hesabın var mı? giriş yap

  • nida nur yıldız... severek evlendiği eski eşi ‘sapık’ çıktı. burak etiler, evliyken yıldız’dan habersiz mahrem videolarını çekti, boşanma aşamasında da sosyal medya gruplarında paylaştı. soluğu savcılıkta alan yıldız “ben değil o utansın” dedi.

    nida nur yıldız; “en mahrem görüntülerimiz. burak’ın 40-50 erkeğin olduğu ‘goygoycular’ isimli bir whatsapp grubu var. boşanma aşamasında oraya atmış videoları. “

    köşe yazısı

    yahu değil eski eşin, hiç kimsenin videosunu arkadaşlarınla paylaşamazsın. bırak videoyu paylaşmayı, yaşadığınız mahrem şeyleri dahi anlatamazsın. işte biz namus mefhumu olmayan insanlara ‘namussuz’ diyoruz. sen de bu zümreye mensup bir yaratıksın.

  • sessizlik olduğu zaman kafalarda "ne anlatsam şimdi" sorusunun oluşmadığı ve en sevdiğim ilişki türü. diğer türlü çok sevdiğim bir insanla bile iki kişi olarak vakit geçirmek boğucu geliyor. susunca tuhaf oluyor çünkü. sürekli bir şeyler konuşuyor olma gerekliliği de doğallığı bozuyor.

  • 2.5 yılda açık cezaevine alınmış. nasıl bir adalet mekanizmamız var, nasıl bir infaz yapımız var anlamakta zorlanıyorum. adam katil arkadaşlar. alkollü araç kullanıyor, önüne 3 kişi atlıyor da frene asılamıyor değil.

    konuyu unutmuş olabilirsiniz; hatırlamak istiyorum. 1. alkollü araç kullanma var. 2. aşırı hız var. 3. olay yerinden kaçma var. 4. suçu başkasının üzerine atmak ve yalan beyanda bulunmak var.

    lan bu adamı nasıl savunabiliyorsunuz siz? değil edebiyatını sevmek, anası babası olsan savunamazsınız, katil amk adam katil.

  • oturuyorum bir barda iki tane arkadaşımla, içiyoruz. hepimizin canı birbirinden sıkkın. garson geldi ve maytap bıraktı masalara. müzik durduğunda yakar mısınız dedi, olur dedik. doğum günü kutlaması falan zannettim. durdu müzik, yaktık maytapları. bir çocuk çıktı sahneye aldı mikrofonu, kız arkadaşını çağırdı yanına, diz çökerek çıkardı yüzüğü ve "hayatımın kadını benimle evlenir misin" dedi. mutluluktan ağladı kız tabii, sarıldılar ve evet dedi. müzik başladı ve şu an dans ediyorlar.

    ben ne mi yapıyorum? maytap tutuyorum tabii ki ne yapacağım.

  • şu an dünya okçuluk sampiyonasinda çeyrek final maçına çıkıyor. yayın: trtspor yıldız

    edit :6-2 ile yarı finale kaldı

    yarı finalde de 1 numara almeida'yi yenip finale kaldı

    en güzel edit : dünya şampiyonu oldu mete

  • keşif, dolayısıyla keşfin getirdiği açıklama tamamen yaşamın kökeni ile ilgili.

    uzun yıllardır, arsenik tüketen veya arsenik içinde yaşayabilen canlılar olduğu biliniyordu. fakat bu canlıların konumuzla ilgisi yok, çünkü yeni keşfedilen canlı türü, bu arsenik içinde yaşayan canlılardan çok daha farklı.

    nasa'nın duyuru yapmak zorunluluğunu hissettiği bu canlı, arseniği yapı taşı olan dna'sına entegre etmiş durumda. yani arsenik bu canlının yapıtaşı.

    peki bunda garip olan ne?

    garip olan şu ki, bugüne kadar bildiğimiz bütün canlıların dna'sı karbon, hidrojen, azot, oksijen, fosfor ve sülfür'den oluşmaktaydı. dolayısıyla yaşamın var olabilmesi için gerek ve yeter şart olarak bu elementlere ihtiyaç olduğu düşünülüyordu. keşfedilen gfaj-1 namlı bakteri ise, dna'sında forfor yerine arsenik kullanıyor. bu da gösteriyor ki; hayatın yapı taşı olan dna'nın başka elementlerle oluşması da mümkün. başka bir deyişle, dünyada olduğundan çok daha farklı kimyasal yapılara sahip gezegenler üzerinde hayat oluşamaz diye bir kural artık yok.

