ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
2 ton uyuşturucu ile yakalanan suudi prensi
-
kendi ülkesinde cezası idam olan bir şeyden tutuklanan prens...
iade edilirse idam edilmesi gerekir şeriat kanunları gereğince, lübnan hükümeti bir prensi hapiste tutup siyasi skandal yaşamak istemez, muhtemelen iade edecekler, suudiler de prensi idam edemeyecekleri için üstünü kapatacaklar...
ağrı kesici yüzünden idam edilmiş türk tır şoförü vardı eskiden, ilaç türkiye'de reçete ile satılan, arabistan'da ise yasaklı bir ilaçmış, adamın kafasını kesmişlerdi...
o kadar allah'ın emrini yerine getirmeye meraklılarsa prensin de kelle gitsin diyorum, çifte standart olmasın yani...
serkan inci'nin yakılan kadını suçlu bulması
-
edit: aramizda hala basligi baskalarina birakip siyrilanlari goruyorum.
kadını mı suçlu buluyor yoksa bazı kadınların hastalıklı insanlarla ilişkilerinin olmasını mı?
çarpıtmayın.
broşür dağıtanları görmezden gelmek
-
hakli davranis. bazi brosurculer de ondekine verip bana vermiyor. tipimi begenmediginden mi, brosurdeki seyi alamayacak kadar fakir gozuktugumden mi bilmiyorum?
- onumdeki ile arkamdakine veriyosun da bana niye vermiyosun kodumun brosurcusu. ben saksi miyim! once bana vereceksin, en cok bana vereceksin! ben de almayip seni got edicem.
bayramda türk kahvesi yanında likör ikram etmek
-
olan gelenektir.
çocukken likörlü çikolatayı tam ağzıma atacağım anda dindar olmayan sülalemin dindar babaannesi elime vurup çikolatayı düşürmüştü: ''içkili o içkili! büyükler için'' demişti.
ayrıca sigara ikram kaseleri de 80lerin sonunda çok yaygındı. dindar komşularımızda bile olurdu. hatta onlar kullanmasa bile likör bardaklı setlere sahiptiler. süs olarak durmasını bile severlerdi.
poşetlerle oradan oraya koşturan çocuklar, bir evde rast gelen sayısız akraba ve komşu, zır zır çalan telefonlar... tüm şehirde bir curcuna olurdu ki, sorma gitsin..
2000'lere kadar afgan-paki gelenekleriyle yaşayıp kendi mahallesinden çıkmayanların ve sonrasında akepe tarzı dindarlıkla yoğrulup her şeye düşmanlık besleyenlerin bilmediği şeyler tabii...
ilgili dönemde özal'ın bir haberi: görsel
zor erkeklerin daha çekici olması
-
zor erkeklerin daha çekici olması diye bir şey yok bence. çekici bulduğun erkeğin sana zorluk çıkarması var. o da seni çekici bulmadığındandır bacım. fazla kurcalamaya gerek yok.
ankara'daki dağınık satılık ev
-
sanırım ev burhan altıntop'un evi. özellikle salondaki portreden sonra bu kanıya vardım.
kasiyerle dalga geçen pakistanlı sığınmacı
-
atatürk'ün türkiye cumhuriyeti'ni yıkmak için, akın akın milyonlarca ortadoğu kaçkınını doldurarak ümmetçilik oynanıyor. iç savaş, dış savaş ne ararsanız olacak.
allahın belasıdır.
kar yağarken izlenesi filmler
-
(bkz: ice age)
avea ttnet ve türk telekom'un birleşmesi
-
zamanında aria ve aycell birleşti avea oldu, şimdi yine birleşiyorlar. ne agar.io şirketlermiş arkadaş
83.000 tl'ye satılan 2. el polo
-
"özel siparişle gelmiş olup fabrikada üretilip yollanmıştır"
öbür arabalar tarlada bitiyor zaar.
katar dünya kupası şarkısı
-
arkadaşlar izlemeden çok kötü demeyin, ben izledim, çok kötü.
yılan hikayesi'ndeki kürşat
-
efsane geri dönmüş. yayını biraz geri alınca geldiğim ilk sahnesi:
kadın: tekneyi de sen yaktın değil mi?
kürşat: evet, yakhhtımm, ben yaktım. önce malını yaktım, şimdi de canını yakacağım.
kadın: yaktın ya! daha ne yapacaksın! bana baksana sen..
kürşat: şşşşşş.. sakin ol yenge, bilmemkimi kastetmiyorum. sen şimdi şunu düşün; kendi kanımdan birine bunu yapabildiğime göre, senin kanından birine neler yapabilirim...
helal olsun be reyiz. 15 sene geçti ama itlikten, puştluktan bir adım kaymamışsın. adamsın adam!