ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
keki kabarmayan kadın
-
fırını pişirme derecesinin üzerine çıkarıp iyice ısıtmanız lazım ki, harç sönmesin. ısı, hamurun içine yayılır ve harcı kabartır. siz 180'de pişmesi gerekiyor diye, fırını 180'de tutarsanız, kapağı aç koy derken o ısı zaten 160-170'lere düşüyor. harç da içeride yeteri kadar ısıyı bulamadığı için yükselemiyor. 200'de ısıtıp, keki attıktan sonra dereceyi düşürmek gerekiyor. fan ayarı varsa bir müddet sonra onu da en düşüğe getirip, üzerinin yanmasını engelleyebilirsiniz.
edit: herkes kek uzmanıymış gördüğüm kadarıyla ama pek şeker insanlar :) keki nasıl kabarttığınız inanın umurumda değil, mesaj kutuma yüklenmenize gerek yok. :) kekin kabarmaması ile ilgili birçok sebep var, ısı da onlardan biri sadece. kek, ekmek vs. içerisinde gördüğünüz küçüklü büyüklü gözenekler var ya hani, işte onlar ısının harcın içerisinde dolaşmasından ötürü oluşmakta, ısı faktörü yapbozun parçalarından biri, o kadar. tek koşul bu demiyorum, kabartmak için bunu da deneyebilirsiniz diyorum. kabarmış kekli günler diliyorum. :)
isveç'in 80 bin mülteciyi geri göndermesi
-
muhtemelen türkiye'ye yapılacak geri göndermedir.
yalnız isveç devletinden ricam, düzgün mültecileri değil de,
seçebilirlerse, hırsız, tecavüzcü, barbar tipleri bize göndersinler.
biz de kırmızı halılı devlet töreni ile karşılarız.
çünküm bu tarz insanları halkımız baştacı etmeyi çok sever ve onlar da bizden birisi gibi olacağı için rahatça kaynaşırız.
türk'ün gücünü göreceksiniz
ana haber bülteni klişeleri
-
metrekareye aşırı miktarda yağmur düştüğünde klasikleşmiş alt bant
(bkz: x yağmura teslim oldu yollar göle döndü)
sürekli çevrilen cızbız köfte, kesilen döner, dana gulaş, kıyma makinesinde arta kalan çekilmiş kıymaların eldivenli bir el tarafından sıyrıldığı görüntüler eşliğinde
(bkz: et fiyatları el yakıyor)
balık pazarında sulanan balıklar, bağırış çağırış, curcuna, iki balıkçı röportajı, iki müşteri röportajı ve finalde hamsiyle yapılan alakasız bir yemek* * *görüntü enstalasyonundaki alt bant çeşitlemeleri
(bkz: x tl'ye düşen hamsi fakirin sofrasında)
(bkz: hamsi balıkçının yüzünü güldürdü)
(bkz: köftesi lahmacunu döneri derken şimdi de)
(bkz: lodos hamsiyi vurdu)
4 bira ve çerez alıp eve girmek
-
(bkz: 17 gün boyunca alkol satışının yasaklanması)
4x7+5=33tl
6.4.2017
4×10+10=50tl
14.10.2018
4×12+14=62tl
20.09.2019
4×12+16=64tl
21.04.2020
4x13.75+20=75tl
13.01.2021
4x15+20=80tl
04.04.2021
4x22.25+22.5=111.5tl
04.01.2022
4x30+30=150tl
01.06.2022
4x40+40=200tl
05.01.2023
edit: bira tabi ki kutu carlsberg olarak alınmıştır.
nureddin nebati'nin ağa sofrası fotoğrafı
-
ya menüden geçtim. niye araplar gibi yerde yiyorsunuz kardeşim? ne bu arap özentiliği?
masa var sandalye var insan gibi otursanıza.
mide bulandıran görüntü.
aziz yıldırım'ın motosikletli ile tartışması
-
başta sinyal ver lan diye böğüren delikanlının karşısında aziz yıldırım olduğunu anladığı anda içine doğru sıçarak niye sinyal vermiyorsun abiye evrildiği videodur.
kışın güneş gözlüğü takmak
-
çevremdeki her dört insandan beşinin garipsediği, benimse garipsenmesini garipsediğim davranış. güneş gözlüğünün hava sıcaklığıyla ne tür bir ilişkisi olduğuna dair sağlam bir argümanla gelebilenini de görmedim.
güneş gözlüğünün kışın gözü rüzgardan ve rüzgarla göze kaçabilecek parçacıklardan koruduğu ve gözün kışın da çevredeki ışıktan rahatsız olabileceği gibi dünyanın en basit gerçeğini geçiyorum. (ayrıca hafif bulutlu bir havada her yönden ve her yerden gelen sinir bozucu beyaz ışığın tamamen açık havada tek bir kaynaktan ve tek bir yönden gelen sarı güneş ışığından çok daha rahatsız edici olduğunu da unutmayalım)
"kışın neden güneş gözlüğü takıyorsun?" sorusu, "yazın neden ayakkabı giyiyorsun?" sorusundan farksız bence. istesek yalınayak gezebiliriz yazın, ayağımız üşümez, buna rağmen yazın hala ayağımıza bir şey geçiriyorsak başka bir işlevi olsa gerek, değil mi?
onu da geçtim, güneş gözlüğü takmak kendimi rahat hissetmemi sağlıyor olabilir, kime nedir? tanınmak ve sohbet içine çekilmek istemiyor olabilirim, gözlerim hassas olabilir, saatlerce gözümü kısa kısa dolaşmak istemiyor olabilirim. ışıktan korunmamı gerektiren bir rahatsızlığım olabilir. gözümün şişliğini saklamak istiyor olabilirim, gözlerimin kırışmaması gibi bi derdim olabilir falan filan. ya da bazısının saat takmayı sevdiği gibi güneş gözlüğü takmak öylesine hoşuma gidiyor olabilir.
hepsini geçtim, hiçbir işlevi olmadığı halde sadece cool görünmek için takıyor olsam ne yazar? bunun nesi kötü? sanırsın kimsenin cool görünme kaygısı yok, bi güneş gözlüklüler dert etmiş bunu. iki dakka dürüst olalım.
özet: güneş gözlüğü süper bir şeydir ve yaz kış takma özgürlüğüm için canımı vermeye hazırım. hırsımdan şu an evde de takıyorum.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"az önce buzdolabı odanın kapısını açıp boş boş baktı ve gitti. aklı sıra intikam alıyor şerefsiz"
kürdistan'ın en yaşanılır şehirleri
göğüs dekoltesine bakmaktan kaçamamak
-
beni bi odaya kapatip ucan araba yapmadan buradan cikis yok desinler, ertesi gun ucan arabayla cikarim o odadan. diger taraftan gogus dekoltesine bakmadan bir gun gecir sana 10 milyon euro desinler aglaya aglaya kaybederim o parayi cunku bakarim.
hatta soyle soylim de iyice fikir sahibi olun hakkimda! bogazli kazak giymis dekoltesiz kadinin goguslerine bile bakiyorum bazen ki belki sutyen giymemistir de kuru uzumleri az da olsa farkederim diye. zaaflari olan bir adamim ben.
rüşvet operasyonunun ülkeyi uçuruma sürüklemesi
-
zırvalık nedir sorusunun cevabı olan tespit. rüşvet ve yolsuzluk sürüklemiyor ama rüşvetin üzerine gitmek getiriyor.
bu nasıl bir alçaklık ve şerefsizlik lan?