    ortamda karbon mu yok? koy oradan silisyum'u, azot mu yok? flor olur o zaman, oksijen mi yok? at araya kalsiyumu... olay bu, dna veya benzeri yapılar türlü biçimlerde oluşabilir. dolayısıyla hayatın temel yapı taşları için bir sınır yoktur.

    ayrıca, dünya üzerinde keşfedilen diğer ekstremofil canlılarla birlikte düşündüğümüzde bu keşif iki şeye netlik kazandırıyor:

    1) evrim gerçektir. hayat, çok çeşitli kimya ve iklim yapılarında oluşabilir ya da buna adapte olabilir.
    2) dünya, hayatın oluşması için çok özel şartlara sahip eşsiz bir gezegen değildir.

    elbette dünya bizim türümüz için çok özel şartlara sahiptir ve bizler sadece dünya benzeri koşullar altında yaşayabiliriz fakat, hayatın varlığı sadece dünya gezegeni ve dünya gezegeninin sahip olduğu iklim ve kimyasal yapı üzerine değil, çok daha farklı yapılar üzerine inşa edilebilir.

    aynı zamanda iki geyik de bu keşifle beraber sonlanıyor:

    1) dünya güneşe birazcık daha yakın veya uzak olsaydı üzerinde hayat olmazdı
    2) hayatın varlığı için sıvı halde suya ihtiyaç vardır.

    peki, bilim adamları dizi senaristlerinin ve azıcık bilim ile ilgilenen herkesin söylediği; "başka türde yaşamlar da olabilir" şeklindeki görüşlerinden haberdar değiller miydi de yaşam için sadece dünya benzeri yerler üzerine araştırma yapıyorlardı?

    bilim adamları bunu elbette biliyorlar ve bu konu hakkında çalışmalar yapıyorlardı. fakat gfaj-1 keşfedilene kadar ellerinde bu konuda bir delil yoktu. bilirsiniz, bilim kesin bulgular üzerine hareket eder. bir kuşku veya öngörü üzerine; titan'a 300 milyon dolarlık bir araç gönderip hayat üzerine araştırma yapılmasını bekleyemezsiniz. fakat bilim adamları bunu da yaptılar, yani titan'a "temel" düzeyde de olsa bir sonda gönderdiler. ki bu çaba bile, bilim adamlarının farklı hayat şekilleri olabileceğine dair taşıdıkları özgüvenin bir sonucudur.

    neyse, artık dünya dışı yaşam arayışları, yıldızların "yaşam kuşağı" dediğimiz suyun sıvı halde bulunabileceği gezegenlerle sınırlı kalmayacak. yaşamın bir şekilde kimyasal tepkimelerin oluşabildiği her yerde karşımıza çıkabileceğini bileceğiz.

    ya da ufo'larla ilgili; "hocam şimdi onlar sülfür temelli canlılar, o yüzden dünya şartlarında yaşayamıyorlar, bunun için de öyle gelip bakıp gidiyorlar" diyebilme şansımız olacak...

  • maşallah diyin lan.

    edit: yalnız üzerinde düşünmemiz gereken şey muhtemelen yurtdışında yaşayıp büyümüş bir kızın, iç anadolu, doğu karadeniz ya da güneydoğuda büyüse ne halde olacağı bence. topraklarımız insanımızı kurutan, yüzündeki gülümsemeyi silen bir zehirle kaplı adeta.

  • (bkz: erdal tosun)

    bu adamı severdim, yaptığı rolün hakkını veren nadir insanlardan biriydi.
    ölümü pisi pisine oldu, seviyoruz seni erdal abi.

    --- spoiler ---

    büyükdere caddesi'nden maslak-sarıyer istikametinde ilerleyen 34 ej 8342 plakalı otomobil, henüz bilinmeyen nedenle orta refüje çarptı.

    çarpmanın etkisiyle takla atan ve köprüden uçan otomobil sarıyer'den maslak istikametine seyir halinde olan erdal tosun'un (53) kullandığı 34 uj 3409 plakalı otomobilin üstüne düşerek yola savruldu. tosun, tavanı çöken otomobilin içinde sıkışarak öldü.

    --- spoiler ---

    ne olmus yani buyuk adam olamadıysak hayallerimizi satmadik ya