalkarsam entry cok uzayacagi icin bahsetmiyorum ama mevzu burada bahsettigimden daha komplike. bazi durumlar oluyor, saglik sigortaniz oldugu halde saglik masraflarina bir araba dolusu para dokmeniz gerekiyor. bu yuzden sigortanin sartlarini, nerede nasil gectigini de iyice incelemek gerekiyor.

    amerika iyidir, hostur, firsatlar ulkesidir, bazi yerleri cennet gibidir (ornegin oregon) de kendi hakkinizi kendiniz aramaniz ve her seyi en ince ayrintisina kadar irdelemeniz gerekiyor yoksa bu ulke insani kagit gibi ogutur. her seyden onemlisi saglik giderlerini kismanin en iyi yolu yedigine ictigine dikkat etmek, sagligina ozen gostermek, sinirden stresten uzak durmak, havasi suyu temiz bir yerde yasamak, egzersiz yapmak gibi seyler geliyor. ornek olarak soyluyorum, gidip daha ucuz diye kalitesiz, junk food veya fast food tuketip sonra doktora binlerce dolar bayilacagima biraz daha organik, kaliteli beslenip doktor masraflarini kisabilirim mesela. hayatta yapilan yatirimlar icinde insanin kendi sagligina yapacagi yatirim gibisi yoktur cunku istedigin kadar mal mulk topla, onlari zevkle ve afiyetle yiyebilecegin sagligin yoksa ne yapabilirsin ki?

    su anda bu yaziyi okuyan herkes nefes alip veriyor. bunu hic dusunmeden, aklimiza bile gelmeden yapiyoruz. nefes aliyoruz, nefes veriyoruz. hic dusunmuyoruz ama 2-3 gun hasta olsak, bogazimiz veya burnumuz tikali olsa rahat rahat nefes almanin aslinda ne kadar lezzetli ve keyifli bir sey oldugunu anliyoruz. hastalik gecer gecmez "oh be dunya varmis" diyoruz, aradan birkac gun gecince yine unutuyoruz cunku insan bir seyi kaybetmeden kiymetini anlamiyor. simdi bu yaziyi okuyanlara bir sozum var, derin bir nefes alin, sonra birakin, sonra yeniden nefes alin, simdi de bunun ne kadar keyifli oldugunu ama aslinda hic kiymetini bilmedigimizi dusunun.

    ha diyeceksiniz ki "sen oregon'un tertemiz taptaze yemyesil havasini nefes cekiyorsun, tabi keyif alirsin". onun yeri ayri. nefes her yerde nefestir.

    neyse, yukarida dedigim gibi abd'de saglik sisteminden vergi sistemine, egitim sisteminden cevreyi koruma kanunlarina kadar her sey eyaletlere birakilmis. bu yuzden eyaletinizi de iyi secmek onemli. yine yukarida soyledigim gibi bazi eyaletler saglik sisteminde iskandinav modelini benimsiyor ama bu eyaletler vergilendirmede de iskandinav modelini benimsiyor. mesela teksas'ta yasayip yilda 100 bin dolar kazanan biri 28 bin dolar gelir vergisi oderken california'da yasayan ve yilda 100 bin dolar kazanan biri yilda 38 bin dolar gelir vergisi odeyecektir. sonucta iskandinav ulkelerinde de bedava saglik hizmeti olmakla beraber gelir vergilerinin oranlari %50'nin uzerine cikabilmektedir (mesela isvec'te gelir vergisi %62'ye kadar cikabilmektedir). kisaca dunyanin hicbir yerinde bedava saglik hizmeti diye birseyden soz etmek mumkun degildir cunku bunlarin parasi halktan o veya bu sekilde cikmaktadir.

    yine de abd gibi dunya tarihinin gelmis gecmis en varlikli ve zengin ulkesine vatandaslarinin doktora gidemedigi icin veya ilacsizliktan dolayi olmesi yakismiyor. ideal olan bunun hic olmamasi, ulkenin %100'unun (kacak gocmenler de dahil) sigortali olmasidir. umarim bir gun o da olur.

  • bugüne kadar filmlerde izlediklerimiz doğruysa devre arasında abd soyunma odasında:

    oyuncu 1- lanet olsun, adamlar bizi yendiler!!
    oyuncu 2- hey keller ikinci golü yerken aklın nerdeydi dostum ha??
    keller- hey hey hey sen kendi işine baksana dostum, adam şut çekerken sen napıyordun ha??
    oyuncu 3- hey kavga etmeyi bırakın tanrı aşkına, adamlar resmen kıçımıza tekmeyi bastılar, biz gidelim de evde nba izleyelim...
    bruce arena- hey, siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz tanrı aşkına?? dünya kupası'ndayız. dünya üzerindeki her futbolcunun olmak istediği yerde... iki gol yemiş olabiliriz, bu işi beceremiyor da olabiliriz, çok kötü de oynamış olabiliriz, ama bizler amerika birleşik devletleri milli takımıyız, sahaya çıkıp elimizden geleni yaparız, [ müzik hafiften yükselir ] onlara kim olduğumuzu gösterir, onları evlerine yollarız!!
    oyuncular- [ hep birlikte ] hadi çocuklar onlara kim olduğumuzu gösterelim heyo heyo heey...

    gibi diyaloglar yaşanacaktır

    sonuç ise: 4-0

    (bkz: hayatın amerikan filmlerindeki gibi olmaması)