ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
alanya'da sokak ortasına işeyen kadınlar
-
alanya ya ugrayan leş ve kalitesiz turistlerin örneği
çamaşır makinesinde gösterilen kalan süre
-
sıkma işini gereksiz bir abartmayla yaptığı için o esnada kendi içinde kütleçekim oluşturur ve zaman bize göre daha yavaş akar. artık makinenin kendi evreni ve zamanı vardır.
sülaledeki en başarılı kişi ve mesleği
-
sanırım abim.
kendisi akademisyen.
billur tuz gibi, çocukluğundan beri okur, okur, okur..
tamamı ücretsiz ve burslu olmak üzere eğitim ve sonrasında çalışma hayatı:
şehrin en iyi lisesi
şehrin en iyi dersanesi
hacettepe
bilkent
tekrar bilkent
koç
isviçre
amerika
şu an norveç
şimdi beni sorarsınız, sormayın.
ben kendisinin anti maddesiyim, ona tepki olarak doğdum.
kurban olduğum bir yerden verip bir yerden alıyor işte.*
not: bu arada bugün kendisinin doğum günü. bu entry'm kendisine armağanım olsun. varlığın ve başarılarında bir katkım olmadığından seninle gurur duyamıyorum ama orada burada övüyorum işte :)
edit: bu entry ile ilgili çok sayıda ve güzel mesaj aldım. favlayan okuyan herkese teşekkür ederim, sayenizde hoş bir şey yapmış oldum onun için. (o bile favlamış, beğenmiş demek ki :) ondan bu kadar söz ediyorum diye rahatsız olmazsa şayet, kendisi hakkında konuşulurken hep anlattığım ve bence çok hoş bir anektodu burada da paylaşmak isterim.
annem abime hamile iken, şehrin tıp fakültesi hastanesinde, daha önce düşüğü de olduğundan titizlikle takip edilmektedir. bazı şüpheler ve bir dizi tarama sonrasında, bebeğin kesinlikle sakat olacağı, kürtaj gerektiği söylenir bizimkilere. annem kürtaj için hemşire tarafından hazırlanırken, babam hastanedeki tanıdık doktorları bulup durumu danışır ve sağlıklı olması için ufak da olsa bir ihtimal olup olmadığını sorar. doktorlardan biri, en fazla %10 ihtimal olduğunu söyleyince babam, "%10 bana yeter, gerisi allah'ın takdiri" der ve annemi kürtajda ısrarcı ve kesin kararlı olan doktora görünmeden hastane odasından -tabiri caizse- kaçırır. daha sonra alanında çok iyi olan ve yakınen tanıdıkları bir profesörün takibine girerek annem abimi doğurur. tahmin edeceğiniz üzere tamamen sağlıklıdır.
tüm bunları düşününce bence abim, bizimkilerin, sağlıklı olma ihtimalini eleyemeyecek kadar inançlı, gözüpek ve etik kaygılara sahip, aynı zamanda sakat doğsa dahi 'keşke aldırsaydık' demeyecek kadar inançlarında samimi insanlar olmaları karşılığında allah'ın cömert bir hediyesidir.
karavela
-
güney amerika'da ispanyolca konuşulmasının sebebidir.
1300'lü yıllara kadar büyük gemilerde dört köşe yelkenler kullanılıyordu. bu yelkenler gemi rüzgarı arkasına aldığında yüksek hız sağlıyordu ancak güzergahı rüzgar yönüne oldukça bağımlı hale getiriyordu. rüzgar yönünden daha bağımsız hareket etmeyi sağlayan üçgen yelkenler ise küçük balıkçı teknelerinde kullanılıyordu.
1400'lü yıllarda portekizlilerin uzun mesefade ticaret yapabilme gerekliliği zamanla portekizli denizcilerin büyük gemilerde üçgen yelken kullanımıyla ilgili sorunları çözmesine ve üç direkli üçgen yelkenli karavela adlı geminin icat edilmesine yol açtı. bu geminin açık denizlerde nasıl kullanılacağını ve ters yönden esen rüzgara rağmen nasıl ileri gidilebileceğini keşfeden portekizliler, karavela kullanarak okyanusları aşmaya başladılar ve yeni karalarla deniz yollarının bulunması konusunda öncü oldular.
diğer ülkelerdeki denizciler düşük hızları nedeniyle karavela tipi gemilerle uzun süre ilgilenmediler ve bu gemilerin nasıl inşaa edileceğini ve kullanılacağını öğrenmek için çaba harcamadılar. bu durum uzun bir süre yeni kıtaların keşfedilmesi konusunda portekizlilere ve portekiz denizcilik akımını takip eden ispanyollara ciddi bir avantaj sağladı. ingilizler bile karavela yapımına, ispanyolların inka hazinelerini ele geçirip tonlarca altını avrupa'ya getirmesinden sonra hız vermeye başladı.
ebru gündeş'in 400 bin tl'lik kışlık alışverişi
-
"hazir oradayken bana da bir bot ve kazak alsaydi keske." dedigim alisveris. harcadigi parada benim de hakkim var sonucta.
doğu ekspresi'nde sevdicekle kahvaltı keyfi
-
bütün treni kokutup iğrenç bir havanın oluşmasına sebep olan, insanlara saygısı olmayan insan davranışı.
bilim adamlarının 1927 yılında çektirdiği fotoğraf
-
sadece bakarak zeka seviyemi 20 puan yükseltmiş fotoğraftır. yalnız resmi kapatınca tekrar düşüyor.
muhteşem fotoğraf.
isveçli çocuğu döven mülteciler
-
muhtemelen bunlar sınır dışı edilecek. sınır dışı edildikten sonra gidecekleri ülkeyi tahmin etmek çok zor değil…
kış saati uygulamasının kaldırılması
-
bana her sabah farklı sürprizler yaşatan karardır.
bu sabah saat 7.10'da, köpeğini dışarıya çıkaran bir teyzenin kafa feneri taktığını gördüm. madenci değildi kendisi.
ay sinirim bozuldu, sabah sabah.
rte'nin beşiktaş'ta öğrenci evine iftara gitmesi
-
beşiktaş'ta öğrenci evi denilince durmak gerekir. bu zamanda beşiktaş'ta ev tutan öğrenci en kötü zengindir zaten. büyük ihtimalle babası da erdoğan'ı tanıyordur. neyse sayın cumhurbaşkanımıza afiyet olsun.
süper karikatürler
-
arşimet: lan oğlum buraya bak buraya! suyun kaldırma gücünü buldum!
newton (elinde elma sektirerek): peki bu ne bu elimdeki?
arşimet: vay ipnee.. yerçekimini mi buldun lan?
newton: heralde... sabah graham aradı, o da bir şey bulmuş ama söylemedi.
arşimet: aradı mı? nasıl aradı?
newton: lan bi dakka...
ikisi birden: vay ipne... telefonu bulmuş!
2002 dünya kupası'ndan akılda kalanlar
-
ahn'ın italya'ya gol attığı için takımı perugia'dan kovulması.
tabi bir de milli takımın turnuva dönüşü türk hava sahasına girdiğinde savaş uçaklarının eşlik etmesi var. ne heyecan vardı o zamanlar.
https://youtu.be/5i5szlaradm
istanbul not constantinople
-
atina international hava alaninda erkekler tuvaletinde, bir kapinin arkasinda yazan yazi: " constantinopolis is the capital of greece"
altinda ise bir turk gencinin yazisi:" then greece is a district of turkey"
helal olsun turk gencine.